Ana içeriğe atla

Kayıtlar

etkileşimli televizyon aramasıyla eşleşen yayınlar gösteriliyor

Sayısal Karasal Yayıncılık

Dün kaldığım yerden devam etmeye çalışayım. Bu yazıda işin daha çok kullanıcı tarafını izah etmeye gayret göstereceğim. Bir kere televizyon yayınının sayısal olması, alıcılarımızın (yani televizyonlarımızın) değiştirilmesini gerektirmeyecek. İlerleyen yıllarda sayısal alıcılı televizyonlar üretilecek elbette, alına bakarsanız bu tip cihazlar hali hazırda satılıyor zaten (daha çok ombi diye adlandırılan hem sayısal hem analog tuner'lileri özellikle), ancak tüm televizyonların sadece sayısal alıcılı modellerle değiştirilmesi uzun yıllar alacaktır. Yani bu dönüşüm (sayısal yayın dönüşümü) renkli TV gibi bir dönüşüm değil. Ne gerekecek peki bu sayısal yayını izlemek için? Tıpkı sayısal uydu yayınlarını izlemek için de ihtiyaç duyduğumuz Set Üstü Kutusu (SetTopBox - STB). Bu kutuların içerisinde, gönderilen yayınları almaya uygun almaç (reciever) ve yayını televizyonun anlayacağı biçeme (formata) çevirecek donanım bulunmaktadır. DVB-T yayınları için farklılık bir yerde kutu seçiminde

televizyon üzerinden e-Devlet hizmetleri

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2010 yılı verilerinden oluşturduğum grafik, ülkemizde internet kullanımının yaşla ilişkisini ortaya koyuyor. Yaş arttıkça, internet kullanımı oranındaki dramatik düşüş dikkatinizi çekmiştir. Özellikle internet tabanlı elektronik devlet uygulamalarının en büyük sorunlarından birisi bu yandaki grafik. Yaşlı nüfusun %10'u bile interneti kullanamazken sadece internet tabanlı e-devlet projelerinizin tüm halka ulaşmayacağı aşikar. Hal böyle olunca halkın çoğunluğunun (özellikle nüfus kağıdı genç olanlar) kullanabileceği farklı platformlar araştırılmış. Televizyon, bulunan en uygun çözüm gibi görünüyor. Peki televizyon nasıl kullanılacak? Konunun ayrıntılarını merak edenleri 24 Eylül 2010 tarihinde Grand Ankara Rixos Oteli Millenium 2 Salonuna bekliyorum. Saat 09.30-10.00 arası Etkileşimli Televizyonun Yerel Yönetimlerde Kullanımı başlıklı bildirimi sunacağım. Türkiye Bilişim Derneği'nin düzenlediği 27. Bilişim Kurultayı 'nda buluşalım. Özellikle

Multimedia Home Platform lisansı

Yazının başlığı siz bir şey ifade etmediyse ve yayıncılık sektöründe çalışmıyorsanız devamını okumak sıkıcı gelebilir. Malum DVB adlı organizasyon (DVB-S/T/C/H gibi bir sürü standartı geliştirmiş Avrupa temelli yapı) etkileşimli televizyon standartı geliştirmek için kolları sıvamış ve açık standartlı (dikkat buyurun açık kaynak kodlu değil) Multimedia Home Platform (MHP) adlı seçeneği ortaya koymuştu. Avrupa Yayın Birliği, Avrupa Komisyonu gibi yapılarca önerilen standarta ait lisanslar açıklandığında çok ciddi hayal kırıklıkları yaşanmıştı. Hatta Avrupa Yayın Birliği, MHP'yi önerdiğini açıkladığı metni askıya almış ve bu yıl başlarında geri çektiğini duyurmuştu. Bu kadar olaya yol açan neydi? Malum geliştirilen teknolojileri kullandığınızda lisans ödemeniz gerekiyor. Özellikle kullandığınız teknoloji ile kar elde ediyorsanız (mesela yifreli yayınlıyorsanız içeriğinizi) bu lisans artabiliyor. MHP'nin lisans haklarını yöneten VIA adlı şirketin ilk açıkladığı lisans ücretleri FTA

IPTV World Forum Ardından, Teknik Değerlendirme - 2

Üzerinden epey zaman geçti gerçi etkinliğin. Söz vermeme karşın teknik değerlendirmelere devam edemedim. Yeni etkinlikler, biriken işler, yetiştirilmesi gereken evraklar engel oldu. Bu sabah fırsat bulunca ertelemeyeyim istedim. Bu yazı, dizinin ikinci ve son yazısı olacak. Bu yazıda Vestel ve Air Ties ile ilgili bir iki tespitimi sizlerle paylaşacağım. Etkinliğin küçük fuar alanında önemli alanı dolduran iki Türk firmasını görmek sevindiriciydi. Etkinlik İstanbul'da yapılmakla birlikte Doğu Avrupa ve Avrasya'ya yönelik bir etkinlik. Düzenleyicisi ise İngiltere kökenli bir şirket. Katılımcıların arasında yabancılar da var. Vestel, Beko ile birlikte ülkemizin medarı iftarı. Manisa'daki üretim üssünü gezmek isterim. Eğer unutmazlarsa fuar alanında tanıştığım Vestel yetkilileri Manisa'daki tesislere davet ettiler. Beko'nun aksine, yurt dışında OEM ürünlerle (kendi markası yerine başka markalar adına üretim yaparak) var olmuş. Bu stratejilerinde değişikliğe gidecekle

ipTV - 2

ipTV ile birlikte televizyon ya da daha genel anlamda video hizmetinin Telco şirketlerince sunulması, klasik (linear:doğrusal) televizyon izlemenin yanında; kaçırdığınız yayını belirli bir süre boyunca izleyebilme (catch-up TV), sipariş ettiğiniz filmi izleyebilme (video on demand :isteğe bağlı video), izlediğiniz programı duraklatma-kaydetme-ileri/geri sarma olanağı (personal video recorder:kişisel video kaydedici), yayınlanmakta olan programla etkileşim (interactive tv:etkileşimli tv), bilgisayar olmadan internete erişim gibi yeni seçenekler sunacak. bir sonraki yazıda ipTV'nin arkasındaki teknolojiden bahsedeceğim.

IPTV

IPTV ile ilgili okuma çalışmaları yapıyorum uzun süredir. Yayın sektörünü derinden etkileyecek bir konu gibi geliyor bana IPTV. Çok kısa özetlersem, internet protokolü denilen IP üzerinden televizyon yayıncılığı yapılması diyebiliriz bu teknolojiye. İşin içine bir çok konu giriyor elbette. Sıkıştırma tekniklerinin gelişmesi, daha fazla yayını aynı bant genişliğinden göndermenizi sağlıyor. Bununla da kalmıyor elbette IPTV'nin güzellikleri. Televizyon ve bilgisayar teknolojilerinin birleşmesini de bir şekilde sağlamış oluyor. Kişiye ve bölgeye özel reklamlar, yayın ile bütünleşmiş etkileşimli içerik, yayın sırasında sipariş vermek, isteğe bağlı video ilk aklıma gelenler. Önceki yazılarımda da yazmıştım. Özel sektörün büyükleri konunun öneminin farkında. Doğan Grubu'nun elindeki kanalları düşününce bu konuya verdikleri önem çok daha anlaşılır oluyor elbette. Konu ile ilgili internette bir çok kaynak bulunabilir elbette. Son gördüğüm sayfanın bağlantısı aşağıda. İngiilizce bilenler

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

blogda yeni dönem: belirli günler / belirli konular

2004 yılından bu yana hizmetinizde olan blogum, istediğim okunurluk seviyesine ulaşamadı bir türlü. İşin doğrusu, son bir kaç aya kadar pek derdim değildi sayılar. Birileri okuyunca, yorum yazınca mutlu olsam bile kimselerin okumayacağını bilsem bile yazmaya devam ediyordum. Bugüne kadar reklam önerilerine de, evet gerçekten birden fazla reklam teklifi geldi, sıcak bakmadım. Hal böyle olunca okunurluğu arttırmak için çareler aramadım.  Bu yaz başında blogda bir takım yeniliklere gitmeye karar verdim. Daha önceleri bir kaç kez sosyal projeleri ve başarılı işleri tanıtmak için başvurduğum e-söyleşilere teknik içeriği ekledim. Yayıncılık sektörünün en büyüklerinin en üst yöneticileri ile e-söyleşiler yayınladım. DVB , DRM ve WorldDMB kendi alanlarının en prestijli kuruluşları. En büyük şansım ülkemizin sayısal radyo ve televizyon konusunda karar aşamasında olması. Bu durum standart belirleyici kuruluşlar açısından kendi bilinirliklerini arttırmanın hayati olduğu bir dönemi doğuruy