Oyku7.blogspot.com adresli blog sayfasında kısa öyküler yayınlamaya başladım. Aslında öykü serisi demek daha doğru olur belki. Her hafta pazar günü saat 10'da yayınlanan ilk öykü ile başlayan ve hafta boyu her gün saat 10'da yayınlanan bölümleri ile süren, 7 günlük seriler. Serilerin özelliği, birbirine yakın yerlerde ya da konseptlerde çektiğim fotoğraflara eşlik etmeleri. Şimdiye kadar iki seri öykü yayınladım. Toplamda 14 öykü ediyor. Yarından itibaren yeni seri başlıyor, siz kıymetli okuyucularım için bir ön bilgi olsun, bu serinin adı Kadıköy. Bugün Kadıköy'ün çeşitli yerlerinde çektiğim 7 fotoğraf eşliğinde yedi kısa öykü yer alacak, yarından itibaren 7 gün boyunca, saat 10'da oyku7.blogspot.com adresli blog sayfasında. Öykülerdeki karakterler, anlattıkları, olay örgüsü vb. tamamen kurgu. Gerçek hayattaki kişi ve olaylarla bağlantısı tesadüften ibaret. İlginizi çekerse aynı öyküler ve fotoğraflar oyku7.blogspot adresli Instagram hesabında da yayınlanıyor...
Barselona - Sagrada Familia |
Başlık anlamsız geldiyse kusura bakmayın. Genelde Manisa'dan Malatya'ya geçilir, askerliğin sonuna doğru yaklaşılırken. Başlık da saymayla ilgili. Toplam süreyi bilmediğimiz için kalanların yerine geçenlerini sayıyoruz ömrümüzün.
Michael Foley ismini daha önce duymadıysanız büyük bir kayıp. Bu yazıyı okuduktan sonra, hatta daha okurken, Saçmalıklar Çağı adlı kitabını okuyun. Yıllar önce okuduğum bu önemli eseri yeniden gözden geçirirken, bir kaç alıntı yapmak istedim:
Kapitalizmin en başarılı güven numaralarından biri herkesin milyoner olabileceği yanılsamasını yayabilmesidir. Oysa zirvede sadece birkaç kişiye yer vardır ve zirvede yer alabilecek beceriye çok az kişi sahiptir. s.11
Ama "karakter" sözcüğünün eski moda bir tınısı var. Hak görme çağı, sorumluluk gerektiren karakterin değil, hak talep eden kimliğin peşindedir. Kimlik parada, statüde veya şöhrette aranabilir ama bulunabileceği en kolay yer grup aidiyetidir ve grup, hele adaletsizlikten mustariplik iddiası sunabiliyorsa, iyice çekicidir. Bu durumda grubun üyeleri kurban konumunda olabilir ve başkalarını suçlama lüksünü yaşayabilirler.s.96
Potansiyel kesintilerle dolu bir şebekenin göbeğinde sürekli bulunmak, kriz yönetiminin getirdiği heyecan ve önemlilik hissini sağlamaktadır. Sahte "birden fazla iş yapıyor hissi" kadar, sahte "birden fazla kesintiyi idare etme telaşı" hissi de söz konusudur.s.107
Kronik aldırmazlığın yanında bir de kendinde hak görme çağının kaçınılmaz sonuçlarından kronik genel nankörlük söz konusu. Her şey hak ediliyorsa şükretmeye gerek yoktur. Oysa şükretmek, müteşekkir kalmak, olumlama ve aşkınlığın temelidir. s.162
Bence de saçmalıklar çağında yaşıyoruz. Her daim mutlu olma gerekliliği, hep meşgul ve bir yerlere koşturma telaşı, bir şeyleri kaçırıyor olma duygusunun huzursuzluğu, kendini başkalarıyla kıyaslamaktan vazgeçememe...
ve bu arada ilerleyen kentler...
Malatya'dan Manisa'ya giderken....
Bir sonraki durak Kahramanmaraş.
Son durağı ise bilen yok....
Güzel yazı. Bahsettigin kitabı okuyacağım
YanıtlaSilÇok iyi bir kitap. Yazıda internette herkesin erişebileceği bir kopyasının bağlantısı var.
YanıtlaSil