Ana içeriğe atla

Kayıtlar

IBC, Avrupa'nın yayıncılık fuarı

Yayıncılık dünyasının profesyonellerinin takip ettiği iki fuar var. Bunlardan bir tanesi ilkbaharda Nevada çölündeki Las Vegas kentinde yapılan NAB fuarı, diğeri ise sonbaharda Amsterdam'da (ki Barcelona'ya taşınmasına ilişkin zemin yoklamaları sürüyor) yapılan IBC (International Broadcasting Convention). Profesyonel yayıncılıkta iki farklı fuar olmasının en temel nedeni büyük ölçüde Avrupa'da kullanılan yayın formatı ile büyük ölçüde ABD ve Japonya'da kullanılan formatın farklılığı (PAL-NTSC çekişmesi) IBC, her yıl fuar ile aynı tarihlere rastlayan bir de konferans düzenliyor. Bu güne kadar ne fuara ne de konferansa katılma olanağım olmadı ancak son bir kaç yıldır internetten programı takip edip, katılma olanağı bulan arkadaşlardan konferans makalelerini edindim. Gördüğüm odur ki IBC konferansında tartışılan konular, en geç bir iki sene sonra, hayatımıza giriyor. Konferansta böyle konular ele alınıyor olabilir, ki bu normal ve beklenen bir şeydir. Ancak, konferans ve f

Viyana fotografları yayında

Viyana fotograflarının bir kısmını yayına verdim. Son gün çektiklerim ile henüz yüklemediğim bir kısmını ileride koymaya çalışacağım. Ayrıca fotografların açıklamaları da yok. Şimdilik bunlar var.

Viyana seferi dönüşü

Atalarımızın iki kez kuşattığı Viyana'yı ben de fethedemedim :) Peki Viyana beni fethetti mi? Sanırım evet :) Her gittiğim Avrupa kentinden (Budaşepte hariç) buraya yerleşmeliyim diye döndüm. Viyana'da da semtlerimi belirledim. Nussdorf bölgesi güzel mesela, ya da daha merkezi olsun dersem UN City de olabilir. Gerçi orası pek Viyana gibi değil, daha çok Amerikanvari bir bölge. Fotograflar ve yazılar en kısa sürede sayfaya eklenecek. Şimdilik Schönbrunn sarayından iki manzara:

Flashmob nedir? ODTÜ'deki eylem böyle midir?

Bir önceki yazıda duyurduğum etkinliğin bir flashmob etkinliği olduğunu dün gece öğrendim bir yemekte. Yemeğin katılımcıları meslektaşlar olunca ne ola ki bu flashmob diye konuşup çeşitli yorumlar yaptık. Flash bellek gibi bir şey mi acaba? Mobbing'le ilgisi olabilir mi? Mob mobilyanın kısaltması mı? Bu sabah, yazıya gelen yorumu okuyunca ve kısa bir google aramasının ardından hem flashmob'un ne olduğunu öğrenmiş oldum hem de okuduğum yazılardaki flashmob etkinlikleri ile ODTÜ'deki eylemin neden böylesi bir eylem olmaması gerektiğini üzerine bir şeyler karalamak gerekir dedim. Hele ki asfalt sıcak yatmayalım dedilerse vay ODTÜ'lünün bugününe diyorum sadece. Okuduğum kadarıyla bir grup insanın, çoğunlukla saçma etkinlikleri yapmak için bir araya toplanıp hepberaber saçma etkinliğini gerçekleştirip etrafı şaşırtmak, bu arada eğlenmek, hoşça vakit geçirmek gibi faydalar sağlamak olarak tarif edilmiş flashmob. Şimdi ODTÜ'deki bu eylemi flashmob olarak düzenleyenler az

ODTÜ'yü Yıkmak "Güven-Özveri-Tecrübe" İster Platformu

Platformun duyurusu aşağıda :) 22 Temmuz 2008 Salı günü saat 16.00‘da, yerleşkemizde, ODTÜ Postanesi‘nin önünde kalan kavşakta buluşuyoruz... Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek‘in yapmış olduğu "ODTÜ‘yü yıkarız, yıkılmaması için tek yolları var, o da Başbakan‘dan özel af istemeleri" gibi dünyanın en komik açıklamasını yapabilen ve bir devlet üniversitesine 1 milyon 800 bin YTL "ceza" kesebilen bir zihniyete karşı, ilkel toplum ahlakına karşı, 12 Eylül sonrası gençliğin suskunluğuna karşı, karşıdevrime karşı, asıl darbecileri görmezden gelip kurunun yanında yaşı da yakmak isteyen ve sıkı muhaliflerini de darbeci-dolandırıcı-terörist diye etiketlemeye cüret edenlere karşı, gerçek darbecilere karşı, 1 Mayıs‘ta asıl terörü estirenlere karşı, özgürlüğü sadece "türban" üzerinden savunanlara karşı inatla var olmaya devam edeceğimizi göstermek adına; Mahatma Gandhi‘den, Mustafa Kemal‘den, Deniz Gezmiş‘ten, Nazım Hikmet‘ten, John Lennon‘dan da ilh

devam eden anket

Malum sayfanın sağ tarafında bir süredir anket var. 5 şıklı bir anket. Sayfaya nasıl ulaştığınızı bildirmeniz için yerleştirdim. Bu güne kadar 33 yanıt verilmiş. Bu yanıtlar arasında google'da bir şey ararken ulaştım ile özgürü tanırım arada uğruyorum yanıtı başabaş gidiyor gibi görünüyor. Tahminlerim beni yanıltmazsa anket sonuçlandığında google'da bir şey ararken açık ara lider bitirecek. Bakalım anket sonuçlarını bekleyip göreceğiz birlikte. Sonuçlar kesinleşince ne mi olacak? Onu da bekleyip göreceğiz...

Trabzon Valiliği önünden

2006 yılında gitmiştim Trabzon'a. Valilik binası önünde yandaki iki kareyi çekmişim. Hatıra olsun diye sayfama ekleyeyim istedim. Bu arada bilmeyenler için bir kez daha söylemiş olayım. Yıllar boyu Trabzonspor'un taraftarıydım. Geçtiğimiz yıl takım tutmaktan vazgeçtim. Bu kararı alma nedenim, futbolun hayatın daha önemli olması gereken konularının önüne geçtiğini farketmiş olmamdı. Ne yazık ki bu durumda bir değişiklik yok. Yani futbol ülkemizde bir çok konunun önünde yer almaya devam ediyor. Bu sakat gidişe küçük de olsa katkıda bulunmuş olmamak için ne futbol sohbeti yapacağım ne de takım tutacağım...

Ankara Kalesi

Ankara'yı fotograflama projem hala geçerliliğini koruyor. Ne yazık ki fikir aşamasını fazla geçemedim :) Tek yapabildiğim Roma Hamamı'nı ziyaret etmek oldu. Orayı bile istediğim gibi fotograflayamadım. Makinemin bataryasınını kontrol etmeden gidince haliyle bir kaç poz çekebildim. Bu yasıya eklediğim fotograf 2005 yılına ait. Kaleye çıkan yokuşların birisisinde çekilmişti. Öğrendiğime göre Altındağ Belediyesi Hamamönü'ndeki bir sokağı restore etmiş. Avrupa'da gezdiğimiz her kentte gördüğümüz alt stadt (old town=eski şehir), umarım Ankara'da da oluşturulur. Kalenin son yıllardaki gelişmesi bu yöndeki umudumuzu arttırıyor. Önce Koç müzesi ardından tam kalenin karşısındaki virane hanlardan bir diğerinin restorasyonunun başlaması olumlu gelişmeler...

Yaz aylarının yükselen dizisi: Düğün Şarkıcısı

Yaz aylarında bir çok dizi başlar. Bu dizilerin büyük bölümü tek sezonluk olur. Azalan izl eyicilere, mevsimin sıcaklığına uygun diziler sunar televizyonlar. Önümüzdeki sezon devam edeceğini düşündüğüm dizi Düğün Şarkıcısı . Özellikle Oya Okar, bu dizideki oyunculuğu ile öne çıkıyor. Sanırım önümüzdeki yıllarda adını daha çok duyacağız. Umut Kurt ise Hatırla Sevgili'de (yaşar rolü ile) sahip olduğu hayran kitlesini genişleteceğe benzer. Arda Kural, askerlik dizisindeki göz doldurmuştu. Beyza'nın Kadınları adlı çok beğendiğim filmde kısa bir rolü vardı. Bu dizideki oyunculuğunu değerlendirmek için erken olduğunu düşünüyorum. Kanal D'nin pazar akşamlarını şenlendiren dizisini yeni sezonda da görmek dileğiyle...

yazın ortasında kardan adam fotografı

Kışın yaz fotograflarına bakıp heveslenmiştim. Hatta birisini sayfama koymuştum kış ortası. Şimdi benzer bir durum oluştu :) Bu kez yaz ortasında kışa özlem duyuyorum. Geçtiğimiz yıllara kıyasla gene de dayanılabilir giden bu yaz, NTV'nin hava durumunda gösterdiği baraj doluluk oranlarına bakılırsa susuz geçecek gibi. Son izlediğimde Ankara için %1'in altında doluluk olduğu gösteriliyordu. Bu durumda halimiz harap. Yandaki fotograf 2005 yılı kışına ait. Ankara'nın en çok kar yağan semtlerinin birinde, ormanlık alanda yapılan kış pikniği (sucuk partisi) sonrası yaptığımız kardan adamın tarihe kazınan izi :) Kendisi çoktaaan eridi, su olup toprağa karıştı...

Prag izlenimleri sunumuna davet

İnternet ortamında bir bölümünü sergilediğim Prag fotografları eşliğinde, Bohemya'nın bu büyülü başkentine ilişkin izlenimlerimi yarın (11 Temmuz 2008 cuma) sat 19'da Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi'nde paylaşacağım. Şubenin adresi Necatibey Caddesi No:102-3 / Kızılay - ANKARA. Yaklaşık bir saat sürecek sunuma tüm sayfa takipçilerim davetlidir.

VDSL nedir? Neye yarar?

Oturup uzun uzun VDSL nedir? ADSL'in 1 Mbit hızını ne için kullanıyoruz? MSN, Google, hurriyet.com hızım 32 Mbit olunca daha mı hızlı yüklenecek? gibi soruların yanıtlarını yazayım diye düşünüyordum. Malum, Cem Yılmaz'ın yaratıcı reklamlarıyla teknik konularda fazla bilgisi olmayan çoğunluğa, hayatın anlamının internette saklı olduğu ve bu sırra daha hızlı erişim (nereye erişim?, servis sağlayıcının ağına mı, yurt dışı çıkışı mı??) sağlandığında hemencecik ulaşılabileceği anlamına gelen mesajlar gönderiliyor. Neyse ki aynı konuyu yazanlardan olmamak adına, google'da bakıyorum yazmadan önce. Barış Atasoy 'un blogundaki yazıyı görünce, konu üzerine başka yazı yazmaya gerek yok dedim kendi kendime. Yazıyı buradan okuyabilirsiniz. Yazıda VDSL-ADSL kıyaslaması, santrale uzaklık ile sınırlı bağlantı olanakları, ADSL modemlerin VDSL'e uyumlu olmadığı gibi en temel konular çok başarılı olarak açıklanmış. VDSL'in temelde IPTV hizmeti için başlatılacak oluşu tespiti de

HABERTURK'ün değişen yüzü

Ufuk Güldemir'in sahibi olduğu Haberturk çok ilginç bir kanaldı. Deyim yerindeyse nevi şahsına münhasır bir kanaldı. O kadar garip şeyler yapıyordu ki kanal. Dini bayramların birinde kampanya başlatmışlardı mesela, bayramların birinci günlerinde alış veriş merkezleri açık olsun diye. Hatta kampanya boyunca, komünist ülkedemiyiz, alış veriş hakkımız engellenemez gibi sloganlar kullanılmıştı. Teknik olarak izleyiciyi yer yer rahatsız eden bir amatörlük hissediliyordu. Sabah programı sırasında arkadan bir sürü gürültü gelirdi. Ciner grubu tarafından satın alındıktan sonra ise kanalın çizgisi çok değişti. İşin doğrusu kimi programları alışkanlık yarattı bende. Mesela Haberturk haftasonu. Eskiden ikili halinde sunulurdu, şimdi tek sunucusu var. Konukları, sunucunun izleyiciye geçen sıcaklığı ile keyifle seyrettiğim bir program. Saba Tümer'le adlı programın da tekrarlarını izliyorum sabah 5'ten sonra. İlginç konuklar, ilginç sorular.