İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti. İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı. Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı. Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım. Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar.
Osmanlı'nın son dönemini anlatan kitapları okudukça, bu döneme ait pek bir şey bilmediğimi ve daha fazla okumam gerektiğini fark ettim. Son bir yıl içinde bir şekilde bu dönemi anlatan Cahit Uçuk'un Bir İmparatorluk Çökerken..., Harun Açba'nın Bir Çerkes Prensesin Harem Hatıraları adlı kitapların ardından Veda'yı okumak ilginç oldu. Veda, Ayşe Kulin'in anne tarafından büyük dedesi, Osmanlı'nın son kabinelerinin maliye bakanı Ahmet Reşat Yediç ve ailesinin 1920'li yıllarda yaşadıklarını anlatıyor. Elbette tek anlattığı Beyazıt'taki konakta yaşananlar değil. Zaten 1920'lerde Osmanlı'nın maliye nazırının hayatını, ülkede olup bitenden ayrı tutup anlatmak da olanaklı değil. 387 sayfalık roman, Everest yayınlarından çıkmış. Benim okuduğum 2007 yılında yapılan ilk 100.000'lik baskısı. Kimi kitapların ilk baskılarının adedini yüksek tutuyorlar, kimilerini düşük tutup çok baskı yaptırıyorlar. Bunun bir mantığı vardır sanırım.
Kitaba dönersek, Ayşe Kulin'den yıllar önce Adı Aylin'i okumuştum ve çok etkileyici bulmuştum. İşin doğrusu Kulin'in dili çok akıcıydı. Ama Aylin'in hikayesi de çok ilgi çekiciydi. Şimdi Veda'yı okuduktan sonra Kulin'in kaleminin ustalığını bir kez daha fark ettim. Tarihsel belgelere dayansa bile romandaki ayrıntılar, anlatış üslubu başarılı. Daha önce fark eden olmuştur mutlaka ama ben de yazmadan edemeyeceğim. Kulin'in Veda romanı tam dizi film olacak bir kitap. İşgal altında İstanbul, işgal kuvvetleri tarafından hor görülen, aşağılanan halk ve askerler. Kıtlık, hastalık, bir yandan Anadolu'da başladığı söylenen ama başarı şansı pek tanınmayan bir takım direniş haberleri. Padişaha güveni tam bir nazır ve onun korumasına verilmiş yetim yeğeni. Aşk, konak hayatı, kıskançlıklar...
Kitabı okuduktan sonra tarih derslerinde anlatılanları düşündüm. Mesela Osmanlı tarihini ilk okuldan itibaren anlatırlar. Meydan muharebeleri, tahta geçen padişahların sıraları, yükselme devri... Ama hanedan ne zaman ve neden Topkapı sarayından ayrıldı? Padişah İstanbul'u terk ettikten sonra ne yaptı? Osmanlı soyunun yaşayanları neler yaptı? Yurt dışında nasıl geçindiler? Osmanlı'nın borçları / savaş tazminatları kaç para tuttu? Kaç yılına kadar ödendi bunlar? Bu sorularımın yanıtlarını bulamadım tabii bu okuduklarımdan. Ancak İstanbul'un işgalini limana demirleyen gemileri gören Mustafa Kemal'in "geldikleri gibi giderler" sözü dışında okuduğumu hatırlamıyorum. Belki sosyal bilimci olmadığımdandır. Ama kızlarım ilk öğretimlerini tamamladıktan sonra okumalarını önereceğim kitaplar arasında yerini aldı Ayşe Kulin'in Veda'sı...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.