Ana içeriğe atla

Kayıtlar

100 dolara laptop

Fiyata bakıp o paraya laptop olur mu dememek lazım. Projenin amacı ucuza laptop üretmek değil sadece. Erişilebilir bir fiyata ve çocukların kurcalayabilecekleri, kurcalarken öğrenebilecekleri, internet bağlantısına sahip, basit ve sağlam bir laptop yapıp az gelişmiş ülkelerde, bir anlamda doğuştan şanssızlara akranlarına yetişmek için şans tanımak. Projeyi ayrıntılarıyla açıklayan sayfa: http://www.laptop.org/index.tr.html Bağlantısını verdiğim sayfa Türkçe hazırlanmış. Nicholas Negroponte, MIT Media Labratuarı'nın kurucularından ve eski yöneticisi bir profesör. Projenin başında kendisi var. One Laptop Per Child adlı kar amacı gütmeyen bir kuruluş organizasyonu yürütüyor. Sayfadaki fotograflara bakılırsa ne kadar sevimli bir cihaz tasarlandığı daha kolay anlaşılıyor. Negroponte'nin çabasının benzerlerinin çoğalmasını dilerim...

Etiketlerden sonra

Blogger yenilendikten sonra yazıları etiketleme (label) olanağı doğdu. Blog, tarih sırasına göre dizili girdilerden oluştuğu için bunları kategorilere ayırma olanağı yoktu. Vardıysa bile şimdiki kadar kolay değildi. Etiketleme ile birlikte yazının konusuna göre istediğim etiketi, istersem birden fazlasını, yapıştırabiliyorum yazıya. Sayfanın ziyaretçisi benzer etiketli yazıları bir arada görebiliyor. Tiyatro, film, kitap, mekan yorumları ile gezi ve teknik yazılar şimdiki etiketlerim. Sayfanın sağ tarafında tüm etiketleri ve parantez içinde hangi etiketten kaç yazı olduğu görülebiliyor. Gezi ve tiyatro yazıları geride kalmış olsa bile diğer 4 etiket yarış halindeler. Film yorumları iki sayı öne geçmiş olsa bile kitap, teknik ve mekan yakın takipte :) Mekan yorumlarını genellikle biriktiriyorum. Gittiğimiz mekandan kart alıp, kimi zaman küçük notları kart üzerine yazıp, uygun bir zamanda bloga ekliyorum. Film, kitap ve tiyatro yorumlarını ise, çok özel bir durum olmadığı sürece, hemen y

Damla Damla Günler, Adalet Ağaoğlu

Alkım Yayınları'ndan çıkmış 2004 yılı basımı, 1969-1977 yılları arasında tutulmuş günlüklerden oluşmuş bir kitap Damla Damla Günler . Kitabın günlükler serisinin ilki olduğu anlaşılıyor, 1. cildin sonu ile bitmesinden. Yazarın tuttuğu günlükleri okuyabiliyor olmak bile heyecan verici. Ölmeye Yatmak (Ağaoğlu'nun ilk romanı) ve Fikrimin İnce Gülü romanlarının oluşma sürecine tanıklık edebiliyoruz bu sayede. (Ölmeye Yatmak, okunacak kitaplar listesinin ilk sırasına yerleşti bu arada :) 1970'li yılların kaotik ortamını, Ankara'yı, Alanya'nın bakir kıyılarını yazarın gözünden izlemek ilginç. 1970'lerin başlarında konuşulanlarla günümüde konuşulanların pek de farklı olmadığını görmek ise üzücü. Vietnam'da Kamboçya'da süren savaşların yerini Afganistan ve Irak almış sadece. Okurken çok keyif aldım. Sizlere de tavsiye ederim.

Dünya Emekçi Kadınlar Günü

Adı dünya kadınlar gününe dönüştürülen 8 Mart , tarihe baktığımızda büyük mücadeleler sonucu elde edilen hakların anısına kutlanan dünya emekçi kadınlar günüdür aslında. 8 Mart 1857'de New York'ta, 40.000 işçinin grevine kanlı müdehale sırasında, çoğu kadın, 129 kişinin ölümü üzerine 1910 yılında Kopenhag'da toplanan 2. Enternasyonel'e bağlı kadınlar toplantısında Carla Zetkin'in önerisi üzerine kutlanması kabul edilen bir gündür. Daha eşit, daha mutlu günler özlemiyle, dünya emekçi kadınlar gününüz kutlu olsun...

Yayıncılıkta yeni yaklaşımlar

Yayıncılık değişiyor. Bilgi teknolojisindeki hızlı gelişme, artan bant genişlikleri, ucuzlayan bağlantı ücretleri ile birleşince son kullanıcılara (yani bizlere) farklı hizmetler sunuluyor. Bildiğimiz televizyon yayıncılığında, içerik belli saatte ortama (en klasik anlamda havaya) sunulur. Eğer, içeriğin sunulduğu saatte alıcınız açık ve karşısındaysanız içeriği izlersiniz. Video kaydedicilerin çıkması ile aynı saatte karşısında olma zorunluluğumuz ortadan kalktı. İzlemek istediğimiz içeriğin yayın saatini biliyorsak ve bu bilgi büyük değişikliklere uğramıyorsa, video kaydediciyi ayarlayıp (ki bu ayar işi sanıldığı kadar kolay değildi) ileride izleyebilme olanağına kavuştuk. EPG olarak kısaltılan elektronik program rehberi ile birlikte kaydetmek iztediğimiz yayını güncellenen bir elektronik rehberden seçmek ve seçilen yayın başladığında otomatik olarak kayıt etmek gibi, hayatımızı kolaylaştıran bir teknoloji var ise bile ülkemizde düzgün EPG hizmeti yaygın değil. Yayıncılıkta gelinen

Maymunu Tokatlamak, Serdar Turgut

1995 yılında yazılmış bir kitap Maymunu Tokatlamak . Serdar Turgut, Hürriyet Gazetesi'nin Washington temsilciliği görevinden yeni dönmüş. Amerika'da bulunduğu sürece, pazar günleri Hürriyet'te yazdığı yazılardan oluşmuş kitap. Turgut'un, özellikle Hürriyet'teyken yazılarındaki üslubu beğeniyorsanız kitabı da beğenirsiniz. Yazılarda Amerika'ya ilişkin gözlemlerde var. Elbette Turgut üslubuyla. Maymunu tokatlamak, İngilizce argosunda kullanılan bir ifade. Anlamı için kitabı okumanızı öneririm. Aynı başlığa sahip yazı var...

Bükreş'in Doğusu, film

Romanya'da 1989 yılında yaşanan devrim sonrası Bükreş'in doğusunda bir kasabada neler değişmiş? Devrim acaba buraya gelmiş mi? Yoksa burdan mı başlamış? Halk, Çavuşesku götürüldükten sonra mı sokağa dökülmüş, önce mi? Kasvetli hava, griye boyalı dökük binalar, eski arabalar, heyecandan uzak tek düze hayatlar. Bükreş'in doğusunda yaşam çok renkli görünmüyor. Filmin başında yaşamın sıkıcılığını hissediyoruz. Kasaba televizyonundaki açık oturumu izledikçe ülkemizdeki programları hatırlamamak olanaklı değil. Teknik imkanlar daha gelişmiş olsa bile konuşulan konuların absürdlüğü, telefon bağlantıları, sıkıntıdan kağıt gemiler yapan konuşmacı filmin kasvetli havasını dağıtıyor. Öyle görünüyor ki sıradan insanların yaşamlarında bir şey değişmemiş devrim ile. Hayatları değişenler önceki rejim zamanında da bir yerlerde olanlar. Eskiden istihbaratçı olarak çalışan şimdinin fabrikatörü olmuş mesela. 2006 yapımı film ne yazık ki Ankara'da tek salonda ve sadece bir hafta oynayaca

Elizinn patisserie restaurant

Adını okuyunca yurt dışında bir yer sanabilirsiniz. Ancak, Ankara'da Tunalı Hilmi caddesi üzerine açılan mekanlardan birisi Elizinn . Neden böyle isimler konulur bu tip mekanlara ayrı yazıların konusu. 2006 yılı başlarında açılmış web sayfasından öğrendiğime göre. Yargıcı mağzasının karşısına denk geliyor yeri. Bülten sokak ile Tunalı Hilmi'nin kesiştiği köşede iki katlı bir mekan. Özellikle hafta sonları ve öğlen saatlerinde dolu oluyor. Menüsü zengin. Hem pasta ve tatlı çeşitleri var hem ızgaralar, pizzalar var. Servisi hızlı ve özenli. Yiyecekler lezzetli, porsiyonlar doyurucu. Tavuklu dürümünü denemiştim ve öneririm sizlere de. Fiyatlar, o bölgedeki benzerleriyle kıyaslandığında farklı değil. Adres ve telefon bilgileri Elizinn Tunalı Hilmi Caddesi No: 81 / A 06700 Kavaklıdere - Ankara Tel: 0 312. 427 40 45

DLNA

Açık adı Digital Living Network Alliance (Sayısal Yaşam Ağı Birliği - çeviri bana ait, daha uygun bir Türkçe için önerilere açığım) olan DLNA , 2003 yılının haziran ayında çeşitli sektörlerden 25 kurucu üye tarafından oluşturulmuş bir yapı. Amacı, her geçen gün artan ev içi elektronik cihazların (DVD göstericiler, televizyon, mp3 çalar, taşınabilir bilgisayar [laptop], masa üstü bilgisayar [desktop], mobil telefonlar, oyun konsolları vs. ) aralarında haberleşmesi için ortak bir dil oluşturup bunun standartlarını tanımlamak. DLNA 'in kendi sitesindeki metinden yararlanırsam: GOAL: DLNA members share a common goal of establishing a platform of interoperability based on open and established industry standards to complete the cross-industry convergence DLNA 'in Ocak 2007 itibariyle 23 ülkeden 225 üyesi var. Bu üyeler , tüketici elektroniği, ağ, mobil, PC, ar-ge, yarı iletken, komponent ve telekomünikasyon endüstrilerini temsil ediyor. DLNA sertifikalı cihazlar satışa sunulmuş duru

Bahar başlıyor

Bugün baharın ilk günü. Ayın ortalarına doğru saatlerin yeniden ayarlanmasıyla, iş çıkışı hava kararmamış olacak. Kışın kasvetli havasından kurtulacağız yakında. Her ne kadar bu yıl geçmiş yıllara kıyasla fazla soğuk olmadıysa bile gene de baharın gelmesini sevinçle karşılıyorum. Doğa gibi, her bahar yenileniyor insanlar da. Bu aralar Flying Carpet adlı albümü dinliyorum. Claude Challe imzalı derleme bir albüm. Oryantal müziğin çok iyi örnekleri var albümde. İki CD'den oluşuyor. Darbuka, klarnet, keman karışımlarından hoşlanıyorsanız Flying Carpet (Uçan Halı) adlı bu albümden de çok hoşlanacaksınız.

1 Mart 1935

Büyük bir keyifle kullanmakta olduğum Nazım Kültür Ajandası 2007'ye göre 1 Mart 1935 tarihinde 18 kadın milletvekili TBMM'ye girmiş. 8 Mart dünya emekçi kadınlar gününe bir hafta kala, 1935 yılında, bir çok ülkede kadınların seçme ve seçilme hakkı yok iken, 18 kadın vekilimizin TBMM'ye girmiş olması etkileyicidir. Kadınların toplumun her alanında daha fazla temsil edilmesini dilerim.

Triple play

Telekom sektöründe yaşanmakta olan gelişmelerle birlikte, Avrupa'da sıkça duyulmaya başlanan ifadelerden biri: triple play . Yani 3'lü hizmet. Başka bir değişle telefon ile birlikte televizyon ve internet hizmetlerinin de aynı operatör tarafından verilmesi ve bu 3 hizmet için (çoğunlukla) tek fatura gönderilmesi. 30 Ocak 2007 tarihli habere göre Fransa'da Orange firması telefon, televizyon ve ADSL internetten oluşan paket için 39,90 € fiyat istiyormuş. Farklı ülkelerden farklı fiyat örnekleri bulunabilir. Ülkemizde triple play uygulamasını yapabilecek şirket sayısı fazla değil. Türk Telekom A.Ş. ve TürkSat bu tip bir hizmeti verme olasılığı en yüksek olanlar bence. Aslında Türk Telekom internet ve telefon hizmetini verebiliyor hali hazırda. TürkSat ise TV ve interneti birlikte sunabiliyor. Türk Telekom IPTV hizmetine başladığında, TürkSat ile telefon hizmetine başladığında (veya yaygınlaştırdığında voip hizmeti veriyor çünkü) triple play diye adlandırılan hizmeti sağlamış

Futbolda ilginç durum

Bu yıl futbol ligi ilginçliklerle dolu. Geçtiğimiz yıllarda üçe bölünmüş olarak görürdük ligi. Bir grup takım tepeye oynardı. Sayıları 5'i geçmezdi bu takımların. 5-8 takım da ligde kalma mücadelesi verirdi. 18 takımlı bir lig oynandığını düşünürsek 10 takımın ne yukarıya yetişecek kadar fazla puanı olurdu ne de düşme tehlikesi hissedecek kadar az. Bu yıl ise çok daha farklı bir puan tablosu ile karşı karşıyayız. Konyaspor 31 puanla 6. sırada yer alıyor. 15. Çaykur Rizespor'un ise 24 puanı var. Sondaki 3 takım ile baştaki 3 takımın diğerlerinden biraz uzaklaştığını düşünsek bile (ki bu gözlemin de doğruluğu tartışılır, 4.durumdaki Kayserispor ile 3. Beşiktaş arasında 2 puan fark var) geriye kalan 12 takım, 34 ile 24 puan arasına yerleşmiş durumda.

Polis, film

Türk sinemasında fazla alışık olmadığımız filmlerden olan Polis , 16 Şubat 2007 Cuma günü vizyona girdi . Haluk Bilginer'in son derece başarılı oyunculuğu, ilginç kurgusu, güzel çekilmiş sahneler, Özgü Namal'ın oyunculuğu filmi kurtarmaya yetmiyor. Kara film tarzında olduğu ileri sürülen, absürt film denilen ancak, benim herhangi bir kategoriye sokamadığım deneysel bir film Polis .

Kısık Ateşte 15 Dakika

Ülkemiz sinemasında fazla örneğini bilmiyorum tek mekanda geçen filmlerin. Kısık Ateşte 15 Dakika'yı izlerken aklıma hep Mustafa Altıoklar'ın Banyo adlı filmi geldi. Orada da birbirleriyle bir şekilde bağlantılı olaylar, kapalı mekan, dekor gibi duran banyo. Bu filmde de olaylar lüks Fransız restaurantı Le Chic'te geçiyor. Birbiriyle bir şekilde ilişkili öyküler, fazlasıyla zorlama finalle beklenmedik sona bağlanıyor. Kimi karakterler inandırıcılıktan uzank. Metin Akpınar'ın canlandırdığı oymacı, restaurantın kadın düşkünü sahibi ve sanki final sahnesi için filme monte edilmiş gibi duran komiser bunlardan. Öte yanda Haluk Bilginer, oyunculuğu adeta ile büyülüyor. Aysun Kayacı, filmde söylediği şarkılarda kendi sesini kullanmış. Bir çok ses sanatçısından başarılı, belki bu yeteneğini ileride kullanır. Ata Demirer'in performansı iyi olsa bile, oyuculuğu ile ilgili yorum yapabilmek için farklı karakterlerde izlemek gerekiyor. Başta da yazdığım gibi örneğine sık rastla

Kadın Matematikçiler, Ercan Kumcu

Matematik, birçok bilimde kullanılan temel araçlardan birisi. Matematik alanında önemli çalışmalara imza atmış, adını tarihe mal etmişler arasında kadınların sayısı hiç de az değilmiş. Ercan Kumcu'nun Kadın Matematikçiler adlı kitabını okuyana kadar bu gerçeğin farkında değildim. Kitapta, 370 ile 415 yılları arasında yaşamış İskenderiyeli Hypatia'dan başlayarak kronolojik sırayla kısa hayat öyküleri verilen 113 kadın matematikçi var. Kadınların matematikle uğraşmaları Immanuel Kant gibi ünlü düşünürlerce bile yadırganmış. Kant "Madem güzel kafalarını geometriyle meşgul edecekler, sakal da bırakabilirler" demiş. 1666 yılında kurulan Fransız Bilimler Akademisi ilk kadın üyesini 1979 yılında kabul etmiş. Kadınların mücadeleleri okula gitmeyle başlamış. Lisans eğitimlerini alabildikten sonra yüksek lisans eğitimi için uğraşmışlar yıllarca. Çoğu üniversite, yüksek lisans için kabul etmemiş kadınları. Dışarıdan dersler alıp gerekli koşulları sağlayanlara ise unvan ver

Coşkun Can Aktan'ın bilgi hazinesi

Türkçe içerik bulmanın hala çok kolay olmadığı sanal alemde, bu kadar kapsamlı içeriği olan bir sitenin varlığından haberdar değildim. Hemen adresi vereyim: http://www.canaktan.org/ Gerek sayfa tasarımındaki güzellik ve özen, gerekse zengin ve Türkçe içeriğiyle Can Aktan'ın sayfası, sık kullanılanlara eklenecek kaynaklardan birisi. ANTİ-LEVİATHAN 'dan Merkez Bankacılığı 'na, AB Kriterleri 'nden Kamu Tercihi Teorisi 'ne farklı konularda kendi yazdığı kaynaklarla zenginleştirdiği sitesinde aynı zamanda farklı kaynaklardan derlediği bağlantılar da var. Halen Dokuz Eylül Ünivesitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde çalışmakta olan Atkan'ın öz geçmişine de buradan ulaşabilirsiniz. Ülkemizde bir çok farklı alanda geniş bilgilere sahip kişiler var. Ancak, zaman ayırıp bu bilgilerini başkalarının kullanımına açanlara pek sık rastlanmıyor. Sayın Aktan'a Sosyal Bilimler Sayısal Arşiv'i için çok teşekkürler. Umarım benzer çalışmalar artar...

Uygunsuz Gerçek

ABD'nin son seçimlerde başkan adayı, daha önce başkan yardımcılığı görevinde bulunmuş Al Gore'un, Küresel Isınma konusunda yıllar boyu sürdürdüğü mücadelenin özetlendiği bir film Uygunsuz Gerçek . Filmde de örneklendiği gibi sigaranın sağlığa zararlı olduğunu kabul etmemek için senelerce direnen sermaye, dünyanın sonunu hazırlayan karbon gazı emisyonu konusunda da adım atmamakta ısrarlı. Filmde sorunların tespiti doğru bir şekilde yapılmış olsa bile çözüm için doğru yöntemlerin önerildiğini söylemek güç. Günümüzde dünyanın böylesine kirletilmiş olmasının en önemli sebebi dünya genelinde (istisnaları kenara koyarsak) uygulanmakta olan ekonomi yönetimi. Sadece kar güdüsü ile hareket eden şirketleri çevreye saygılı olmaya davet edip, onların da bu davete uyacağını beklemek fazla iyimserlik. Filmi izleyene kadar küresel ısınmanın bizden sonraki kuşaklar için yaşanılmaz bir dünya yaratıyor olduğunu düşünürdüm. Oysa, filmi izledikten sonra anladım ki, bizden sonraki kuşakları bile b

Ya sonra?

Ajda Pekkan'ın söylediği efsane şarkılardan birisi Ya Sonra. Ne yaptılar yıllar sonra? Levent Yüksel yeniden söyledi. Pekkan kadar iyi söyleyememiş olsa bile klipteki İstanbul görüntüleri çok güzel. Şarkının en beğendiğim bölümü ise müziğin devam ettiği, arada Ya Sonra...Senden sonra... Ya sonra Ne yaparım senden sonra Kal.... şeklinde devam eden bölümleri. Orijinali, belki Türkçe aranjmanından da iyi bu arada.  Kendime sorarım başlıktaki soruyu; Ya sonra? Herkesin arada bir yapması gerekir.

İnternet canavarı

Son günlerde bir panik havası estiriliyor internetteki içerikle ilgili. Konuyla yakından ilgilenenlerin şaşkınlıkla izlediği haberler, açıklamalar akıllara başka sorular ve nedenler getiriyor. Teknoloji Kimin Umurunda adlı kitabın da yazarı olan Altı Üstü Tasarım adlı blog yazarı Mehmet Doğan çok iyi bir yazı yazmış konu ile ilgili. Mutlaka okumanızı öneririm. Yorumlarla daha da gelişen yazılarıyla okumaktan büyük keyif aldığım Sn. Doğan'ın sitesini sık kullanılanlarınıza ekleminizi de öneririm. Ayrıca yan tarafta izlediklerim bölümünde sayfasının adresini görebilirsiniz... Sansürsüz, özgür bir dünya özlemiyle.