Kimi bir kaç cümlelik kimi bir kaç sayfalık anılarla dolu öykücükler ve tümünü bağlayan farklı bir kurgu. Barış Bıçakçı'nın son novellasını severek okudum. Okuma heyecanını bozmadan, konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Halis Bey, emekli elektrik mühendisi. Ayşe ise başarılı bulunan bir öykü kitabı yayınlamış bir peyzaj mimarı ve tercüme yaparak hayatını kazanıyor. Tercüme bürosunda rastlaşıyorlar ve Halis Bey Ayşe'den anılarını öyküleştirmesini istiyor, ücreti karşılığında. Novella, Halis Bey'in anıları ve Ayşe'nin hayatını anlatan bölümlerle kurulmuş. Novellada yer alan bölümlerin her biri ayrı öyküler haline getirilebilecek derinlikte. Ayşe'nin hayatına dair bölümlerde ülkenin gündemine dair göndermeler de yer alıyor. Daha önce okuduğum eserlerinde olduğu gibi bolca Ankara var arka planda. Hatta Garson başlıklı bölümde Ankara başrolde. İstanbullular deniz yok, fazla gri dese de Ankara, Ankara'da yaşamaya alışmışlar için kendine has özellikleri ve güzelli...
Mayıs ayı içerisinde Pınar Kaftancıoğlu'nun Aydın'ın Nazilli ilçesinin Ocaklı köyündeki çiftliğine yaptığımız ziyaret ile ilgili yazdığım yazı beklemediğim kadar çok okundu. Haftalık sipariş listesine eklenen küçük bir bağlantı sayesinde oldu bu trafik elbette. Madem bu kadar okundu, demek ki çiftlik merak ediliyor düşüncesiyle çiftlikte çektiğim fotograflardan bir kaçını daha sayfama ekleyeyim istedim. Kedilerin, köpeklerin, ördek ve tavukların ve daha bir çok canlının huzur içinde bir arada yaşadığı avlusunda Ali ve Maşude'nin oynadığı, fırından mis gibi ekmek kokularının geldiği İpek Hanım Çiftliği...
İnekler, çiftliğe yakın bir yerdeler. Çocuklara sütün nereden geldiğini, ineğin yavrusunun kim olduğunu resimler dışında da gösterebildik sonunda. Bu arada ben de bir sürü şey öğrendim.
Çeşit çeşit meyva ağaçları çitfliğin bahçesinde. Biz oradayken gelip geçen eksik olmadı. Tatile giderken yol üzeri yapanlar, sipariş verdikleri yeri görmek için uğrayanlar.
Salıncak hem çalışanların çocuklarının hem bizimkilerin çok hoşuna gitti.
Bunlar yumurta tavuğu değil. Çiftlikte dolaşan çeşitli boy ve tipte tavuklar.
fotograftaki dana henüz 20 günlük. Biberonundan su / süt içiyor. Biberonu elbette kendi boyutlarında...
Çiftlik, 10 dönüm arazi üzerine kurulu. Fotografta görülen ana binanın dışında fırın, gözlemelerin yapıldığı bina, paketleme tesisi, mutfak, ofisler gibi binalar da bu 10 dönüm içinde. İnekler ve danalar çiftliğe yakın ayrı bir yerde. Tarlalar, Ocaklı ve Yaylapınar köylerine yayılmış durumda. Çiftliğe giderseniz tavukların olduğu yere de mutlaka gidin. Tavuklarla ilgilenen, deniz derya birikime sahip abinin sohbetini dinleyin.
bu sevimli köpek ailesi (anne ile dört yavru), çiftliğin yakınlarında bir yerde terk edilmiş olarak bulunmuş. Anne, yavrularını korumak için kafese kimseyi yaklaştırmıyor. Bakmayın şimdi kafeslerinde dinlenmeye çekildiklerine, genelde ortalarda dolaşıyorlar.
aslında çiftliğin paketleme bölümünün, gözlemelerin yapıldığı bölümün de fotograflarını çekmeyi düşündüm. Ancak oralarda çalışan insanlardan tek tek izin istemek zor geldi. Sayfama koyduğum fotograflarda insan görüntüsü olmamasına özen gösteriyorum.
çok tatlı fotoğraflar çekmişsin .güzel bakmış ,güzel görmüşsün Özgür :) çok teşekkür ederim . her zaman beklerim .
YanıtlaSilasıl teşekkür bizden ve çocuklardan. sütten yoğurt yaptık. üzerindeki kaymağın keşke fotografını çekseydim. sapsarı bir yağ tabakası. kaldırımdaki küçük top şeklindeki asfalt parçalarını, şehirde büyüyen kaç çocuk keçi b.kuna benzetir?
YanıtlaSil