Ana içeriğe atla

fark etmek

İsmail Cem İpekçi
Göstermek için mi yaşıyoruz, yaşadıklarımızı mı gösteriyoruz? Instagram, facebook, twitter ve Google Haritalar... Adı değişse bile işlevi aynı kalan platformlar. Tüm bu platformlardaki tüm kişisel paylaşımlarımızın amacı: "ben bunu yaptım/çektim/yaşadım/gittim"demek.
Belki insanlık kadar eski bir şey bu varlığını/hissettiğini/düşündüğünü/yaşadığını başkalarına anlatma isteği. Mağara duvarları resmiyle aralarında büyük benzerlikler var, instagram fotograflarının. 
Gene de bu düzenin içine girince, bir noktada fark ediyor kimisi. Yaptıklarını paylaşmaktan, paylaşmak için yapmaya geçtiğini. 
Tehlikeli bir kırılma anı. 
Para karşılığını bu paylaşımları yapanları bir kenara koyarsak, hayatı istediği gibi değil, ilgi çekecek şekilde yaşamaya başlamak bir yerde. 
Dönem dönem bu gidişe kapıldığımı hissettiğimde, bir adım geri atıp, dışarıdan gözlemeye çalıştım kendimi. 
Her zaman beceremesem bile, 
fark etmeye çabaladım.
bir cumartesi sabahı,
henüz kargalar kahvaltılarına başlamadan uyanınca,
bunları düşündüm
ve
çok okunsun/okunur diye değil
paylaşmak istediğim için
yazdım.
Merak edenler için, sadece sol kolu olan İsmail Cem İpekçi heykeli ORAN / Ankara'da. Neden sadece sol kolu olan bir heykel yapmış sanatçı bilemedim. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...