Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart kapıdan baktırıyor

Malum atasözünü bilmeyen yoktur: " Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır ". Bugün sözün gerçekliğini bir kez daha yaşayarak gördük. Dışarıda soğuk soğuk esen bir rüzgar ve arada yüzünü gösteren kış güneşi var. Camın arkasında ısıtıyor, ancak havanın soğukluğunu azaltabilecek gücü yok.

Lazerli göz ameliyatının riskleri konusunda

Lazer ile miyop ameliyatının riskleri konusunda bir araştırma yaparken bulduğum sayfa ilginç geldi. Ülkemizdeki göz kliniklerinin cezbeden yazılarla süslü sayfalarıyla kıyasladığımda bulduğum sayfadaki bilgiler düşündürücü geldi.  Konu göz olunca paylaşayım istedim. Sayfa ne yazık ki İngilizce. Sayfanın adresinin çevirisi Lasik Komplikasyonları. Google'ın çeviri hizmetinden yararlanıp, biraz bozuk da olsa, Türkçe olarak çevrilmiş haline bağlantıyı da koydum.  http://www.lasikcomplications.com http://translate.google.com/translate?hl=tr&sl=en&tl=tr&u=http%3A%2F%2Fwww.lasikcomplications.com%2F  

Şili depreminin düşündürdükleri

2008 yılının sonbaharında 5 günlük gezimiz aklıma geldi. Santiago ve Valparaiso'yu ziyaret etme şansı bulduğumuz gezimizde çektiğim fotografları Picasa 'daki sayfama yüklemiştim. Nerden nereye...

TTNet'ten WebTV: tivibu

Türk Telekom'dan uzunca süredir beklenen IPTV hizmetinin duyurusu henüz yapılmadan WebTV hizmeti tivibu 'nun reklamları televizyon kanallarında dönmeye başladı. Birçok internet sitesinde WebTV ile IPTV arasındaki farkların ne olduğuna ilişkin bilgiler bulabilirsiniz. Oralara bakmaya üşenenler olur diye ikisini ayıran en temel noktaları belirteyim istedim. IPTV, yayını almaya uygun ek bir cihaz (set üstü kutusu - set top box) yardımı ile televizyondan izlenir. WebTV, bilgisayardan ya da internete bağlanabilen cep telefonu, cep bilgisayarı vb cihazlardan izlenir. IPTV'de hizmet kalitesi (Quality of Service) garantisi vardır. WebTV'de internet bağlantısında yaşanabilecek yığılmalar hizmetin kalitesini düşürebilir. Oldukça uygun fiyatlarıyla sunulmaya başlanan Tivibu hizmetini almayı düşünenlerin ilgili sayfadaki Sıkça Sorulan Sorular bölümünü dikkatli okumalarını öneririm. TTNet'e kotalı abone olanların, Sıkça Sorulan Sorular bölümünde de yanıtlandığı üzere Tivibu ...

İngiltere'nin e-Devlet Kapısı: DirectGov

İngiltere'nin e-Devlet kapısı http://www.direct.gov.uk/ adresi incelendiğinde vatandaşlara yönelik bir çok hizmetin sunulduğu görülmektedir. Bu hizmetlerin eğitim, araçlar, vergi, iş bulma, suç ve adalet, engelliler, insan hakları gibi başlıklar altında tasniflenmiştir. Büyük ölçüde konu ile ilgili ayrıntılı bilgilerin sunulduğu web sayfasında Çevrimiçi Yap (Do It Online) bağlantısıyla, çevrimiçi olarak yapılabilen hizmetlerin ilgili web sayfalarına yönlendirilmeleri sağlanmıştır. DirectGov'un internet üzerinden sunduğu hizmetlerin bir bölümüne mobil telefonlar aracılığıyla erişim olanaklıdır. Mobil telefonlarla internete girerek DirectGov hizmetlerine ulaşılabildiği gibi kısa mesaj göndererek kimi konularda sorgulama yapılabilmektedir. İnternet ve mobil telefonlar dışında e-Devlet kapısı DirectGov'a erişim için bir diğer seçenek ise televizyondur. İngiltere'de Sky ve Virgin Media adlı sayısal uydu platformlarından, Freeview adlı sayısal karasal yayın platformundan ve...

Türk Telekom'dan IPTV, Türksat'tan VOIP

Telefon, televizyon ve internetten oluşan 3 hizmetin tek fatura ile aynı şirket tarafından sunulmasına İngilizce'de Triple Play deniyor. Kelime kelime tercüme edildiğinde üçlü oyun şeklinde ifade edilebilecek böylesi bir hizmetin dünyada bir çok uygulaması olmasına karşın ülkemizde örneği yoktu. Haberlere bakılırsa yakın zamanda iki farklı şirket 3 hizmet - tek fatura dönemini başlatacak. Ses ve internet hizmetini vermekte olan Türk Telekom, televizyon işine girerken; televizyon ve internet hizmetini veren Türksat, telefon işine girecekmiş . Umalım ki bu rekabet tüketicilere indirim olarak yansısın.

Kayıp Sembol, Dan Brown

Dijital Kale, İhanet Noktası , Melekler ve Şeytanlar, Da Vinci Şifresi romanlarından sonra Dan Brown bir çok satan roman daha yayınladı. Orijinal adı Lost Symbol olan romanın Türkçe çevirisi Kayıp Sembol olarak Altın Kitaplar'dan çıktı. Türkçe çeviri 527 sayfa. Melekler ve Şeytanlar ile Da Vinci Şifresi'nde olduğu gibi kahramanımız gene Robert Langdon. Bu kez masonların sakladığı bir sırrın peşine düşüyor. Washington'ın tarihi binaları, meydanları, heykelleri arasında CIA'in de karıştığı bir maceraya atılıyor. Roman, Brown'un 12 saatlik macerasını anlatıyor. Brown'un daha önce okuduğum kitaplarıyla kıyasladığımda Da Vinci Şifresi bir numaradaki yerini koruyor. Kitapla ilgili İngilizce bir site var: http://www.thelostsymbol.com/main.html . Bu sayfada sembollerle ilgili bir oyuna da yer verilmiş. Kitapta uzunca yer verilen ve genelde yanlış anlaşıldığı ileri sürülen masonluk konusunda bilgi edinmek isteyenlere Wikipedia'nın ilgili maddesini öneririm. Tür...

hayatı en iyi özetleyen şarkı ve sözleri...Pink Floyd'dan TIME (Zaman)

Time - Pink Floyd Yükleyen popi_vazeou . - Video klipler, sanatçı röportajları, konserler ve çok daha fazlası. Ticking away the moments that make up a dull day Fritter and waste the hours in an offhand way Kicking around on a piece of ground in your home town Waiting for someone or something to show you the way Tired of lying in the sunshine staying home to watch the rain And you are young and life is long and there is time to kill today And then one day you find ten years have got behind you No one told you when to run, you missed the starting gun And you run and you run to catch up with the sun, but it's sinking Racing around to come up behind you again The sun is the same in a relative way, but you're older Shorter of breath and one day closer to death Every year is getting shorter, never seem to find the time Plans that either come to naught or half a page of scribbled lines Hanging on in quiet desperation is the English way The time is gone, the song is...

Neşeli Hayat

Yılmaz Erdoğan'ın yazıp yönettiği ve başrolünü oynadığı son filmi Neşeli Hayat 'ı biraz geç de olsa izledim. Film, yıllar önce izlediğim Kemal Sunal'ın Düttürü Dünya adlı filminin yarattığı duyguyu hatırlattı. Neşeli Hayat adlı multi-level marketing şirketi tarafından dolandırılan, bu multi level marketingin ne olduğunu merak ediyorsanız buraya bakabilirsiniz, günlük bulduğu işlerle geçimini sağlamaya ve ayakta kalmaya çabalayan Rıza'nın traji komik öyküsü olarak özetlenebilir filmin konusu. Hüzünle ancak sıkılmadan izleyip, verdiğiniz paraya pişman olmadan sinemadan ayrılmak istiyorsanız gidip izleyin.

Go! Ekolojik Diktatörlük, Dirk C. Fleck

Geçen dönem aldığım derslerin birinde okumamız istendiği için haberdar olduğum ve içeriği nedeniyle iç bunaltısı ile okuduğum bilim kurgu Go! Ekolojik Diktatörlük. Ankara'lı yayınevi Ayraç Yayınları tarafından 1998 yılında yayınlanmış. Benim aldığım ilk baskısıydı, sanırım çok ilgi çekmemiş. Ankara'da yaşayıp kitabı almak isterseniz Selanik Caddesi'ndeki Metropol sinemasının yanındaki kitapevinde bulabilirsiniz. Gelelim kitaba. 1993 yılında Almanya'da çevre, ekoloji konularında çalışmaları olan gazeteci Fleck tarafından kaleme alınan Ekolojik Diktatörlük kara ütopya olarak adlandırılabilecek bir bilim kurgu. 2050'li yıllardaki dünyaya ilişkin karamsar, gerçekçi diye de nitelendirilebilir, bir tablo çiziliyor. Dünyanın büyük bir kısmı yaşanmaz hale gelmiş. Bir grup devlet Global Observer (Küresel Gözlemci) adı altında birleşmiş ve çevreyi koruyabilme adına konulan çok sıkı kurallarla insanları yöneterek hayatta kalmaya çalışıyor. Kitabın uyandırdığı iç bulantısı...

TÜİK Çocuk

Boyun, kilon yaşıtlarınla kıyaslandığında ülke ortancasına göre ne durumda? Seninle aynı adı taşıyan, yaşadığın kentte ve ülkede kaç kişi var? Senin yaşında yaşadığın kentte ve ülkede en yaygın isimler neler? Senin yaşında yaşadığın kentte ve ülkede kaç kişi yaşıyor? Peki ülkemizde en çok kullanılan 5 isim hangileri? (Bu son sorunun yanıtını herkes tahmin edecektir :) Ahmet, Mehmet, Mustafa ile Ayşe ve Fatma) Yukarıdaki soruların yanıtı bir TIK ötenizde. Eski adıyla Devlet İstatistis Enstitüsü yeni adıyla Türkiye İstatistik Kurumu, ya da kısaca TÜİK, web sayfasında çok güzel grafiklerle süslenmiş bir çocuk bölümü açmış. Burayı tıklayarak sayfaya ulaşabilirsiniz. Bağlantı çalışmazda diye sayfanın adresini aşağıya yazdım: http://www.tuik.gov.tr/TuikCocuk/Start.do Merak eden olur mu bilmem ama benim adımda Türkiye'de 88 278 kişi yaşıyormuş. Benim yaşımda Ankara'da en yaygın isim Murat'mış. Ankara'da en yaygın isim ise Ahmet'miş. Benim yaşımdaki kişiler arasında ülkemi...

Çöplüğün Generali, Oya Baydar

Oya Baydar'ın geçtiğimiz sene yazında yayınlanan son romanı Çöplüğün Generali'ni yakın zamanda okudum. Malum davayı hatırlatan yarı kurgusal, yarı belgesel gibi bir roman. Baydar'ın yazdığı roman gelecek zamanda geçiyor. Büyük deprem olarak anılan bir felaket sonrası insanlar yeni bir bölgede kurulan modern kentte yaşamlarını sürdürmektedir. Teknolojinin gelişmiş olanaklarından yararlanıp, sakin bir hayat geçiren romanın kahramanı bir gün havaalanına giderken sapmaması gereken bir yola sapar. Bu noktadan sonra romanın içinde bir başka roman okumaya başlıyoruz. Bu ikinci romanın yazarı büyük deprem öncesi yaşayan yazarlardan birisine ait. Bugünlerin meşhur davasında yeralan iddialara fazlasıyla benzer şeyler yaşanır bu ikinci romanda. Yarı belgesel gibi diye nitelendirdiğim bölüm bu roman içindeki romanda aktarılmış. Sonuna kadar ilgiyle okunan, sürükleyici bir roman Çöplüğün Generali. Bugünlerde yaşananlara ilişkin göndermeler, yorumlar düşündürücü. İnsanları denetleyen, f...

geçen ay en çok okunan 10 yazı

Göksu Restaurant

Özellikle öğlen saatlerinde Kızılay, Sakarya civarında düzgün yemek yiyeceğiniz bir yer arıyorsanız en doğru seçim Göksu Restaurant olacaktır. Meşhur Otlangaç'ın karşısına denk düşen mekan, hızlı ve özenli servisi, lezzetli ve fahiş olmayan fiyatları ile bölge insanlarının gönlünde çoktan taht kurmuş. Öğle saatlerindeki kalabalığa karşın hızlı ve özenli servisin sırrı yeterli sayıda personel çalıştırmak olsa gerek. Yemeklerinde etsiz çeşitlerinin az oluşu dışında kusuru yok denebilir. Akşam servisini hiç denemedim, ancak akşamları Sakarya'ya gidenlere fazla hitabetmeyebilir. Afiyet olsun. GÖKSU RESTAURANT Bayındır Sokak No: 22 / A Kızılay - ANKARA tel 312 431 47 27 - 431 22 19

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı

ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe...

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor. ...

Eski Maltepe pazarı eski yerinde yakında bizlerle...

Ankaralılar bilir, kot pantolondan araba teybine, ara musluğundan kuruyemişe ne ararsan bulabildiğin hem de uygun fiyata bulabildiğin bir pazar var(dı): Maltepe camisinin üst tarafından pazartesi dışında (o gün semt pazarı kurulurdu) her gün hizmet veren seyyar paravanlarla ayrılmış küçük dükkancıkların oluşturduğu bir pazardı. Bu pazarın bulunduğu araziye bir alışveriş merkezi yapıldı. Ankara'nın en ilginç mimarisine sahip olduğunu düşündüğüm Malltepe Park, eski pazar esnafının ahını almıştı. Sopalarla dövüle dövüle pazar yerinden atılan esnafın tutan ahı, Malltepe Park'ı iflas noktasına getirdi. Market, dükkanlar derken hayalet alış veriş merkezine dönüştü Malltepe Park. Sonunda alış veriş merkezi yönetimi eski (kendi deyimleriyle tarihi) maltepe pazarını Malltepe Park'ın içine taşımaya karar vermiş.  Bugünlerde hummalı bir çalışma sürüyor Malltepe Park'ta. Dükkanlar alçıpanla küçük dükkancıklara bölünüyor. Öğrendiğime göre şimdiden 70'ten fazla pazar esnafı taş...

Yaylapınar (Sinekçiler) Köyü Nazilli tatili

Yazılacaklar birikti, bu gidişler birikmeye devam edecek. Üst üste gelince seyahatler, okunanlar, teknik gelişmeler böyle oluyor. Yavaş düzgündür, düzgün ise hızlı deyip başlayayım bir yerinden.  Geçtiğimiz haftanın 6 gecesini, Aydın'ın Nazilli ilçesinin, eski adıyla Sinekçiler, Yaylapınar köyünde geçirdik. Ne ben, ne de eşim Nazilli'li. Oralarda yaşayan akrabamız da yok. Peki nasıl oldu da bir köyde kaldık 6 gece. Pınar Kaftancıoğlu sayesinde. Kendisini büyük şehirlerde, özellikle İstanbul'da, yaşayan çocuk sahipleri tanıyacaktır. Ayşe Arman'ın söyleşisinden sonra tanıyanlar ve alış veriş yapanların sayısında ciddi artış olmuş. Siz tanımayanlardansanız İpek Hanım'ın Çiftliği'nin web sayfasına bakmanızı ve yazının geri kalanını sonra okumanızı öneririm.  Kaftancıoğlu, bana kalırsa ülkemiz için uygulanabilir bir kalkınma modeli oluşturmuş. Ülkemiz, her ne kadar son dönemlerde ihmal edilmiş olsa bile, bir tarım ülkesi. Tarıma elverişli topraklara ...

Hac / Paulo Coelho

Kurguyla Gerçek Arasında Bir Yolculuk Bugüne kadar hiç Paulo Coelho kitabı okumamıştım. Siz sormadan söyleyeyim: Evet, Simyacı hâlâ okunacaklar listemde. Ama ilk adımı, Hac ile attım. İlginçtir ki bu kitap, Simyacı ’nın da yazılmasına vesile olan gerçek bir hac yolculuğunu konu alıyor. Bu yolculuk, İspanya'da "El Camino de Santiago" yani Santiago Yolu olarak bilinen yüzlerce kilometrelik bir yürüyüş rotası boyunca geçiyor. Farklı yönlerden, farklı duraklardan başlayan ama aynı amaca çıkan bu rota, hem fiziksel hem de ruhsal bir yolculuk sunuyor. Kitabın arka kapağını okuduğumda aklıma Nermin Yıldırım ’ın Ev adlı romanı geldi. Orada da kahraman, Santiago yolunu farklı bir yönde yürüyordu. Coelho’nun Hac ’ı ile bu iki kitap arasında, hem benzerlik hem de yaklaşım farkı görmek mümkün. Kurgu mu, Anı mı? Kitabı okurken en çok düşündüren şeylerden biri şu oldu: Bu yaşananlar gerçekten oldu mu, yoksa metaforların içine mi gizlendiler? Roman, yer yer o kadar ...

Klasik televizyonlar ne zaman biter?

Yayıncılık dünyasında uzun süredir büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Bu dönüşüm üzerine 2013 ve 2018 yıllarında görüşlerimi paylaşmış, klasik televizyon yayıncılığının giderek sönümleneceğini ve dijital platformların baskın hale geleceğini öngörmüştüm. Bugün, 2025'e geldiğimizde bu öngörümün büyük ölçüde gerçekleştiğini söylemek mümkün. Ancak bazı detaylar hâlâ dikkat çekici bir dengeyi sürdürüyor. Yeni Neslin Tercihi Belli: Platformlar ve YouTube Artık genç izleyicilerin büyük çoğunluğu içerik tüketiminde Netflix, Disney+, Amazon Prime  gibi dijital platformları ve YouTube 'u tercih ediyor. İçeriğe istedikleri zaman, istedikleri cihazdan ulaşabiliyor olmak bu tercihin temelinde yatıyor. Lineer yayın akışına bağımlı olmak, gençler için oldukça uzak bir kavram haline geldi. Ama Klasik TV Hâlâ Burada Buna rağmen, 50 yaş üstü izleyici kitlesi için klasik televizyon hâlâ önemli bir yer tutuyor. Alışkanlıklar, haber ve canlı yayınlar gibi içerikler, bu grubun televizy...

Yirmi Yıl Sonra Gelen Misafir

Kuşlar, horozlar, eşekler hepsi kendi dilinde güneşi selamlarken, biraz daha uyuyabilsem diye uğraşmak boşunaydı.  Haydi kalk bakalım, diyor hepsi. Güneş doğdu, gün başladı. Yapılacak onca iş seni bekliyor. Misafirin de gelecek, hem de. Gözlerimi ovuşturarak doğruldum yer yatağından, serin sabah havası yüzüme hafifçe çarpıyordu. Çaydanlığın içinden yükselen buhar sesini duyunca mutfağa yöneldim. Annem erkenden kalkmış, sobayı da yakmış, her şey hazır gibiydi. Misafirin kim olduğunu hâlâ söylememişti ama yüzündeki gizemli gülümseme merakımı daha da artırıyordu. Bahçeye çıkıp tavuklara yem verirken aklım hep o yaklaşan misafirdeydi. Evin küçüğü olsam da benim de yapmak zorunda olduğum şeyler vardı. Tavukların yemlenmesi sabah rutinim arasında. Yemlerini verdikten sonra yumurta var mı kontrolü de bende. Abim ve ablam gibi okula gitmiyorum henüz. Misafir kaçta gelecek acaba? Saat sekizi biraz geçiyordu, uzaklardan tozlu bir araba sesi gelmeye başladı. Yokuştan çıkan eski model minibüsü...

İstanbul Ansiklopedisi: Sessiz Çatışmaların ve Görünmeyen Yansımaların Hikâyesi

Bu yazı, Netflix ’te Nisan 2025’te yayınlanan İstanbul Ansiklopedisi  dizisi hakkında olacak. Hem bir izleyici olarak düşüncelerimi paylaşmak hem de spoiler vermeden bir bakış sunmak istiyorum. Diziler hakkında yazdığım ilk blog yazısı olacak, bu yüzden heyecanlıyım. 📚 Genel Bilgiler Sekiz bölümlük mini dizi formatında sunulan yapımın senarist ve yönetmen koltuğunda Selman Nacar oturuyor. Başrollerde ise genç oyuncu Helin Kandemir  (Zehra) ve deneyimli isim Canan Ergüder (Nesrin) yer alıyor. Zehra, üniversite eğitimi için Amasya’dan İstanbul’a gelirken; Nesrin, Fransa’da kariyerine devam etmeye hazırlanan, Zehra’nın annesinin yıllardır görüşmediği eski bir arkadaşı. İkili arasındaki etkileşim dizinin en güçlü yanlarından biri. 💭 Dikkatimi Çekenler (Spoilersız): Kimlik arayışı teması  güçlü bir şekilde hissediliyor. Zehra’nın İstanbul’a gelmeden önceki hayatıyla, büyük şehirde yaşadığı değişim arasındaki gelgitler oldukça etkileyici yansıtılmış. Nesrin’in şehir ve ülk...

Rangers - Fenerbahçe maçı 90 dakika sonu

İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti.  İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı.  Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı.  Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım.  Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar.