Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ulus 100. Yıl Çarşısı'nın Yıkılması

Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlamalarına hazırlanırken mimari yarışma sonucu inşa edilen ve 1981 yılında 100. Yıl Çarşısı adıyla hizmete açılan yapı bloğunu, anket sonucuna göre yıkıldığını görmek benim için çok üzücü oldu.  Ankara'yı bilmeyenler için mekânın Ulus meydanındaki at üzerinde Atatürk heykelinin çaprazında ve Cumhuriyet'in ilânına da tanıklık etmiş ilk Meclis Binası olarak da kullanılmış İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Ankara Şubesi Binası'nın tam karşısında yer aldığını söyleyerek başlayayım.  Ankaralıların pek sevmediği değişik bir çarşıydı Ulus 100. Yıl çarşısı. Çarşı kompleksinin bir yanında yer alan Kültür Merkezi'nde tiyatro oyunları ve konserler izlemiştim zamanında. Hep, daha işlevsel hale getirilse ne güzel bir yer olur aslında diye düşünmüştüm Ankara'da yaşarken. Bir önceki Belediye yönetimi döneminde yıkılması planlanmışken açılan davalar sonucu yıkım kararı durdurulunca da sevinmiştim. 2022 yılında 100. Yıl Çarşısı ve Yakın Çevresi nasıl ...

Murtaza / Orhan Kemal

Cumhuriyet'in ilk seneleri, henüz çok partili sisteme geçilmemiş. Ebedi Şef İsmet Paşa'nın liderliğinde CHP'nin tek parti iktidarının son seneleri yaşanıyor. Trakya göçmeni, Balkan Savaşı sırasında şehit düşen Hasan dayısının kanını taşımanın gururu ve onun gibi zabit olamamanın hüznünü bir arada yaşayan Bekçi Murtaza'nın yaşam mücadelesini anlatıyor Murtaza adlı romanında Orhan Kemal, asıl adıyla Mehmet Raşit Öğütçü.  Geçenlerde Cihangir'de bir arkadaşım ile görüşmeden dönerken Orhan Kemal müzesinin önünde buldum kendimi. Defalarca önünden geçmiş ancak hep bir yerlere yetişme telaşından, gezme fırsatı bulamamıştım. Orhan Kemal'i oğlu Işık Öğütçü tarafından kurulan ve ayakta tutulan bir özel müze, Orhan Kemal Müzesi. Kadir Has Üniversitesi'nde çalıştığım günlerde Cibali'nin arka sokaklarında Orhan Kemal Sokağı'nı ve yazarın bir dönem yaşadığı evi görmüştüm. Müzenin görevlisinin verdiği bilgilere göre Cibali'deki ev, yazarın ailesi ile birlikte ki...

Çinçin Sahnesi / Yıldırım Şimşek

Ankara'da yaşadığımız dönemde Ankara Sanat Tiyatrosu'nda bir çok oyunda sahnede izlediğimiz, bugünlerde ise Aile dizisinde rol alan Yıldırım Şimşek'in anılarından oluşan Çinçin Sahnesi adlı eserini, bir solukta okudum.  Dorlion Yayınları'ndan Aralık 2022'de çıkmış kitap. Çıktığı günlerde sipariş vereyim diye düşünmüştüm ancak araya emeklilik, yeni işler, yeni kurulacak işler girince unuttum. Kısmet bugünlereymiş. İki bölümden oluşuyor kitap. İlk bölüm Yıldırım Abi'nin çocukluk ve gençlik yıllarına ait. Çalışkanlar Mahallesi, Çinçin, Aydınlıkevler, Siteler bölgelerinde geçiyor.  Sevgili Yıldırım Abi, babamın kuzeni.  Babamın dayılarının çoğunun yaşadığı Çinçin'e onları ziyaret etmek için gittiğimiz günleri hatırladım, anıları okurken. Biz Tuzluçayır'da oturuyorduk. Birbirine fiziksel olarak pek yakın sayılmayacak iki kenar mahallenin paylaştığı yoksulluk ve yoksunluk aynıydı. Anılarda geçen konuşmaları şive ile yazmasını çok beğendim. Satırları okurken kâ...

Ali adlı roman denemesi hakkında

İlk bölümünü 8 Nisan'da, 11. bölümünü ise 17 Haziran'da sayfamda paylaştığım ve sonbaharın başlamasıyla birlikte devam bölümleriyle karşınızda olacağını söylediğim Ali adlı roman denemem ile ilgili yeni bir gelişme var.  Ali'nin şimdiye kadar yayınladığım 11 bölümü, 1 Ocak 2024 tarihine kadar erişime açık kalacak. O tarihten sonra okumak isteyenlerin ise Haziran 2024'e kadar beklemeleri gerekecek. Aslına bakarsanız bu yaptığım duyuru bir çok okuyucu için bir şey ifade etmiyor. Çünkü Ali'nin bölümlerinin hiçbiri 35 görüntülenmenin üstüne çıkamamış. Yani her bir bölümü farklı kişiler okumuş olsa bile, ki bu varsayım pek mantıklı değil elbette, toplam okuyucusu 400 civarında. Neyse,  zaten 19 senedir yazmamın da okunma sayısıyla ilgisi yok. Şarkıda denildiği gibi ben bunları anı olsun diye yaşıyorum :) Ali'yi basılı eser hâlinde okuyuculara sunmaya karar verdim. Henüz hangi yayınevinden çıkacağını bilmiyorum. 

IBC 2023 genel değerlendirme

Eylül ayı, yayın dünyasında çalışanlar için IBC ayı olarak geçiyor. Öncesinde 15-20 gün pre-IBC, sonrasında 15-20 gün post-IBC günlerini de katarsanız aslında Ağustos ortası ile Ekim başına kadar geçen 40-45 gün, Amsterdam'daki dört günlük etkinliğe odaklanılarak geçiriliyor. IBC, Amsterdam için de önemli. Bu sene 170 farklı ülkeden 43.000'den fazla ziyaretçi gelmiş şehre. Farklı salonlara dağılmış 1250'den fazla şirketin hepsini ziyaret etmek olanaksız elbette. Bu yıl, üç tam günü fuarda geçirdim.  4 gece 5 günlük Amsterdam'daki fuarın, konaklama, kent içi ulaşım, ki IBC, Amsterdam içinde geçerli 4 günlük kartı ücretsiz veriyor, Leiden - Amsterdam arası tren maliyetleri, yeme - içme ve İstanbul - Amsterdam gidiş dönüş uçak bileti dahil 1200 € maliyeti oldu bana. İlerleyen senelerde bu yazıyı yeniden okuyacaklar için anlamlı olabilsin diye 8600 TL'lik uçak biletini de Euro'ya çevirerek toplam maliyeti hesapladım. Burada en büyük kalem, otel konaklaması oldu, her...

Koku / Patrick Süskind

Uzun yıllardır kütüphanede bana bakan, hep okumak istediğim ancak bir nedenle sıra gelmeyen kitaplardan birisiydi Koku. Patrick Süskind adlı Alman yazarın dünyaca ünlü romanını Tevfik Turan'ın çevirisinden okudum. Eserin, Can Yayınları'nın 1993 yılında çıkan 6. baskısıydı.  Yazar Alman, ancak roman Fransa'da geçiyor.  Jean-Baptiste Grenouille adlı kahramanın  1700'lerin ortalarında Paris'te başlayıp Fransa'nın güneyinde süren ve sonu gene Paris'te biten sıradışı hayatını anlatıyor. Romanı okuma keyfinizi yok etmemek adına ipuçları vermemeye çalışarak hazırladım bu yazıyı. Gönül rahatlığı ile okuyabilirsiniz. 1700'lerin ortaları Avrupa ve dünyanın tarihine damga vuracak bir takım gelişmelerin yaşandığı seneler. Fransa'da yaşanacak devrime yol açtığı da düşünülen savaşlar, açlık, sefalet romanın arka planını oluşturuyor. Son derece ayrıntılı betimlemeler var romanda. Sanki Süskind 1985 yılında yazmamış romanı, 1800'lerde Paris'te yaşayan biri k...

IBC 2023'ün ardından TVTechTR

Amsterdam'dan Leiden'e uzanan dört gece ve beş gündüz süren seyahatim, IBC (Uluslararası Yayıncılık Fuarı) deneyimimin sonucunu paylaşmak için beklenenden daha uzun sürdü. 2015 yılında 15 Eylül'de sona eren IBC'nin ardından yazımı 16 Eylül'de kaleme almıştım. 2018'de ise 18 Eylül'de sona eren IBC'nin ardından ilk değerlendirme yazımı yine fuarın son gününde paylaşmıştım. Ancak 2023'de işler biraz farklı bir seyir izledi. Bu sefer, 18 Eylül'de sona eren fuarın yazısı için neden 5 gün bekledim? Yanıt, TVTechTR . Blogumu takip edenler zaten hikayemi biliyorlar, ama bir kez daha anlatmamda bir sakınca yok. 25 yıl boyunca TRT'de çalıştım ve Mart 2023'ün sonunda emekli oldum. Nisan 2023'te Kadir Has Üniversitesi'nde yeni bir başlangıç yapmak istedim. Ancak işler planladığım gibi gitmedi ve Temmuz başında ayrıldım ve yıllardır içimde taşıdığım 'kendi işimin patronu' olma hayalimi gerçekleştirdim. Ağustos ayından bu yana, TVTechTR...

IBC 2023 - 2

Bir IBC fuarinin daha sonuna yaklasiyoruz. Bugun kapali, yagmurlu bir hava var, hem Leiden hem Amsterdamda. Oysa hava tahminleri pazartesi gunune kadar gunesli gosteriyordu. Neyse ki sabahtan aksama kapali yerde olacagim. Ucuncu gun, IBC gibi buyuk alana yayilmis fuarlarin en zor gecen gunudur bence. Ilk iki gunun fiziki yorgunlugu, uzayan is yemeklerinden oturu hasret kalinan uyku ile birlesince ucuncu gun zor gecer. Oysa benim gun boyu randevularim var. Neyse ki kahve var. IBC 2023, seneler icinde tahminlerimde yanilmadigimi kanitliyor. Ulkemizde pek farkinda olmasak bile klasik TV yayinciligi gercekten son demlerini yasiyor. Gerci calisma hayatimin sonuna kadar muhtemelen varliklarini surdureceklerdir ama 10 sene sonra klasik TV, lineer TV gorecegimizi zannetmiyorum. OTT isi ise bu sene patlama yapmis. Oyle ilginc firmalar ile tanistim ki fuar boyunca eve dondugumde uzun uzun anlatirim ama kisaca sunu soyleyeyim icerik kral olmayi surduruyor. Elinizde kiymetli icerik varsa bunu OTT ...

IBC 2023

2015, 2018 ve 2022`nin ardindan bir kez daha IBC fuarina katiliyorum. Bu yaziyi duzenledigim medya merkezi bilgisayarinda Turkce kalvye yok, bu yuzden yazidaki bozukluklar icin anlayisiniza siginiyorum. Bu yil IBC`de neler on planda onlardan bahsedecegim. Fuarin ardindan Istanbul donusu, daha ayrintili ve bu kez Turkce klavye ile daha duzgun yazilar hazirlamaya calisacagim. Her yerde kar var sarkisi gibi her yerde OTT var , IBC`de. Daha once defalarca yazdim bu blogda, sohbet ettigim arkadaslarima da hep soyluyorum, benim 25 sene calistigim ve simdilerde danismanlik isi ile ekmek yedigim sektor buyuk bir kriz icinde... Klasik TV yayinciligi son demlerini yasiyor. Iktisadi olarak surdurulebilir bir is modeli yok, gerci ulkemiz ozelinde bu durumun pek onemi yok. Sonucta kimse TV kanalinin kar etmesini beklemiyor ya da onemsemiyor. Neden boyle diye soracaginizi sanmiyorum, ama bu konunun ayrintilarini baska bir yaziya birakayim.  Fuar katilimcilari bu sene 1000ìn uzerinde OTT, Over Th...

yeni dönem yeni uğraşlar

TVTechTR.net adlı web sayfasını kurarken iyi tanımlanmış bir hedefim vardı. Şu an okumakta olduğunuz sadeceozgur.com 'da Türkçe olarak paylaştığım teknik içerikli yazıları İngilizce yazmak ve bu vesile ile uluslararası etkinliklere basın akreditasyonu ile katılmak. Bu amacıma 2013 yılında ulaştım. Connected TV Summit 'e basın akreditasyonu ile katıldım. Ardından hedefimi büyütüp TVTechTR.net 'teki paylaşımlarım sayesinde uluslararası bir etkinliğe davetli konuşmayı olmaya çabaladım. Aynı yıl,  Estonya 'da yaptığım sunum ile bu amacıma da ulaştım. Şimdi kendime yeni bir hedef koydum: TVTechTR.net 'i  danışmanlık hizmetlerimin vitrini hâline getirmek. Kısaca anlatayım: 25 sene TRT 'nin farklı birimlerinde görev yapıp Mart 2023 sonunda emekli olunca, Kadir Has Üniversitesi'nin FabriKHAS adlı projesinde çalışmaya başladım. Temmuz 2023'te birlikte çalışmamızın zorluklarını görüp kendi işimi kurmak üzere üniversiteden ayrıldım. Yaz boyu kuracağım danışmanlık ...

geçen haftanın en çok okunan 10 yazısı

Göksu Restaurant

Özellikle öğlen saatlerinde Kızılay, Sakarya civarında düzgün yemek yiyeceğiniz bir yer arıyorsanız en doğru seçim Göksu Restaurant olacaktır. Meşhur Otlangaç'ın karşısına denk düşen mekan, hızlı ve özenli servisi, lezzetli ve fahiş olmayan fiyatları ile bölge insanlarının gönlünde çoktan taht kurmuş. Öğle saatlerindeki kalabalığa karşın hızlı ve özenli servisin sırrı yeterli sayıda personel çalıştırmak olsa gerek. Yemeklerinde etsiz çeşitlerinin az oluşu dışında kusuru yok denebilir. Akşam servisini hiç denemedim, ancak akşamları Sakarya'ya gidenlere fazla hitabetmeyebilir. Afiyet olsun. GÖKSU RESTAURANT Bayındır Sokak No: 22 / A Kızılay - ANKARA tel 312 431 47 27 - 431 22 19

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı

ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe...

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor. ...

Eski Maltepe pazarı eski yerinde yakında bizlerle...

Ankaralılar bilir, kot pantolondan araba teybine, ara musluğundan kuruyemişe ne ararsan bulabildiğin hem de uygun fiyata bulabildiğin bir pazar var(dı): Maltepe camisinin üst tarafından pazartesi dışında (o gün semt pazarı kurulurdu) her gün hizmet veren seyyar paravanlarla ayrılmış küçük dükkancıkların oluşturduğu bir pazardı. Bu pazarın bulunduğu araziye bir alışveriş merkezi yapıldı. Ankara'nın en ilginç mimarisine sahip olduğunu düşündüğüm Malltepe Park, eski pazar esnafının ahını almıştı. Sopalarla dövüle dövüle pazar yerinden atılan esnafın tutan ahı, Malltepe Park'ı iflas noktasına getirdi. Market, dükkanlar derken hayalet alış veriş merkezine dönüştü Malltepe Park. Sonunda alış veriş merkezi yönetimi eski (kendi deyimleriyle tarihi) maltepe pazarını Malltepe Park'ın içine taşımaya karar vermiş.  Bugünlerde hummalı bir çalışma sürüyor Malltepe Park'ta. Dükkanlar alçıpanla küçük dükkancıklara bölünüyor. Öğrendiğime göre şimdiden 70'ten fazla pazar esnafı taş...

Yapay zeka, blog yazıları

2004 yılından bu yana devam ediyorum blog yazmaya. Kişisel hayatımda da teknoloji dünyasında da bir çok değişiklik oldu bu süreçte. Zaman zaman ara verdim yazmaya. Blog yazmaya, Türkçe içerikleri çoğaltmak amacıyla başlamıştım. Bugün geldiğimiz noktada ise özgün içerikleri çoğaltmak gibi bir hedef ile devam ediyorum yazmaya.  Bir çok işin yapay zeka araçlarına yaptırıldığı günümüz dünyasında, özgün içerik bulmak zorlaşıyor. İlk başlarda heyecan verici görünen yapay zeka tarafından oluşturulan içerikler, bir noktadan sonra birbirinin kopyası hâline dönüşüyor. Büyük olasılıkla bu sorunu aşacak araçlar da çıkacaktır.  Farklı konularda, yapay tatlardan ari içeriklere ulaşmak isterseniz tek yapmanız gereken SadeceOzgur sayfasına ulaşmak. Bu yazıyla birlikte, bundan sonra yapay zeka destekli hiçbir içeriğin blog sayfamda yer almayacağını duyuruyorum. 

Bozkırdaki Gölgeler (Don Segundo Sombra) / Ricardo Güiraldes

Ricardo Güiraldes, Arjantin edebiyatının önemli isimlerinden birisiymiş. Don Segundo Sombra'yı, Can Yayınları'nın 1983 Ocak tarihli, Siren Tayla ve Vedat Tayyar Erdamar'ın çevirisiyle Bozkırdaki Gölgeler adıyla yayınladığı baskısından okudum. 235 sayfalık romanın sonunda Harriet de Onis'in makalesine yer verilmiş. Genel olarak Arjantin edebiyatı, özel olarak ise Güiraldes ve Son Segundo Sombra'ya dair ilginç bilgiler var makalede.  Romanın konusu Arjantin kırsalında bir gencin yetişkin olma yolundaki serüveni diye özetlenebilir. Kendisine rol model olarak Don Segundo Sombra adlı bir sığır çobanını seçtikten sonra yaşadıkları, düşündükleri ve dönüştüğü karakterini akıcı bir dille kaleme almış Güiraldes. 

Adatepe Zeytinyağı Müzesi'nde SoleMare Cafe

SoleMare Cafe ile 2015 senesinde tanıştık. O tarihlerde Küçükkuyu'nun büyük sürprizi başlıklı bir yazı ile blogda tanıtmaya çalışmıştım. 2016 yazında ise cafenin kurucuları ile söyleşi yayınladım. Mekânlara dair yazılara artık blogda çok yer vermiyorum. Sebebi ise basit: Google Haritalar.  Gittiğim mekânları Google Haritalar'da yorumluyor ve puanlıyorum. Hem daha pratik geliyor hem de daha çok kişiye ulaşıyor yazdıklarım. Ben de bir yere gideceğimde öncelikle Google Haritalar'daki yorumları okuyorum.  Yukarıdaki iki paragrafı yazma nedenim birazdan anlaşılacak. Bir kaç gün önce, çevrede yeni açılan bir yerler var mı diye Google Haritalar'da dolaşırken Adatepe Zeytinyağı Müzesi'nin bahçesinde SoleMare Cafe 'nin yeniden açıldığını gördüm. Uzun zamandır ayrı kaldığım bir arkadaşla karşılaşmış kadar sevindim. Web sayfalarını incelediğimde ise hem çok şaşırdım hem de çok mutlu oldum. Web sayfasında iki kişiye teşekkür mesajı paylaşılmış. Birisi logolarını tasarlaya...

Yaylapınar (Sinekçiler) Köyü Nazilli tatili

Yazılacaklar birikti, bu gidişler birikmeye devam edecek. Üst üste gelince seyahatler, okunanlar, teknik gelişmeler böyle oluyor. Yavaş düzgündür, düzgün ise hızlı deyip başlayayım bir yerinden.  Geçtiğimiz haftanın 6 gecesini, Aydın'ın Nazilli ilçesinin, eski adıyla Sinekçiler, Yaylapınar köyünde geçirdik. Ne ben, ne de eşim Nazilli'li. Oralarda yaşayan akrabamız da yok. Peki nasıl oldu da bir köyde kaldık 6 gece. Pınar Kaftancıoğlu sayesinde. Kendisini büyük şehirlerde, özellikle İstanbul'da, yaşayan çocuk sahipleri tanıyacaktır. Ayşe Arman'ın söyleşisinden sonra tanıyanlar ve alış veriş yapanların sayısında ciddi artış olmuş. Siz tanımayanlardansanız İpek Hanım'ın Çiftliği'nin web sayfasına bakmanızı ve yazının geri kalanını sonra okumanızı öneririm.  Kaftancıoğlu, bana kalırsa ülkemiz için uygulanabilir bir kalkınma modeli oluşturmuş. Ülkemiz, her ne kadar son dönemlerde ihmal edilmiş olsa bile, bir tarım ülkesi. Tarıma elverişli topraklara ...

İnsanlığımı Yitirirken / Osamu Dazai

Japon edebiyatının en önemli yazarlarından biriymiş Osamu Dazai ya da gerçek adıyla Şuuci Tsuşima. İnsanlığımı Yitirirken, ölümünden önce yazdığı son eseri. Japoncadan çevirisini Peren Ercan yapmış.  Yazar 1909 - 1948 yılları arasında yaşamış. İlkinde yaşı küçük olsa da, iki dünya savaşını da görmüş. Hayatına dair ayrıntıları buradan okuyabilirsiniz.  İnsanlığımı Yitirirken bir  kurgu roman, ancak otobiyografik özellikleri oldukça baskın olan bir kurgusu var. İthaki yayınları, eserin sonuna Mark Gilbeau'nun yazdığı ve Elif Kılıç tarafından çevrilen bir Sonsöz eklemiş. Romanı bitirmeden bu sonsözü okumamanızı öneririm.  Toplumla uyumlu yaşamak, sıradışı yeteneklere sahip olan bireyler için daha zor. Dazai de ömrü boyunca bu zorluklarla boğuşmuş. Teselliyi kimi zaman alkolde kimi zaman kadınlarda aramış. Ancak "hayata tutunmayı" başaramamış.  Tarihin farklı bir kesitinde yaşasaydı farklı olur muydu Dazai'nin hayatı? 1950'lerde dünyaya gelseydi mesela, ikinci düny...

yapay zekasız içerikler

Okuduğunuz LinkedIn paylaşımlarından blog sayfalarına, akademik makalelerden whatsapp mesajlarına neredeyse tüm içerikler yapay zeka araçlarınca hazırlanıyor. Artık doğru arama cümlesi, prompt, ile yapay zekayı çalıştırmak bile ayrı bir iş hâline dönüşmüş durumda.  Neredeyse tüm içeriklerin hazırlanmasında yapay zeka kullanılıyorken, akıntıya kürek çekmek gibi bir işe soyunmak, yapay zeka kullanmadan yazılar oluşturmaya çabalamak pek akıllıca değil diye düşünülebilir ilk bakışta.  Oysa blog yazmanın en keyifli yanı, duygu ve düşüncelerini kendi kelimelerinle not etmek ve bir süre geçtikten sonra dönüp onları okumak. O günlerde neler hissettiğini hatırlamak. Yapay zeka ile oluşturulan içeriklerde alamayacağınız bir tat.  Bu yüzden, arada yazım hataları olsa da, kimi zaman okunması zor olsa da kendi zekam ile oluşturmaya devam edeceğim. Bu kararımı paylaştığım 16 Haziran öncesi içeriklerin kimilerindeki yapay zeka katkılarını ise düzelmeden korumaya karar verdim. ...