Ana içeriğe atla

iPhone SE

Side, 2012
Bugüne kadar bin TL bile vermedim cep telefonu satın alırken. Bu yazdığım cümleden de anlayabileceğiniz gibi i, ile başlayan bir telefon da kullanmadım, gene bugüne kadar. Halihazırda kullanmaya keyifle devam ettiğim Lumia 820 model telefonu bulmak için epey araştırma yaptığımı hatırlıyorum. Hem akıllı hem küçük ekranlı bir telefon almak istediğimde karşıma iPhone'un dışında çıkan neredeyse tek makul telefondu. Samsung'un ve Motorola'nın kimi modelleri de vardı küçük boyutlu ekranlarıyla. Ancak firmaların genel yaklaşımı ekran boyutu küçük ise işlemci gücü ve belleği de küçük olmalı tarzındaydı. Yani ekranı küçük, işlevi büyük bir telefon, iPhone dışında yoktu. 

Anlaşılan, benim gibi düşünenler hiç az değilmiş. Apple, ekran boyutlarını büyütmenin bir sınırı olduğunu, bu cihazlara "cep telefonu" denilmesinin arkasında, cihazların aslında cepte taşındığı gerçeğinin bulunduğunu hatırlamış görünüyor. Yeniden klasik ekran boyutuna dönerken, işlemci gücünü ve bellek ihtiyacını ise kısmıyor. iPhone SE modeli ile tam benim aradığım kombinasyonu ortaya çıkartmış: küçük ekran, büyük işlev.

Bu yazıyı okuyunca, demek ki Özgür de artık iPhone kullanıyor diye düşünebilirsiniz. Belki de Apple bana iPhone gönderdiği için böyle bir yazıyı yayınladığımı. Her iki tahmininiz de hatalı. Apple ürünleri kaliteli ve yenilikçi belki ancak benim teknolojik ürünler için ayırdığım bütçenin fersah fersah üzerinde fiyatlara satılıyor. İkinci tahminde bulunanlara ise diyecek sözüm yok. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da reklamsız ve yönlendirmesiz bir blog yapmaya devam edeceğim. 12 senedir finansman ihtiyacı duymadan devam ettim yazmaya. Allah ömür verdikçe de devam etmektir niyetim. 

Bana zaman dışında maliyeti olmayan bir iş için para / hediye / ... kabul etmek bana göre işler değil. Derdim, bildiklerimi birileriyle paylaşmaktan ibaret. Bu yazıyı yazmamın sebebi ise Apple'ın tespitinin pek yerinde olduğu düşüncemi sizlere söylemek. Apple'ın böylesi bir tespite ihtiyacı olmasa da.

Yorumlar

  1. Değerli Özgür Çoşar,
    Tam da bir telefon ihtiyacım olduğu bir zamanda yazınızı okudum. Açıkçası bende sizin gibi düşünüyorum. Telefona fazla bütçe ayırmak bana saçma geliyor. Sanırım sizin kullandığınız telefonu alcam gibi:) Ne dersiniz? İnternette araştırdığımda farklı fiyat ve modeller geliyor. Sizinki hangisi tam olarak? Saygılar. Recai

    YanıtlaSil
  2. Birde Nokia Lumia 925 model gördüm. Bununla ilgili bilginiz var mı? Başka önerebileceğiniz telefon modelleri hangileri olabilir? Recai. Saygılar.

    YanıtlaSil
  3. Recai hocam,
    Ben Nokia Lumia 820 kullanıyorum. Telefon konulu bir yazı yayınlayayım. Yorumunuz üzerine. Çünkü akıllı telefonda işletim sistemi de fazlasıyla önem arz ediyor. Benim halihazırda kullanmakta olduğum telefon Windows işletim sistemli. Microsoft'un desteği bugün için var ancak ne kadar devam edecek belirsiz.

    YanıtlaSil
  4. Recai hocam, gördüğüm kadarıyla 925'te 4G desteği yok. 820'de var. Gene telefoncuya sormak gerek. Bir de 925, 820'nin iki katı fiyatında. Son söz olarak bugün Windows işletim sistemli bir mobil telefon alınır mı sorusuna yanıt vermek gerek. Uygulamalarının windows uyumlu olanını bulmakta zorlanabilirsiniz. Eğer benim gibi Skype, WhatsApp ve Harita bana yeter diyenlerdenseniz Lumia 820'yi gönül rahatlığıyla önerebilirim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...