Ana içeriğe atla

Kayıtlar

pre IBC 2019 - 2

Bu sene katılıp katılamayacağım henüz belli olmasa da, IBC 2019'u incelemeye devam ediyorum. İlk yazıda fuardan ziyâde konferans bölümü ile ilgili bilgiler paylaştım. Bu yazıda ise fuarı anlatmaya çalışacağım. Öncelikle belirteyim ki, fuardan faydalanmak istiyorsanız, fuar öncesi hazırlıklarınızı iyi yapın. İşte önerilerim: Fuar 13 - 17 Eylül arasında ve her gün ziyarete açık olsa bile, "görüşmelerinizi" 14-15-16 Eylül tarihlerinde yapmaya çalışın. İlk ve son günler, şirket çalışanları için zor günlerdir. Görüşmelerinizi kelimesini farklı renk ve fontta yaptım ki dikkat çeksin. 2015 senesinde ilk IBC deneyimimde, hiç bir görüşme ayarlamadan katılmıştım fuar/konferansa. Boynumda PRESS yazan kimliğim ile uğradığım tüm standlarda epeyce bilgi ile donatılsam bile, 2018 yılındaki IBC öncesi hazırlıklarımın sonucu çok daha tatmin ediciydi. İlgilendiğiniz konuda çalışmalar yapan şirketlerle iletişime geçerek IBC için randevular oluşturun. Bu randevularınıza sadık kalm

pre IBC 2019 - 1

Pamukkale müzesinden Dizi yazı olacağını düşünerek başlıyorum yazmaya. Yayıncılık sektöründe, özellikle yayın teknolojileri alanında çalışanlar için Avrupa'nın en büyük buluşmasına iki ay kadar zaman kaldı. Amsterdam otelleri, booking.com'a bakılırsa, %70'in üzerinde doluluk oranına ulaşmış bugünden. Geçen sene konakladığım otelde hiç yer kalmamış meselâ. Bu yıl IBC'de neler konuşulacak, konferansta öne çıkan konular, sektörün gittiği yön... Elimden geldiğince, bildiklerimi - öngörülerimi paylaşacağım. Bu  uzun ve muhtemelen gereksiz paragrafın ardından 2019 IBC'yi incelemeye başlayalım: En önemli değişiklik IBC fuar ve konferans tarihlerinin aynı hale gelmesi. Geçtiğimiz senelerde konferans, fuarın açılışının bir gün öncesinde başlayıp, fuarın kapanışından bir gün önce bitiyordu. 2019'da hem konferans hem de fuar 13 Eylül Cuma günü başlayıp 17 Eylül Salı günü bitecek. Konferansa katılmak isteyenlerin ciddi sayılabilecek bir ücreti ödemesi gerekiyor.

bir kez daha IBC

Notre Dame / Paris 2015 senesinde, meslekte 20. senemi kutlarken, kendime verdiğim bir armağandı IBC fuar - konferansına katılmak. TVTechTR adlı İngilizce blogumu temsilen, basın akreditasyonu ile, yayıncılık dünyasının Avrupa'daki en önemli buluşmasında ben de yerimi almıştım. Aradan 3 sene geçtikten sonra, 2018 yılında, bu kez yayıncılık dünyasındaki 20. senemi kutlarken, bir kez daha kendime IBC armağanı verdim. Ağustos 2018'de yaşadığımız kur şoku ile, hesaplarım şaşsa da 2018 Eylül başında Amsterdam'daydım.  IBC 2019 için, geçtiğimiz günlerde yaptığım basın akreditasyonu başvurum sonuçlandı: TVTechTR.blogspot.com adresli blog sayfasının kurucusu sıfatıyla, bir kez daha IBC Basın Akreditasyonu sahibiyim.  IBC 2019 konferansının programına göz atmak isterseniz burayı tıklayabilirsiniz. Önümüzdeki günlerde IBC 2019 konferans programının ayrıntılı incelemelerini hem burada hem de TVTechTR'da yapmaya çalışacağım. Ayrıca fuar katılımcısı Türk şirketlerin yöneti

blog yazmak üzerine

Aslında bu yazının konusu ile başlığı tam örtüşmüyor. Yazıyı yazmamın sebebi ise konu ve başlıktan bağımsız. Gene de en uygunun "blog yazmak üzerin" olduğunu düşünerek seçtim bu başlığı. Bu uzun ve muhtemelen gereksiz girişin ardan buyurun yazıya: 2004 yılının Kasım ayından bu yana yazıyorum ve 1500'ü geçti, yayınladığım yazıların sayısı. Her birisine 10 dakika zaman harcamış olsam 15000 dakika geçirmişim, blog yazarak. 250 saatten fazla, ki bu da 10 günden uzun bir süre demek. Hiçbir maddi getirisi olmayan bir iş olduğunu düşününce, bir çokları için mantıksız bir uğraş. Peki son 15 senemin 10 gününü neden blog yazmak için "harcadım"? İşte, yazının başlıktan bağımsızlaşması da bu soru ile birlikte başlıyor. İnsan bir işi neden yapar? Mühendislik eğitimi almaktan kaynaklı belki, bilemiyorum, yaptığım işlerde ölçülebilir hedefler koyuyorum. Ölçülebilir hedefler, süreler ve değerlendirmeler ile ilerliyor "projelerim". Eğer, makûl sürede, hedefi

Kilo verme projesi takibi - 5

Ev dışında olmamak gerek, kilo verme projesi süresince. Hele, 70.0 gibi iddialı bir hedef koyduysanız... Yazının girişinden, gelişme ve sonucu tahmin edebilirsiniz muhtemelen... 71,9 ile başladığım ay, şehir dışındaki dolaşmalar - gezmeler - yemeler - içmeler sonucunda... son tartı, ne yazık ki, .... 73,8 kg. Ancak, vazgeçmek yok. Hedef aynı, 70.0 bakalım, bir ay sonra ne olacak???

Kadınlar Kitabı / Nedim Gürsel

Bu günlerin yazarı Nedim Gürsel oldu benim için. Arada Saramago'nun Kabil'ini saymazsak  Kadınlar Kitabı, Gürsel'den üst üste okuduğum üçüncü eser. İlk baskısı, elimdeki kitaptaki bilgilere göre, 1983 yılında Cem yayınlarınca yapılmı. Benim okuduğum, Can yayınlarınca, 1994 yılında yapılan, dördüncü baskısıydı. Toplam 182 sayfalık öykü kitapta, birisi sonradan ayrı bir kitap olarak yayınlanan İlk Kadın ile birlikte 5 öykü yer alıyor. İspanyolca baskısında yer alan önsöz, Can yayınlarının bu baskısının da başına konulmuş. Eserin sonunda ise, müstehcenlik iddiasına  yönelik, Nedim Gürsel'in yaptığı savunma var. Gürsel'in Kadınlar Kitabı adlı eserindeki öyküler okuyanı sarsıyor. Eserin dili ve tensel ilişkiye dair ayrıntılar kimilerini rahatsız edebilir. Ancak özellikle İlk Kadın ve Dağlarda Bir Yüz adlı öykülerdeki alt metinlerin tensel ilişkiden çok daha derin anlamlar içerdiğini düşünüyorum. İlk Kadın, ayrı bir kitap olarak da yayınlanmış ve ben de ayrı bir blog

İlk Kadın / Nedim Gürsel

Kimi dönemler kimi yazarların kitaplarını okumakla geçiriyorum. Bugünlerin yazarı, Nedim Gürsel . Bu ay içerisinde Öğleden Sonra Aşk adlı kitabını okumuş ve bloga eklemiştim . Bu kez, ilk eserlerinden birisini, İlk Kadın'ı okudum.  İlk Kadın'ın Doğan Kitap tarafından Ekim 2004 tarihli dördüncü baskısını okudum. 104 sayfalık eser, yayıncı tarafından roman olarak tanımlanmış. Romandan ziyade novella dense daha doğru olur gibi geldi bana. Bu yazıyı hazırlarken okumaya başladığım Nedim Gürsel'in Kadınlar Kitabı adlı öykü kitabında beni bir sürpriz bekliyordu. İlk Kadın, Kadınlar Kitabı'nın ilk öyküsüydü. Sonra, İlk Kadın'ın baskı geçmişine bakınca, 1983 Kadınlar Kitabı, Cem Yayınevi ibaresini fark ettim. Bu uzun ve muhtemelen gereksiz ayrıntıların özeti, Gürsel'in Kadınlar Kitabı adlı öykü kitabının uzun öyküsü İlk Kadın, aradan geçen yıllarda ayrı bir roman olarak yayınlanmış. İyi de olmuş.  Nedim Gürsel'den okuduğum eserler arasında en etkileyici betiml