Oyku7.blogspot.com adresli blog sayfasında kısa öyküler yayınlamaya başladım. Aslında öykü serisi demek daha doğru olur belki. Her hafta pazar günü saat 10'da yayınlanan ilk öykü ile başlayan ve hafta boyu her gün saat 10'da yayınlanan bölümleri ile süren, 7 günlük seriler. Serilerin özelliği, birbirine yakın yerlerde ya da konseptlerde çektiğim fotoğraflara eşlik etmeleri. Şimdiye kadar iki seri öykü yayınladım. Toplamda 14 öykü ediyor. Yarından itibaren yeni seri başlıyor, siz kıymetli okuyucularım için bir ön bilgi olsun, bu serinin adı Kadıköy. Bugün Kadıköy'ün çeşitli yerlerinde çektiğim 7 fotoğraf eşliğinde yedi kısa öykü yer alacak, yarından itibaren 7 gün boyunca, saat 10'da oyku7.blogspot.com adresli blog sayfasında. Öykülerdeki karakterler, anlattıkları, olay örgüsü vb. tamamen kurgu. Gerçek hayattaki kişi ve olaylarla bağlantısı tesadüften ibaret. İlginizi çekerse aynı öyküler ve fotoğraflar oyku7.blogspot adresli Instagram hesabında da yayınlanıyor...
Darrell Huff'un 1954 yılında yayınladığı How to lie with statistics? adlı kült eserini Ergin Koparan dilimize çevirmiş. Sarmal yayınevinden Haziran 1995'te çıkan ilk baskısını okudum. Özelllikle şampuan, diş macunu, saç çıkartan kremlerin reklamlarında sıklıkla yer verilen istatistiksel bilgiler kafamı kurcalardı. Araştırmayı kaç kişi ile yapmışlar, kontrol grubu kullanmışlar mı diye düşünürdüm. Mesleğim gereği matematik ile fazlasıyla haşır neşir oldum / oluyorum. İstatistikte de matematik yoğun olarak kullanılıyor. Huff'un kitabını okuyunca istatistiğin bilim olup olmadığı konusunda bile şüpheye düştüm. Kitaptan bir alıntıyla ne demek istediğimi açıklamaya çalışayım:
Matematik temeline dayanmasına karşılık istatistik bir bilim olduğu kadar bir sanattır da. Yol yordam sınırları içinde kalarak birçok çarpıtma hatta yanıltma yapmak mümkündür. İstatistikçiler çoğunlukla birçok yöntem arasından öznel olarak gerçeği yansıtmakta kullanacakları bir tanesini seçmek durumundadırlar. Ticari pratikte, tıpkı reklam yazarının üreticinin malına dayanıksız ve ucuz diyebileceği gibi, hafif ve ekonomik de diyebilmesi gibi bir durumla yüz yüzedirler.
127 sayfalık kitap, bu "seçimlerin" ve sonuçlarının örnekleriyle dolu. "Ortalama" denilerek kastedilenin aritmetik ortalama ile medyan olmasının yarattığı farklılıklar benim için en çarpıcısıydı diyebilirim. Bir iş yerinde işçiler 10 TL alırken yönetici 100 TL alıyorsa, ortalama ücret diye işçilerin aldığı para ile yöneticinin aldığı parayı toplayıp toplam çalışan sayısına böldüğünüzde aslında bilimsel olarak bir hata yapmış olmazsınız. 9 işçi çalışıyorsa o iş yerinde ortalama (aritmetik ortalama) (9 x 10 + 100) / 10 olacaktır. Aslında 10 TL alırken işçiler, ortalama ücret 19 TL görünecektir. 9 TL farktan ne olur diyorsanız, yüzdeye vurun derim bir de...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.