Ana içeriğe atla

Yurtdışı etkinliklerine dair

22 - 23 Mayıs tarihlerinde Londra'da düzenlenen Connected TV Summit adlı etkinliğe katıldım. İki gün boyunca sabah 8'den akşam 5'e kadar süren oturumlarda televizyon dünyasında iş modelini doğrudan etkileyecek konular tartışıldı. Samsung, LG, Vestel, Panasonic gibi tüketici elektroniği üreticileri; BBC, RAI, Sat 1, RTL, SKY gibi yayıncı kuruluşlar; Hulu, Boxee gibi OTT servis sunucuları; Siemens gibi sistem çözümü sunanlar; analiz ve değerlendirme şirketleri kendi bakış açılarından konuyu değerlendirdi. İki gün boyunca yaptığım gözlemlerden sonra bu etkinliklerde neden bizden kimseler olmaza yanıt aradım. İşte kendimce bulduğum nedenler:
  • Ülkenin nüfusu 70 milyonu geçtiği için pazarın oyuncularının yurt dışını hedeflemesi gerekmiyor. Bu tespit tüketici elektroniği için geçerli değil elbette, zaten Vestel de etkinliğin aktif katılımcısıydı. 
  • Mekansal uzaklık ve vize zorunluluğu yıldırıcı olabiliyor. Paris'ten vizesiz ve trenle iki saatte gelinebilirken bizim vize almamız şart ve ancak uçakla gelebiliyoruz. 
  • Kurumlarda, buna kurumsal şirketleri de dahil edebiliriz, yurt dışı etkinlikleri ya sıraya konuluyor, ya da ödüllendirme şeklinde algılanıyor. Böyle olunca konuyla doğrudan ilgili birisi yerine "sıradaki" ya da "taltif edilecek" etkinliğe gönderiliyor. Oysa etkinliğin katılımcılarından gördüğüm kadarıyla neredeyse hepsi birbirini daha önceki yıllardan ve benzer diğer etkinliklerden tanıyor. 
  • Kendi içimize fazlasıyla kapalı yaşıyoruz. Yaptığımız işlerde süreklilik ve uzmanlaşma yok. Bugün bu işle ilgilenen, yarın birisinin işten ayrılması, bölüm değiştirmesi gibi sebeplerle uzmanı olmadığı başka bir işle ilgilenmek zorunda kalabiliyor. Tam o konuda kendini yetkinleştirecekken bu kez işin asıl sahibi gittiği / gönderildiği yerden dönüyor. Oysa etkinlik katılımcılarından gördüğüm konunun bir boyutunu iyi biliyorlar, teknikse tekniği satışsa satışı. Ne iş olsa yaparım abi yok onlarda. 
  • Yaptıkları işi seviyorlar ya da sevdikleri işi yapıyorlar. Hasbelkader üniversite sınavında kapağı attığı bölümü bitirdikten sonra yerleştiği işi yapmıyorlar. Belki taa liseden bu yana yapmayı istediği işle uğraşıyorlar. 
  • Planlılar. Etkinlikte tanıştığım bir ülkemiz vatandaşı meslektaşa sordum, siz de bir sürü başarılı uygulama sahibisiniz. Neden sunum yapmadınız burada diye. Katılacağım pazartesi öğleden sonra belli oldu dedi. Oysa etkinliğin yapılacağı, programı aylar öncesinden belliydi. 
  • Birbirimizden bile haberdar değiliz. 20 - 22 Haziran tarihlerinde İstanbul TV Forum & Fuarı düzenleniyor. Etkinliğin düzenleyicisi olan kuruluşlardan birisinin ar-ge'sinde çalışıyorum. Fuara katılacak bir başka firmanın verdiği davetiyeyle haberdar oluyorum. Etkinlikte neler olacak derseniz işin doğrusu ben de merak ediyorum. Web sayfasından pek bir şey anlayamadım çünkü. 
Sonuç olarak dönüp dolaşıp aynı yere geliyor laf. Deveye sormuşlar neden boynun eğri diye...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...