Ana içeriğe atla

Kayıtlar

soon tv technology posts will be in English

I am blogging since 2004. I wrote only in Turkish. It was much easier for me to write in Turkish. Today I decided to write my tech posts in English. Hope that this would help to increase the number of readers. Soon I will start another blog site which will be only in English. I would recommend you to follow my posts to get informed on tv technology in Turkey!

Televizyon lisans ücretleri

22 Mart 2013 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan ilana göre RTÜK, 16-18 Nisan 2013 tarihlerinde ulusal karasal televizyon yayın lisansı ihalesi gerçekleştirecek. Söz konusu ilanda HD ve SD yayınlar için belirlenen asgari lisans bedelleri sırasıyla 3.000.000 TL ve 1.000.000 TL olarak belirlenmiş. Hali hazırdaki teknolojiye göre televizyon yayınını evlere ulaştırmak için üç farklı ortam kullanılabiliyor. Bunlar uydu, kablo ve karasal. 6112 sayılı kanun ve kanuna göre çıkartılan yönetmeliklerde RTÜK, bu üç ortam için ayrı ayrı lisanslandırma yapıyor. Her üç ortamı da kullanarak izleyiciye ulaşmak isteyen medya hizmet sağlayıcının (daha bilinen adıyla yayıncı kuruluşun) ödemesi gereken lisans tutarları şöyle: Kablo ortamında çok ile yayın yapan televizyon için: 210.000 TL Uydu ortamında yayın yapan televizyon için: 210.000 TL Karasal ortamda yayın yapan HD televizyon için (asgari) : 3.000.000 TL Karasal ortamda yayın yapan SD televizyon için (asgari): 1.000.000 TL Lisans b

6112 ile değişen zincir

Bu aralar teknik etiketli yazıların sayısında artış oluyor ister istemez. Ülkemizde yıllardır beklediğim sayısal karasal televizyon yayınlarının başlamasına artık aylar kaldı. Hal böyle olunca konuyla ilgili yazılar ardı ardına geliyor. Okumakta olduğunuz yazıda 6112 sayılı yasa ile sektörde değişecek yapıdan bahsetmek istiyorum. Analog dünyada yayını üreten/ileten/yayınlayan şirket aynıydı. Şirket, kimi işleri dışırıdan hizmet alımıyla hallediyor olsa bile üretim/iletim/yayın zinciri tek elde toplanmıştı. Analog dünyada karasal vericilerden yapılan bir yayını düşünürsek, X TV programları (diziler, haber programları, kuşak programlar vb) üretir/ürettirir hazırladığı içeriği kendi işlettiği vericilere iletir ve vericiler aracılığıyla yayını evlerimize ulaştırırdı. 6112 ile birlikte bu zincir değişiyor. Artık X TV'nin adı medya hizmet sağlayıcısı . X TV 6112'nin ilgili maddelerine uygun olarak hazırladığı içeriği belirli bir bedel karşılığında  multipleks işletmecisi şirke

Sayısal karasal televizyon yayınına geçişte önemli bir aşama: sıralama ihalesi duyurusu

Sektörün uzunca bir süredir takip ettiği sıralama ihalesine ilişkin duyuru RTÜK web sayfasında yapılmış. Bu duyurunun yapıldığı bilgisine ana sayfada yer verilmemesinin bir sebebi vardır mutlaka. Duyuruya göre RTÜK öncelikle ulusal yayın lisanslarının ihalesini gerçekleştirecek. 16 Nisan 2013'te başlayacak ihale süreci 18 Nisan 2013'te tamamlanacak.  Genel türde 8 adet HD, 11 adet SD; tematik türde 3 adet HD ve 11 adet SD olmak üzere toplamda 33 adet ulusal yayın lisansı dağıtılacak. İhale duyurusunda yer alan bilgilere göre ulusal HD lisanslar için belirlenmiş asgari bedel 3 milyon TL, ulusal SD lisanslar için belirlenmiş asgari bedel ise 1 milyon TL. Yani ulusal yayın lisansından beklenen asgari gelir 22 x 1 + 11 x 3 = 55 milyon TL. RTÜK'ün duyurusunda ayrıca yeterlilik belgesi alan kuruluşlar listesi de verilmiş. Listede toplam 45 kuruluşun ismi var. Ancak liste dikkatle incelendiğinde bu kuruluşlardan ulusal genel HD lisansı için başvuranların sayısının 15 (ihale

Gaziantep - 4

Kendisi kısa, etkisi uzun süren Gaziantep gezimizle ilgili bu dördüncü yazımı Zeugma müzesine ayırmak istiyorum. Müzede sergilenen mozaikler kadar müzenin kendisi de etkileyici. Yurtdışında gezdiğim müzelerde Audio Guide adıyla sunulan Sesli Rehberi ilk kez kendi dilimizde dinlemekten tutun, harika ışıklandırmaya, çocuklar için düşünülen ve müzede sergilenen mozaiklerle bütünleştirilmiş etkileşimli ekranlara kadar dört dörtlük bir müze olmuş Zeugma.  Aşağıdaki fotografın ne olduğu pek anlaşılmıyor olabilir. Tavana yerleştirilen bir projektör yerdeki beyaz zemine tabanında mozaikler olan sığ bir havuz görüntüsü oluşturuyor. Havuz içerisinde yapraklar ve balıklar da var. Çocuklar bu sanal havuzda koştukça su dalgalanıyor, balıklar ve yapraklar kaçışıyor. Bir süre sonra mozaik değişiyor. Müzede sergilenen mozaiklerin bir bölümü dönemin villalarının önünde yer alan sığ havuzların tabanını süslüyormuş. Wikipedia'da yazdığ ına göre 2011'de ziyarete açılmış. Gaziantep'in

DVB World Congress'in ardından

Yazının başlığına bakıp Digital Video Broadcasting (DVB) World 2013'e katıldığım zannedilebilir. Ne yazık ki bu yıl da, daha önceki yıllarda olduğu gibi, böyle bir şansın olmadı. Kısmet ilerideki yıllara diyeyim ve başlığın sırrını açıklayayım. Bu yıl 11-13 Mart tarihlerinde Madrid'te gerçekleştirilen DVB World 2013 etkinliği sırasında ve ardından yayında olan bir blog sayfasından bahsedeceğim. Hemen adresini vereyim: http://dvbworld.wordpress.com Benim gibi Madrid'e gidip burada duyurulan programı yerinde takip etme olanağı bulamayanlardansanız işte size fırsat. Yukarıda adresini verdiğim blog sayfası, etkinlikte konuşulanları özetliyor.  HD Ready, Full HD derken Ultra HD ya da bir başka ifadesiyle 4K hatta 8K olarak adlandırılan çok çok yüksek çözünürlükten gözlüksüz üç boyutlu yayınlara ikinci ekran uygulamalarından H.265 kodlamaya sektörün nelerle ilgilendiğini takip etmek için DVB World 2013 blogunu okumanızı öneririm.  İlerleyen günlerde fırsat buldukça blogda

Toplum Böceği, Kerem Işık

Öykü kitapları okumayı seviyorum. Toplum Böceği 'ni de severek okudum. 11 öyküden oluşan 119 sayfalık kitap Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkmış. İlk baskısını Ocak 2012'de yapmış. Benim okuduğum Kasım 2012 tarihli ikinci baskısıydı. 11 öykünün kimi uzun, kimiyse çok kısa. Tümünün ortak yanı ise akıcı dil ve dil oyunları. Aşağıdaki alıntıya benzeyen cümleleri sevenler Toplum Böceği adlı öykü kitabını da sevecektir: ...Tarifi zor duygulara kapıldım. Hani soğuk bir kış günü, hiç beklenmedik bir anda karşılaşılan eski sevgili tamamen rastlantı eseri en çok üşümüş olan yerinize, sözgelimi burnunuza dokunuverir de içiniz ısınır ya; veya zamanın çok daha yavaş akmaya başladığı akkor bir Temmuz öğleden sonrasında için için erimekte olan asfaltın üzerinden kocaman, kırmızı burunlu bir kamyon geçer de acaba nereye gidiyor diye düşünüverirsiniz bu düşüncenin hiçbir yere varmayacağını bile bile; ya da İzmir-Manisa kavşağında size yol soran ve adını dahi bilmediğiniz insanlar için endiş