Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Malatya Şire Pazarı

Malatya'ya ilk gidişimdi. Gittiğim il / ilçelerde meydandaki Atatürk anıtlarının fotografını çekiyorum. İleride belki sergi açarım diye :) Malatya Valiliği'nin önünde İsmet İnönü heykeli vardı. Malatya hem Turgut Özal hem de İsmet İnönü gibi iki çok önemli kişinin memleketi olunca komşusu Elazığ ile kıyaslandığında çok daha gelişmiş bir kent. Bu açıdan Burdur-Isparta arasındaki gelişmişlik farkını hatırlattı sayfanın yazarına. Yazının başlığına dönersek, Malatya demek kayısı demek. Kayısı demek Şire Pazarı demek. Kayısının her türlüsünü (kolonya ve yağ dahil olmak üzere) bulabilirsiniz Şire pazarındaki dükkanlarda. Sadece kayısı değil elbette. Dut ve üzümden yapılmış pestiller (bastık da deniliyor) pekmezler, sucuklar iştah açıcı... Pazarda bir çok dükkan var. Alış veriş için Öztürkler isimlisini seçtik. Seçimimizde gayretli ve cana yakın dükkan sahibinin payı büyük. Pazara girişte sanırım ikinci dükkan. Aşağıda adres ve telefon bilgileri var. Küçük bir hatırlatma pazara gitme

Yayıncılık

Yayıncılık konusunda son dönemde ilginç tartışmalar yaşanıyor. Yanlış anlaşılan açıklamalar, bilgi eksiklikleri ile birleşince iş içinden çıkılmaz hale geliyor. Bu karışıklığı gidermek elbette meslek odalarına düşüyor. Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi üzerine düşen görevi başarıyla yerine getirmiş. Haber bültenine ek olarak verdikleri Dosya'yı Yayıncılık konusuna ayırmışlar. Oldukça doyurucu makalelerle, yayıncılık sektöründe yaşanan gelişmeler açıklanmış. Tüm yazarlarına teşekkürler. Üyelerine ücretsiz gönderdikleri dosya ve bülteni internete koyarak tüm halkımız ile paylaşmış. Bilgilenmek isteyenler için: http://www.emo.org.tr/subeler/dergi_goster.php?kodu=335&sube=14 Not: Podcasting başlıklı makale ile sayfamda yayınladığım podcasting başlıklı yazının bire bir aynı olması rastlantısal değildir.

Villa Carla'ya (Datça) devam - 3

Villa Carla ile ilgili yazımı 2006 yılında eklemiştim. 2008 yılında tesisin otel olarak hizmet vermeyeceğini duyurmak beni üzüyor. Doğal güzelliklerin kalıcılığı açısından girdiyi silmiyorum... SadeceÖzgür Villa Carla ile ilgili yazdıklarımın okunduğunu görmek mutlu ediyor. İyi olan yerlerin çok kişi tarafından bilinmesi tehlikeli bir şeydir aslında. Müşteri sayısı arttıkça hizmet kalitesi düşer genellikle. Ancak Villa Carla için böyle bir durum söz konusu değil. Çünkü zaten müşterisi çok :) Biz tatil yaparken kapıdan dönen bir çok kişi ile karşılaştık. Bu güzel mekanda çektiğim fotografların bir kaçını daha sizlerle paylaşmak istiyorum. Aslında en güzeli gidip yerinde görmek. Fotograflardan daha güzel görüntülerle karşılaşacaksınız eminim... Yandaki fotograf otelden merdiven ile inilebilen ıssız koya ait. Otelin yakınında iki küçük koy var. Bunlardan birisine merdiven diğerine ise patika ile iniliyor. İkisi de ıssız ikisi de çok temiz. Merdiven ile inilen koy, Datça Meteorolojisinin

Podcasting

- Hava durumunu seyrettin mi? - Hayır kaçırdım. Serviste giderken X televizyonunun podcastini dinlerim. Taşınabilir cihazıma indirdim. Yukarıdakine benzer diyalogları yakın zamanda daha sık duymaya başlayacağız. Marka ile özdeşleşmiş ürün isimlerinin bir örneği podcasting de karşımıza çıkıyor. Apple firmasının büyük ticari başarılarından biri olan iPod isimli taşınabilir mp3 çalar, artık sıradan bir mp3 çalar olmaktan çok öteye geçti. Mp4 formatında görüntü gösterebilen modelleriyle birlikte sadece müzik çalar olmaktan çıktı. Artan bant genişlikleri ve düşen fiyatlarla gittikçe yaygınlaşan ADSL bağlantıları bir yanda GPRS EDGE, UMTS gibi hızlı veri iletimi yöntemleriyle cep telefonları diğer yanda yayıncılara farklı olanaklar sunuyorlar. İletim ortamı çeşitlense bile iletilecek ?şey?, yani içerik, yapmakta olduğunuz yayının izlenmesinde belirliyici olmakta. Hazırlanan içeriğin (radyoda sabah kuşağı da olabilir, televizyonda hava durumu da ya da maçların golleri) farklı ortamlarda far

suya sabuna dokunmayan yazılar

Blog yazmaya karar verdiğimde temel amacım Türkçe içeriğin kısıtlı olduğu sanal ortamda, bu eksikliği elimden geldiğince gidermek idi. Böyle bir amaçla yola çıkınca günlük politik gelişmeler, ekonominin durumu, günlük siyaset gibi günlük konular bu sayfaların dışında kaldı. Elbette bu tercihin farklı sebepleri vardı ve bu sebepler geçerliliğini koruyor. Bu nedenle yazının başlığında belirtilen suya ve de sabuna dokunmayan yazılara devam edilecek. Sayfanın istatistiklerine baktığımda özellikle uydu sayfalarından verilen bağlantılar ile sayfama ulaşanların artmakta olduğunu görüyorum. Demek ki amaçladığım gerçekleşiyor yavaş yavaş. Bilginin paylaşılmadığı yerde gelişme olamaz. Olsa bile çook yavaş olur. Keşke çeşitli konularda uzmanlıkları olan herkes zaman ayırıp genel okuyucunun anlayabileceği düzeye indirip bildiklerini anlatan sayfalar yapsa. Günlük yazıları okumak isteyenler için bir çok gazete yayımlanıyor her gün. Her gün her gazetede en az 5 yazar yazıyor. Günlük gelişmeleri tak

Cebit Avrasya Notları

Cebit Bilişim fuarına daha önce gitmiş miydim hatırlayamadım. Gittimse bile seneler önceydi demek ki. Kişisel nedenlerle katılmıyordum Cebit'e. Çalıştığım işlerin çalışmam gereken işler olmadığını düşünürdüm o zamanlar. Fuara gidip ne yapacaktım ki? Bakıp bakıp, insanlar nelerle uğraşıyor ben nelerle diyecek , belki dönem arkadaşlarımı görüp onlar nereye gelmişler ben neredeyim deyip üzülecektim. Bu yıl, böyle düşünmemi gerektiren durumların ilki geçerli değil artık. Sayfanın başına yazdığım iki dizede de belirttiğim gibi mühür ya da mülk istemeyince ikinci gerekçe fazla etkili olmadı ve Cebit'e gittim. İyi ki de gitmişim. Özellikle 7-8 ve 9 nolu salonlar ilgilendiğim konulardaki ürün ve hizmetlerle doluydu. İlk aklıma gelenler cep telefonundan televizyon yayıncılığı, isteğe bağlı video ve IPTV ile ilgili ürün/hizmetler. Ayrıca Next/NextStar gibi DVB-S üzerine uzmanlaşmış bir şirketin (yerinde bir karar ile) DVB-T alıcıları da üretmiş olmasını görmek sevindiriciydi. Yanlış anl

tırmık'a tırmık, Aydın Engin

İlk yazısını Cumhuriyet gazetesinde okumuştum Aydın Engin'in. Uzun süre, Oral Çalışlar'ın yazdığı sayfanın karşısında, Çalışlar'ınki gibi sayfa ortasında Tırmık'ı yazdı. Kendi ifadesiyle bir kere kediyi çağrıştırıyor.Ama, yumuşacık, bakımlı ve uslu bir ev kedisini değil; çöplüğe de saray mutfağına da dalarken gözünü kırpmayan, arsız ve kopuk bir sokak kedisi. Köşenin adının öyküsü. Artık Cumhuriyet'te yazmıyor. Gazete için büyük bir kayıp. Bir ara Birgün gazetesinde yazmıştı Cumhuriyet'ten ayrıldıktan sonra. Şimdilerde t24 adlı internet sitesinde köşe yazarlığına devam ediyor.  Tırmık'a tırmık, yazarın çoğu Tırmık isimli köşesinde yayımlanmış yazıların yer aldığı ve çoğu yazının, deneyimli gazeteci gözü ile yorumlandığı bir kitap. Kitabın ismindeki Yazıcılık Mesleğine Adım Atan Gençler İçin Kötü Deneylerden ve Önlenememiş Yanlışlardan Süzülmüş Notlar , yazılış amacını özetlemiş... Necmettin Büyükkaya anısına yazılmış Ölmüş Bir Arkadaşla Röportaj baş