Kimi bir kaç cümlelik kimi bir kaç sayfalık anılarla dolu öykücükler ve tümünü bağlayan farklı bir kurgu. Barış Bıçakçı'nın son novellasını severek okudum. Okuma heyecanını bozmadan, konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Halis Bey, emekli elektrik mühendisi. Ayşe ise başarılı bulunan bir öykü kitabı yayınlamış bir peyzaj mimarı ve tercüme yaparak hayatını kazanıyor. Tercüme bürosunda rastlaşıyorlar ve Halis Bey Ayşe'den anılarını öyküleştirmesini istiyor, ücreti karşılığında. Novella, Halis Bey'in anıları ve Ayşe'nin hayatını anlatan bölümlerle kurulmuş. Novellada yer alan bölümlerin her biri ayrı öyküler haline getirilebilecek derinlikte. Ayşe'nin hayatına dair bölümlerde ülkenin gündemine dair göndermeler de yer alıyor. Daha önce okuduğum eserlerinde olduğu gibi bolca Ankara var arka planda. Hatta Garson başlıklı bölümde Ankara başrolde. İstanbullular deniz yok, fazla gri dese de Ankara, Ankara'da yaşamaya alışmışlar için kendine has özellikleri ve güzelli...
Aykırı yayınlarının Tarih dizisinden Nisan 2006 yılında yayınlanmış bu keyifle okunabilen tarih kitabı. Adından da anlaşılacağı gibi 1789 Fransız Devrimi üzerine yazılmış. Ali Çakıroğlu, orijinal adı Viva la Revolution! olan kitabı dilimize kazandırırken, bize özgü deyimlere de yer vererek kitaba keyif katmış. Üniversite mezunu, biri sosyal alanda olmak üzere iki yüksek lisans derecesine sahip birisi olarak Fransız devrimi ile ilgili bu kadar az şey bildiğimi görünce kızdım kendime. Hayata soldan bakan herkesin dünyanın gidişini değiştiren devrimleri bilmesi, anlaması gerekir diye düşünüyorum. Sol ve sağ tanımlamalarını doğuran Fransız devrimi, üzerinden 200 yıl geçtikten sonra farklı yönleriyle tarih kitaplarında yerini almış görünüyor. Steel, İngiliz bir yazar. Devrime ilişkin aktardıklarını güncel olaylarla süsleyerek, örnekler vererek açıklamış. Günümüz İngiliz politikacılarına yönelik eleştirilerini öyle ustalıkla yapmış ki okurken gülümseme eksik olmuyor insanın yüzünde.
Kitap sayesinde Fransız devriminine yönelik bilmediklerimi öğrenirken yanlış bildiklerimi de düzelttim. Mesela 1789'da devrim ile kral tahttan indirildi diye biliyordum. Oysa tahttan indirilmesi ve için bir kaç yıl geçmesi gerekmiş. Giyotine karısı ile birlikte gönderildi diye bilirdim. Oysa 'ekmek bulamayanlar pasta yesinler' özlü sözünü söylediği savlanan karısının infazı bir süre sonra gerçekleşmiş. Bunlar pek önemli değil belki. Daha vahim yanlış bildiklerimi kendime saklayarak bu keyifli kitaptan kısa bir alıntı ile bitireyim notlarımı:
Fransız Devrimi milyonlarca kafanın başka bir yöne bakmasını sağladı. Sınırsız imkanlarla dolu bir dünya yarattı. Milyonlarca insanın ister şahsi, siyasi, olağanüstüolsun, ister incir çekirdeğini doldurmasın, tüm sorunları birbiriyle ilişkili ve karşılıklı bağlımlılık içinde görmelerini sağladı. Her kavramı sorgulamaya açık hale getirdi. Hayal gücü başa geçebilir ve insan yaratıcılığının bütün potansiyeli dizginlerinden boşanabilirdi. Fransız Devrimi, başka kıtalarda, kölelerin dünyasında ve olup bitenden haberdar olan her yerde bu duyguların hissedilmesini sağladı. Karşısına çıkan herkese şu soruyu sordu:"Peki, kendi çağınızın köle sahiplerine, tuz vergisi memurlarına, Brunswick Düklerine karşı savaşmak için, ya siz ne yapacaksınız? Ya tarihe seyirci kalacak ya da hepimizin içindeki Drouet ya da Demoulins'leri açığa çıkaracaksınız."
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.