Kimi bir kaç cümlelik kimi bir kaç sayfalık anılarla dolu öykücükler ve tümünü bağlayan farklı bir kurgu. Barış Bıçakçı'nın son novellasını severek okudum. Okuma heyecanını bozmadan, konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Halis Bey, emekli elektrik mühendisi. Ayşe ise başarılı bulunan bir öykü kitabı yayınlamış bir peyzaj mimarı ve tercüme yaparak hayatını kazanıyor. Tercüme bürosunda rastlaşıyorlar ve Halis Bey Ayşe'den anılarını öyküleştirmesini istiyor, ücreti karşılığında. Novella, Halis Bey'in anıları ve Ayşe'nin hayatını anlatan bölümlerle kurulmuş. Novellada yer alan bölümlerin her biri ayrı öyküler haline getirilebilecek derinlikte. Ayşe'nin hayatına dair bölümlerde ülkenin gündemine dair göndermeler de yer alıyor. Daha önce okuduğum eserlerinde olduğu gibi bolca Ankara var arka planda. Hatta Garson başlıklı bölümde Ankara başrolde. İstanbullular deniz yok, fazla gri dese de Ankara, Ankara'da yaşamaya alışmışlar için kendine has özellikleri ve güzelli...
Son dönemlerde 1980'lerde yaşananlara ilişkin filmler yapılmaya başlandı. Vizontele Tuuba, her ne kadar çok yüzeysel değinilmiş bile olsa Babam ve Oğlum, Eve Dönüş ve son olarak Beynelmilel. Darbe olduğunda 6 yaşında olmama karşın hatırlıyorum o günleri az çok. Birçoklarının yaşamlarında kalıcı sonuçlar bırakan bir sürece ilişkin geniş kesimlere ulaşabilen filmlerin yapılması için 20 seneden fazla süre geçmesi kayda değer. Bu kısa girişten sonra gelelim yazının asıl konusa, beynemilel bir şeye :)
Adıyaman'ın gevendelerinden (yöresel çalgıcı) ordu bandosu yapılırsa, konsey üyelerini karşılamak için hazırlanılırsa ve onlar da baharı karşılama marşı diye... Fragmanları izleyenler gerisini tahmin edebilecektir. Filmin tüm konusunu tahmin etmek hiç zor değil zaten. Sonuçta bir dönem filmi ve o dönem neler yaşandığını konuya ilgi duyanlar biliyor. Ancak, 1980 sonrası doğan ve hiç bir şey bilmeyen, öğrenmeye niyeti olmayan bir kuşak var. Sıradan insanların o süreçte yaşadıklarını, kendini bulamadan ülkeyi kurtarmak için çırpınanların çaresizliğini izlemek isteyenler için kaçırılmayacak bir film. Cezmi Baskın, Özgü Namal, Bahri Beyat ve Dilber Ay başta olmak üzere oyunculuklar başarılı. Umut Kurt (Haydar rolünde) Türk sineması için bir umut olduğunu gösteriyor. Kimi sahnelerde arkalara dikkatli bakınca yeni model araçları görmek olanaklı. Film çekebilecek büyük setler olmayınca bu tip sorunlar yaşanması doğal. Son dönemde birbiri ardına izlediğim başarılı yerli yapımlar arasında. Filmin oldukça iyi hazırlanmış bir web sayfası da var: http://www.beynelmilel.net Son not olarak filmin sonunda kitaplıktaki eserlere dikkat edin derim.
Adıyaman'ın gevendelerinden (yöresel çalgıcı) ordu bandosu yapılırsa, konsey üyelerini karşılamak için hazırlanılırsa ve onlar da baharı karşılama marşı diye... Fragmanları izleyenler gerisini tahmin edebilecektir. Filmin tüm konusunu tahmin etmek hiç zor değil zaten. Sonuçta bir dönem filmi ve o dönem neler yaşandığını konuya ilgi duyanlar biliyor. Ancak, 1980 sonrası doğan ve hiç bir şey bilmeyen, öğrenmeye niyeti olmayan bir kuşak var. Sıradan insanların o süreçte yaşadıklarını, kendini bulamadan ülkeyi kurtarmak için çırpınanların çaresizliğini izlemek isteyenler için kaçırılmayacak bir film. Cezmi Baskın, Özgü Namal, Bahri Beyat ve Dilber Ay başta olmak üzere oyunculuklar başarılı. Umut Kurt (Haydar rolünde) Türk sineması için bir umut olduğunu gösteriyor. Kimi sahnelerde arkalara dikkatli bakınca yeni model araçları görmek olanaklı. Film çekebilecek büyük setler olmayınca bu tip sorunlar yaşanması doğal. Son dönemde birbiri ardına izlediğim başarılı yerli yapımlar arasında. Filmin oldukça iyi hazırlanmış bir web sayfası da var: http://www.beynelmilel.net Son not olarak filmin sonunda kitaplıktaki eserlere dikkat edin derim.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.