Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ankara - İstanbul - Paris - Santiago Yolculuğu Notları - 2

Dün yayınlamaya başladığım 2008 tarihli notların bugün sıra ikincisinde. Bu kez Paris - Santiago arasındaki 14 saat süren uçak yolculuğu sırasında tuttuğum notlar var. Notları tutarken bir gün bloguma taşırım diye düşünerek, olabildiğince bilgilendirici şekilde  olmalarına dikkat etmiştim. Umarım birilerinin işine yarar. 7 Ekim 2008 saat:23 / Paris Bu kez Paris saatiyle 23. Bizim saatimizle 24. Santiago'ya gideceğimiz Boeing 777-200 uçağına bindik. Paris Charles de Gaulle Havaalanı oldukça büyük terminal binasına (binalarına demek daha doğru belki de) sahip. 2E terminaline geldi İstanbul'dan bindiğimiz uçak. Biniş kartını koydukları zarfı inceleyince, Paris'te kısa bir tren yolculuğu yapmamız gerektiğini görmüştüm. Aynı terminal binasının içerisinde kapıların bir bölümüne otomatik giden trenle ulaşılabiliyordu.  

Ankara'da FM bandında yeni favorim: Radyo TIME 89 MHz.

Radyo İlef (91.0 MHz) ve TRT Radyo 3 (91.2 MHz) sonrası Ankara'daki favori müzik radyolarıma bir yenisini ekledim: Radyo TIME. 89 MHz frekansından çok net alınabilen kaliteli yayın yapan, genellikle aşk şarkıları çalan Türkçe müzik kanallarından. Radyo İlef ve Radyo 3'te hoşuma gitmeyen bir şeyler çıktığında alternatifim oldu. Darısı yeni istasyonların başına...

İki ayrı bebek arabası mı ikiz arabası mı?

İkiz bebeği olanların alışverişte kafalarına takılan konulardan birisidir: iki ayrı puset mi, ikizler için özel üretilmiş arabalardan mı alsak? Öncelikle gözlemlerimi aktarayım, sonra deneyimlerimi. İkizler için üretilmiş iki farklı tip araba var benim gördüğüm. Birisinde bebekler yan yana oturuyor, diğerinde arka arkaya. Yan yana oturdukları modeller daha yaygın. Arka arkaya bir tane gördüm. İnternet sitelerinde falan var ancak pek tercih edilmiyor sanırım. Yan yana oturulan modeller, haliyle iki araba genişliğinde oluyor. Alışveriş merkezlerinin kapılarında, çoğu semtin daracık kaldırımlarında bu geniş arabayı sürmek problemler yaratıyor. Ayrıca bir yere gidildiğinde, geniş arabayı katlasanız bile, lpg ile küçülen taksi bagajlarına sığmakta zorlanıyorlar. Görebildiğim tek avantajı tek kişinin iki ayrı arabayı sürebiliyor oluşu. Biz ne yaptık? İki ayrı baston puset aldık. Bir de bu iki puseti birleştirmek için ayrıca satılan, pusetlerle aynı marka olmayan ve olması gerekmeyen, birleşt

Ankara - İstanbul - Paris - Santiago yolculuğu notları - 1

Bazen eski defterleri karıştırmak gerekiyor. Bir kez daha 2008'den notlar. Bu kez saatler süren Ankara - İstanbul - Paris - Santiago uçak yolculuğuna ait. Not almaya İstanbul - Paris uçağında başlamışım. Noktasına virgülüne dokunmadan olduğu gibi. Buyurun efendim: 7 Ekim 2008 saat:18.45 / İstanbul Çok aksanlı İngilizcesiyle Air France'ın hostunun anonsunu dinledik az önce. İstanbul Paris arasındaki yolculuğumuz başlamak üzere. Bu yolculuk çok daha uzun sürecek bir yolculuğun ilk ayağı aslında. Bu gece yarısı, kısmetse, Şili'ye doğru 14 saat sürecek yolculuğumuz başlayacak. CIRET'in konferansına gidiyoruz bir kez daha. 2002 yılında Taipei / Tayvan'daki CIRET'e de katılmıştık. Şimdilik bu kadar. Azz sonra havalanmış olacağız.

Ankara'nın hızlanan trafiği ve sabit radarlar

Ankara, gün geçtikçe büyüyen bir başkent. Bulunduğum yabancı ülke kentlerinde, nüfus çoksa metro, tramvay ve otobüs, nüfus az ise sadece tramvay ve otobüsten oluşan toplu taşıma hizmeti sunuluyordu. Ankara'da ise, örneğine sadece Şili'nin kentlerinde rastladığım, dolmuş, özel halk otobüsü gibi özel işletmecilerce sunulan hizmetler ile yetersiz metro ağı ve otobüs var toplu taşımacılık olarak değerlendirilebilecek. Hal böyle olunca özel araç ile gideceği yere ulaşmaya çalışan çok oluyor. Belediyenin yıllardır bu eğilimi destekler nitelikteki öncelik seçimlerinin, gidişata katkısı tartışılmaz.

Küçükkuyu'da güneşin doğuşu

Bebekli tatilde erken kalkmak denize gidebilmek için elzem :) Kalkmışken güneşin doğuşunu fotografladım...  

Nasıl Aptal Oldum?, Martin PAGE

Martin Page'den okuduğum ilk roman Nasıl Aptal Oldum? Ön kapağındaki tanıtım yazısı ilgi çekiciydi. Kitap, tanıtım yazısının yarattığı beklentiyi karşılar nitelikte. Tanıtım yazısında: Antoine zekanın, iyi düzenlenmiş ve iyi bir şekilde dile getirilmiş aptallıkları gösteren bir sözcük olduğunu, yeminli bir entellektüel olmaktansa aptal olmanın çoğu zaman daha geçerli sayıldığını düşünecek kadar yoldan çıktığını düşünüyordu.  Yirmibeş yaşında zekasının kendisini mutsuz ettiğini fark eden romanın kahramanı mutlu olabilmesi için öncelikle alkolik olmayı, ardından kendini öldürerek dünyayı terk etmeyi planlar. Romanı okumayı düşünenler için denemelerinin sonuçlarından ve kitabın geri kalanından bahsetmeyeyim. Keyifle okunan, yer yer güldürüp çoğunlukla düşündüren bir roman. Kapital yayınlarından 2005 yılında çıkmış. Benim okuduğum ilk baskısıydı. Televizyon, roman kahramanının aptallaşma çalışmalarının ilk aşaması olarak edindiği ev aleti. Neredeyse iki haftadır, kaldığı odada