Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İstatistik ile nasıl yalan söylenir? / Darrell Huff

Darrell Huff'un 1954 yılında yayınladığı How to lie with statistics? adlı kült eserini Ergin Koparan dilimize çevirmiş. Sarmal yayınevinden Haziran 1995'te çıkan ilk baskısını okudum. Özelllikle şampuan, diş macunu, saç çıkartan kremlerin reklamlarında sıklıkla yer verilen istatistiksel bilgiler kafamı kurcalardı. Araştırmayı kaç kişi ile yapmışlar, kontrol grubu kullanmışlar mı diye düşünürdüm. Mesleğim gereği matematik ile fazlasıyla haşır neşir oldum / oluyorum. İstatistikte de matematik yoğun olarak kullanılıyor. Huff'un kitabını okuyunca istatistiğin bilim olup olmadığı konusunda bile şüpheye düştüm. Kitaptan bir alıntıyla ne demek istediğimi açıklamaya çalışayım: Matematik temeline dayanmasına karşılık istatistik bir bilim olduğu kadar bir sanattır da. Yol yordam sınırları içinde kalarak birçok çarpıtma hatta yanıltma yapmak mümkündür. İstatistikçiler çoğunlukla birçok yöntem arasından öznel olarak gerçeği yansıtmakta kullanacakları bir tanesini seçmek durumundad

Almanya'da televizyon yayınlarına erişim

Televizyon yayınları kablolu ve kablosuz olmak üzere iki ortam kullanılarak evlere ulaştırılır. Her iki ortam için de farklı uygulamalar bulunmaktadır. Kablonun kullanıldığı durumlarda Kablo TV, IPTV seçenekleri mevcuttur. Kablosuz ortam için ise uydu ve karasal vericiler kullanılabilir. Her ortamın kendisine göre avantajı, dezavantajı vardır. Daha ayrıntılı analizlerde, yayıncı için ve izleyici için avantajlar ve dezavantajlar olduğu görülecektir. Hatta ülkelerin düzenleyici denetleyici kuruluşlarının desteklediği ve/veya kösteklediği televizyon dağıtım yöntemleri olduğu söylenebilir.  Bu uzun girişi yazmamın sebebi, Arthur D. Little adlı araştırma kuruluşunun yakın tarihte yayınladığı bir araştırma. Lars Riegel ve Julien Duvaud-Schelnast imzalı   Almanya'da TV Platformları 2014 ve sonrası başlıklı 10 sayfadan ibaret rapor, Almanya'da son dönemin sıcak tartışma konusu durumundaki sayısal karasal televizyonun geleceğine ilişkin önemli analizler içeriyor. Geçtiğimiz Nisan

Batılının Ölüm Karşısında Tavırları / Philippe Aries

Ölüm, düşündükçe içinden çıkılmaz bir hal alan kavram. Eğer din inancınız yoksa hele iyice kavranması, kabullenilmesi zor bir durum. Bu durumu, dünya üzerinde deneyimlediğimiz diğer durumlardan ayıran temel farklılık ise kendi ölümümüzü yaşadığımızda, aslında yaşamıyor oluşumuz. Başkasının ölümünü görüp, ölünün ardından yaşanılanlar ile ilgili bilgi ve deneyimimiz var sadece. Tarih boyunca da ölümün kavranışı ve kabullenişi değişiklikler göstermiş. Bugün bildiğimiz mezarlıklar mesela, tarih içerisinde bir dönem ortadan kaybolmuş. İnsanlar, mezar taşları bile olmadan gömülmüş. Günümüzde Amerika'daki cenaze törenleri ve kimi ülkelerde ölülerin yakılarak küllerinin savrulmaları, bugün de ölüm ve sonrasının algılanışında farklılıklar olduğunu gösteriyor.  İşin doğrusu Mehmet Ali Kılıçbay'ın çevirmekle kalmayıp açıklayıcı bir önsöz ve sonsöz ile zenginleştirdiği bu kitabı okuyana dek yukarıda yazdıklarımı fark etmiş değildim. Gece yayınlarından Ocak 1991'de ilk baskısını ya

sayısal karasal televizyon yayıncılığı

Uzun bir geçmişi var, ülkemizde sayısal karasal televizyon yayıncılığına geçiş sürecinin. Hazırlamakta olduğum bir çalışmada konunun tüm boyutlarını ele almayı planlıyorum. Sürecin bugün geldiği noktayı bu kadar yakından takip etmemin nedenlerinden birisi de bu çalışmam. Yıllar geçtikçe gelişen teknoloji, değişen kodlama ve iletim standartları süreci dönüştürdü. DVB-T ve MPEG 2 ile başlayan macera, bugün DVB-T2 ve MPEG 4 ile sürüyor. Biraz daha gecikirsek HEVC kodlama ve belki DVB-T2+ (bu henüz yok, ancak T2'yi iyileştirmeye dönük bir takım çalışmalar sürüyor) seçimi mantıklı hale gelecek.  Bu tartışmaların tümü, sayısal karasal televizyonun olmazsa olmazı üzerinden yürütülüyordu.  Peki bu bilgi / yaklaşım ne kadar doğru? Başka bir ifadeyle sayısal karasal televizyon yayını hiç yapılmasa, analog karasal televizyon yayınları da durdurulsa ne olur? Soruyu bir analoji ile ele almaya çalışacağım. Bildiğiniz gibi iki şehir arasında ulaşım sağlamak için tercih edebileceğimiz

Video Net'ten ücretsiz rapor: 3'lü hizmetten Çoklu hizmete

Televizyon teknolojisini takip etmeye çalışanlar için, daha önceki yazılarımda da önerdiğim, Video Net portalını yeniden hatırlatmak isterim. Hubble media grubunun portalı, televizyon teknolojisindeki gelişmeleri, yayınladığı raporlar, söyleşiler ve haberler ile gündeme taşıyor. Çoğunlukla ücretsiz olan raporları internet sayfasından indirebilirsiniz. Şirketin düzenlediği iki etkinlik var: Connected TV World Summit ve Future TV Advertising Forum adlı etkinlikler Londra'da düzenleniyor. Video Net'in internet sayfasında önceki yıllarda düzenlenen bu iki etkinliğin sunumlarına ulaşabilirsiniz. Bu noktada Video Net'in yayınladığı son raporun önemine değinmek istiyorum.  Televizyon dünyası, daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi, büyük bir dönüşüm içerisinde. Yayın izlemek için kullanılabilen cihaz ve yöntemler çeşitlendikçe bu sektörden pay almak isteyen oyuncular da değişiyor. Televizyon olarak adlandırdığımız cihaz, ev içi eğlence sisteminin ekranı olmaya başlıy

uzun tatillerde okuyucu sayısı

Başka bloglarda durum nedir bilemiyorum, ancak benim blogum mesai günleri okunuyor. Ne zaman uzun tatiller geldi, blogumun okuyucu sayısında dikkat çekici bir azalma yaşandı. Kurban bayramının dokuz gün sürecek tatili başlarken, okuyucu sayısı yerlerde sürünmeye başladı bile. Normal günlerde 100 - 150 arası gezinen okuyucu sayısı, bu ara 0 - 50 bandına kadar geriledi. Yanda gördüğünüz son bir kaç günün trafiği.