Ana içeriğe atla

Kayıtlar

EMO Ankara Şubesi Hatıra Ormanı

Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi bu yıl kuruluşunun 30. yılını kutluyor. Çeşitli etkinliklerin yanı sıra, kalıcı bir eser olarak, hatıra ormanı yapılıyor. Ankara'nın Hasanoğlan beldesindeki alana toplam 12.000 fidan dikilecek. Bu hafta pazar günü ( 1 Nisan 2007 ) düzenlenecek şenlikle fidanların dikimi gerçekleştirilecek. Konu ile ilgili ayrıntıları buradan okuyabilirsiniz...

Kızıla Boyalı Saçlar, Kostas Mourselas

Yazardan okuduğum ilk kitap Kızıla Boyalı Saçlar . Yunanistan'ın yakın tarihi arka planı oluşturuyor, anlatılan öykü ise (Konstandis Manolopulos adlı kahramanın ağzından anlatılıyor) bir grup arkadaşın zaman içindeki değişimleri. Değişik bir tarz var kitapta. Roman, geri dönüşlerle, birbirinin içine girmiş öykülerle ilerliyor. Kimi yerlede, özellikle anlatılan öyküden çok uzaklaşıldığında, nerde kalmıştık, hatırlayın gibi uyarılar konulmuş. Sürükleyici bir roman olmakla birlikte, çok karakterli ve karakterlerin isimleri birbirine benziyor olması okunmasını zorlaştırıyor: Anargiros, Andigoni, Andoniadhis, Anestis, Aristos, Athanasia, Athina...Yazarda bu isim benzerliklerinin ve karakter çokluğunun sorun olabileceğini düşünmüş olmalı ki kitabın başına Romandaki Başlıca Kişiler adlı bir bölüm koymuş. Romanı okurken yer yer dönüp bakmak gerekiyor, kimdi bu adı geçen diye. Yunanistan yakın tarihini çok fazla bilmem. Albaylar cuntası olarak bilinen bir dönem yaşadığını, ikinci düny...

Göksu Park

Havalar bir kapalı bir açık bugünlerde. Henüz ortalık tam ısınmamış ve aydınlanmamış da olsa gökyüzü, kışın kasvetli karanlıklarından iyidir gene de. Geçtiğimiz günlerde Eryaman'daki Göksu Park'a gittik. Mangal alanları, göl kenarında küçük kafeler, gölde ördekler. Soldaki fotograf, kafelerin birinde içtiğimiz demlik çayın görüntüsü. Demlik olarak satılması iyi bir uygulama. Özellikle çayı sevenlere. Fiyatlar, merkezi yerlerdeki kafelerle kıyaslandığında hesaplı. Güzel bir park olmuş. Ağaçların büyümesi ile daha da güzelleşecek. Göl manzaralı evlerin inşaatı hızla sürüyor. Umarım inşaatlar bitip oturanların sayısı artmadan metro biter. Yoksa İstanbul yolu ne kadar genişlerse genişlesin yükü kaldıramayacak...

Mobil televizyon: içerik

Farklılaşan ve çoğalan yayın gönderme ortamları, içeriğin kıymetlenmesine yol açıyor.İnternet bağlantı hızlarının artması ile duymaya başlayacağımız IPTV, yakın zamanda bir yenisi eklenen uydu platform işletmeleri, sayısal karasal yayın ile birlikte çoğalacağı düşünülen yerel kanallar, internet üzerinden yayın yapan kanallar hepsi içeriğin peşindeler. Eski filmler, diziler artık arşivlerde saklanmayacak. Bu ortamlarda birisi diğerlerinden çeşitli yönleriyle farklılık gösteriyor. Geçtiğimiz günlerdeki yazımda mobil televizyonun teknik boyutunu ele almaya çalışmıştım. Uygulanan teknik ne olursa olsun herhangi bir yayını izlenilir kılan hiç kuşkusuz içeriktir. Mobil televizyon uygulamaları bir çok özelliği ile diğer yayın gönderme ortamlarından farklılık gösterir. Bu farkların en önemli iki tanesi yayınları almak için kullanılan cihazların ekranlarının küçük olması ve yayını izleyenlerin uzun süreli olarak bu yayını izlemeye uygun olmamaları. Hatırlarsak mobil televizyondan bahsediyoruz....

Mercan Balık

Sakarya caddesinde balıkçıları bir arada bulabilirsiniz. Birbiriyle yanyana dükkanlarda, benzer fiyatlı benzer balıklar satılır. Şimdilerde bu dükkanlara, balıkların pişirilmişlerinin satıldığı balık fast foodları eklendi. Eskiden Kemer'in olduğu köşeden (gene eskiden) Yeni Sahne'nin olduğu tarafa doğru ilerlerken sol tarafınızda kalıyor Mercan Balık . Balık döner, balık kokoreç (ki şiddetle tavsiye edilir) gibi özel lezzetlerin yanı sıra çeşitli balıkların çeşitli pişirilme yöntemleriyle sunulduğu, güzel dekorlu bir mekan Mercan Balık . İki katlı oturma salonunun bir katını sigara içmeyenlere ayırarak takdirimizi kazanmış mekan. Fiyatlar, balık restaurantlarıyla kıyaslandığında oldukça makul. Adres ve telefon bilgileri aşağıda... Mercan Balık Selanik Caddesi No:10/2 Kızılay / ANKARA tel (312) 430 12 47

Candan Erçetin'le Beraber ve Solo Şarkılar

Daha önce de yazmıştım TRT 1'de Çarşamba akşamlarının yeni programını. Ancak, yazıyı programı izledikten sonra yazmıştım. Bu kez, program öncesinde hatırlatmak için yazıyorum. Bu akşam 22.30'da TRT 1 ekranlarında Erçetin ile birlikte Nilüfer'i izleyeceğiz. Nilüfer ile ilgili tanıtıcı bilgileri buradan alabilirsiniz. 1998 yılından beri UNICEF'in iyi niyet elçisi de olan Nilüfer'i canlı performansında izlemek keyif verici olacak.

Mobil televizyon: Teknoloji

Televizyon izleme saatlerine baktığımızda gittikçe artan rakamlar görüyoruz. Evlerimizde olduğumuz süre boyunca (uyku dışında) açık olan bu cihazlara mobil ortamlarda da erişmek isteyenleri ilgilendireceğini düşündüğüm mobil televizyon konusundaki gelişmeleri anlatmaya çalışacağım bir dizi yazı yazmaya karar verdim. Öncelikle konunun teknik yönünü ele almaya çalıştım. Hatalar görürseniz, ya da paylaşmak istediğiniz bilgiler varsa yorum kısmına yazmanızı ya da e-posta göndermenizi rica ederim. 3. nesil cep telefonu lisansının yakında verileceği düşünülürse, mobil cihazlardan (cep telefonu, pda, notebook vs) televizyon yayınlarının çoğalacağı söylenebilir. Bu konuda iki farklı teknoloji kullanılıyor. Kullanılacak frekans, cihazların tüketeceği güç, kapsama alanı, servisin özelliği gibi farklı parametrelerle şekillenen bu iki teknoloji: streamed mobile tv (tam karşılığını bulamadım ama akış yayın denebilir belki) ve broadcast mobile tv (birine akış yayın deyince burda iş daha zorlaşıyor ...

geçen ay en çok okunan 10 yazı

Göksu Restaurant

Özellikle öğlen saatlerinde Kızılay, Sakarya civarında düzgün yemek yiyeceğiniz bir yer arıyorsanız en doğru seçim Göksu Restaurant olacaktır. Meşhur Otlangaç'ın karşısına denk düşen mekan, hızlı ve özenli servisi, lezzetli ve fahiş olmayan fiyatları ile bölge insanlarının gönlünde çoktan taht kurmuş. Öğle saatlerindeki kalabalığa karşın hızlı ve özenli servisin sırrı yeterli sayıda personel çalıştırmak olsa gerek. Yemeklerinde etsiz çeşitlerinin az oluşu dışında kusuru yok denebilir. Akşam servisini hiç denemedim, ancak akşamları Sakarya'ya gidenlere fazla hitabetmeyebilir. Afiyet olsun. GÖKSU RESTAURANT Bayındır Sokak No: 22 / A Kızılay - ANKARA tel 312 431 47 27 - 431 22 19

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı

ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe...

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor. ...

Eski Maltepe pazarı eski yerinde yakında bizlerle...

Ankaralılar bilir, kot pantolondan araba teybine, ara musluğundan kuruyemişe ne ararsan bulabildiğin hem de uygun fiyata bulabildiğin bir pazar var(dı): Maltepe camisinin üst tarafından pazartesi dışında (o gün semt pazarı kurulurdu) her gün hizmet veren seyyar paravanlarla ayrılmış küçük dükkancıkların oluşturduğu bir pazardı. Bu pazarın bulunduğu araziye bir alışveriş merkezi yapıldı. Ankara'nın en ilginç mimarisine sahip olduğunu düşündüğüm Malltepe Park, eski pazar esnafının ahını almıştı. Sopalarla dövüle dövüle pazar yerinden atılan esnafın tutan ahı, Malltepe Park'ı iflas noktasına getirdi. Market, dükkanlar derken hayalet alış veriş merkezine dönüştü Malltepe Park. Sonunda alış veriş merkezi yönetimi eski (kendi deyimleriyle tarihi) maltepe pazarını Malltepe Park'ın içine taşımaya karar vermiş.  Bugünlerde hummalı bir çalışma sürüyor Malltepe Park'ta. Dükkanlar alçıpanla küçük dükkancıklara bölünüyor. Öğrendiğime göre şimdiden 70'ten fazla pazar esnafı taş...

Yaylapınar (Sinekçiler) Köyü Nazilli tatili

Yazılacaklar birikti, bu gidişler birikmeye devam edecek. Üst üste gelince seyahatler, okunanlar, teknik gelişmeler böyle oluyor. Yavaş düzgündür, düzgün ise hızlı deyip başlayayım bir yerinden.  Geçtiğimiz haftanın 6 gecesini, Aydın'ın Nazilli ilçesinin, eski adıyla Sinekçiler, Yaylapınar köyünde geçirdik. Ne ben, ne de eşim Nazilli'li. Oralarda yaşayan akrabamız da yok. Peki nasıl oldu da bir köyde kaldık 6 gece. Pınar Kaftancıoğlu sayesinde. Kendisini büyük şehirlerde, özellikle İstanbul'da, yaşayan çocuk sahipleri tanıyacaktır. Ayşe Arman'ın söyleşisinden sonra tanıyanlar ve alış veriş yapanların sayısında ciddi artış olmuş. Siz tanımayanlardansanız İpek Hanım'ın Çiftliği'nin web sayfasına bakmanızı ve yazının geri kalanını sonra okumanızı öneririm.  Kaftancıoğlu, bana kalırsa ülkemiz için uygulanabilir bir kalkınma modeli oluşturmuş. Ülkemiz, her ne kadar son dönemlerde ihmal edilmiş olsa bile, bir tarım ülkesi. Tarıma elverişli topraklara ...

İstanbul Modern İzzet Keribar sergisi

İstanbul Modern'de 2024 Kasım ayında açılan İzzet Keribar'ın fotoğraflarından oluşan seçkiyi ziyaret etmek istiyorsanız 25 Mayıs 2025'e kadar vaktimiz var.  Farklı dönemlerde ve mekânlarda çekilen birbirinden etkileyici kareleri incelerken Keribar'ın notlarını okumayı ihmal etmeyin. İyi fotoğrafın, belki de herşeyin "iyi"si için geçerli olan, özen ve sabır gerektirdiğinin kanıtı gibiydi sergi. İstanbul Modern'in terasında martı, Galata Kulesi ve şehri yıkayan yağmuru tek karede sabitlemeye çalıştığım fotoğraf için aynı özen ve sabrı gösterdim mi bilemiyorum.

23 Nisan depreminin ardından

1999 yılında yaşanılan büyük depremin üzerinden 26 sene geçmiş. O günden bu güne her sarsıntının ardından konuşanlar ve konuşulanlar neredeyse hiç değişmiyor. İstanbul'un depreme hazır olmadığı, kentsel dönüşümün olması gerektiği kadar hızlı ilerlemediği, toplanma alanlarının yetersizliği gibi bir çok eksiklikten bahsediliyor.  1999 Marmara depreminin üzerinden 26 yıl geçti. Aradan geçen yıllarda şehirler büyüdü, nüfus arttı, teknoloji ilerledi. Ancak her sarsıntının ardından dile getirilen endişeler neredeyse hiç değişmiyor. İstanbul’un olası büyük depreme hazırlıklı olup olmadığı, kentsel dönüşümün yeterince hızlı ilerleyip ilerlemediği ve toplanma alanlarının durumu hâlâ konuşulmaya devam ediyor. Dünkü Deprem ve Kitapçıda Yaşananlar Dünkü depremi kızımla birlikte bir AVM’deki kitapçıda yaşadık. Kahvelerimizi içiyor, etrafımızda 23 Nisan sevincini yaşayan çocukları izliyorduk. Ancak bir anda her şey değişti. Sarsıntı başladığında insanlar hızla dışarı çıkmaya çalıştı. Çocukl...

Hac / Paulo Coelho

Kurguyla Gerçek Arasında Bir Yolculuk Bugüne kadar hiç Paulo Coelho kitabı okumamıştım. Siz sormadan söyleyeyim: Evet, Simyacı hâlâ okunacaklar listemde. Ama ilk adımı, Hac ile attım. İlginçtir ki bu kitap, Simyacı ’nın da yazılmasına vesile olan gerçek bir hac yolculuğunu konu alıyor. Bu yolculuk, İspanya'da "El Camino de Santiago" yani Santiago Yolu olarak bilinen yüzlerce kilometrelik bir yürüyüş rotası boyunca geçiyor. Farklı yönlerden, farklı duraklardan başlayan ama aynı amaca çıkan bu rota, hem fiziksel hem de ruhsal bir yolculuk sunuyor. Kitabın arka kapağını okuduğumda aklıma Nermin Yıldırım ’ın Ev adlı romanı geldi. Orada da kahraman, Santiago yolunu farklı bir yönde yürüyordu. Coelho’nun Hac ’ı ile bu iki kitap arasında, hem benzerlik hem de yaklaşım farkı görmek mümkün. Kurgu mu, Anı mı? Kitabı okurken en çok düşündüren şeylerden biri şu oldu: Bu yaşananlar gerçekten oldu mu, yoksa metaforların içine mi gizlendiler? Roman, yer yer o kadar ...

Boğaz'da erguvanlar

İstanbul’un baharı, erguvanların açmasıyla başlar. Boğaz’ın yamaçlarında, morun en güzel tonlarıyla süzülen bu ağaçlar, kente özgün bir hava katar. Erguvanlar, sadece doğanın değil, şehrin ruhunun da bir parçasıdır. Peki nedir bu erguvan? Erguvan ( Cercis siliquastrum ), Akdeniz iklimine özgü, ilkbaharda mor-pembe çiçekler açan bir ağaçtır. Anadolu'da yüzyıllardır bilinen bu ağaç, hem mitolojik hem de kültürel anlamda derin semboller taşır. İstanbul Boğazı çevresinde doğal olarak yetişen ender türlerden biridir. Erguvanın İstanbul’daki Yeri Erguvan, Bizans’tan Osmanlı’ya kadar pek çok dönemde İstanbul’da zarafetin ve geçiciliğin simgesi olmuştur. Rivayetlere göre Bizanslılar erguvanı imparatorlukla özdeşleştirirken, Osmanlı’da "erguvan cemiyetleri" adı verilen bahar eğlenceleri düzenlenirmiş. Osmanlı döneminde saray mensupları, Boğaz kıyılarındaki yalılarından erguvanların açmasını izler, bu manzarayı şiirlerle ölümsüzleştirirdi. Erguvan Nerelerde Görülür? ...

İstanbul Ansiklopedisi: Sessiz Çatışmaların ve Görünmeyen Yansımaların Hikâyesi

Bu yazı, Netflix ’te Nisan 2025’te yayınlanan İstanbul Ansiklopedisi  dizisi hakkında olacak. Hem bir izleyici olarak düşüncelerimi paylaşmak hem de spoiler vermeden bir bakış sunmak istiyorum. Diziler hakkında yazdığım ilk blog yazısı olacak, bu yüzden heyecanlıyım. 📚 Genel Bilgiler Sekiz bölümlük mini dizi formatında sunulan yapımın senarist ve yönetmen koltuğunda Selman Nacar oturuyor. Başrollerde ise genç oyuncu Helin Kandemir  (Zehra) ve deneyimli isim Canan Ergüder (Nesrin) yer alıyor. Zehra, üniversite eğitimi için Amasya’dan İstanbul’a gelirken; Nesrin, Fransa’da kariyerine devam etmeye hazırlanan, Zehra’nın annesinin yıllardır görüşmediği eski bir arkadaşı. İkili arasındaki etkileşim dizinin en güçlü yanlarından biri. 💭 Dikkatimi Çekenler (Spoilersız): Kimlik arayışı teması  güçlü bir şekilde hissediliyor. Zehra’nın İstanbul’a gelmeden önceki hayatıyla, büyük şehirde yaşadığı değişim arasındaki gelgitler oldukça etkileyici yansıtılmış. Nesrin’in şehir ve ülk...