Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ankara'da Günseli KATO sergisi: Evvel Zaman İçinde

5 Aralık 2013 - 5 Ocak 2014 tarihleri arasında Ankara'da yaşayanlar için bir ilk yaşanıyor: Ankara'da Günseli KATO sergisi düzenleniyor. Portakal çiçeği vadisindeki yeni biten bina, Portakal Çiçeği Rezidansı'nın girişinde yer alan Port Art sanat galerisinin ev sahipliği yaptığı sergi KATO'nun resim ve heykellerinden oluşuyor.  Sergide ağırlıklı olarak at figürleri var. Kontrast renklerden oluşan resimlerin yanı sıra farklı materyallerle oluşturulmuş farklı boyutlarda heykellerde ziyaretçileri bekliyor. Serginin katalogundan bir alıntıyla bu yazıyı bitireyim: ...Masallar her dilde "Evvel Zaman İçinde" diye başlar. Sergime bu adı verdim çünkü benim sanatım modern olmakla birlikte kökleri çok daha derinde olan, Osmanlı ve Japon saray sanatlarına ve kültürlerine uzanır. Gelenek ve gelecek resim ve heykellerimde birbirine karışır; yeni, bana özgü ve benzersizdir... Galerinin adresi şöyle: Aziziye mahallesi Pak Sokak no:1 Çankaya - ANKARA Sergi öncesinde Hü

Sayısal karasal televizyon: reklam

Televizyon yayıncılığının görünen tek gelir kalemi reklamlar. Hal böyle olunca yayıncılar, reklam saatini daha yüksek bedelle pazarlayabilmek için ellerinden geleni yapıyor. Reklam saatinin bedelini yükseltmenin yolu, reklamın hedef kitleye ulaşacağına yönelik bir algıyı oluşturmak. Reklam, nasıl hedef kitleye ulaşır? Birincisi ve en bilindik yöntem televizyon yayınının ilgi çekici olması, yani daha çok kişinin izlemesini sağlamak. Bunu gerçekleştirmek için farklı platformlarda bulunmak (uydu / kablo / paralı platformlar ve karasal), kaliteli / premium içerikler üretmek / ürettirmek / satın almak yolları izleniyor. Hali hazırdaki yayın dağıtım yöntemlerinde yerel / bölgesel reklam yayınlamak teorik olarak olanaklı olsa bile pratikte uygulanmayan bir yöntem. Günümüzde ülkemizde yerel / bölgesel yayın yapan televizyon kanalları bile uydu üzerinden yayınlarını dağıtmayı seçtiği için aslında bölgesel / yerel içerik uydunun kapsadığı tüm coğrafyaya yayılıyor. Hedefe odaklı reklam yapma

Sayısal karasal televizyon: dağıtım şirketi

Yazı dizisini yarıladım. Bu yazının başlığı olarak dağıtım şirketi ismini seçtiysem bile aslında daha çok süreci irdeleyeceğim. Malum üç farklı kapsama alanına göre yayın lisansları dağıtıldı: Ulusal, bölgesel ve yerel. Yayınların izleyiciye ulaştırılması için izlenecek yol belli ve net. Yayıncı kuruluştan izleyicinin evine kadar bu süreci izlersek, diyelim ki Sadeceozgur adlı bir kanalımız var.: Sadeceozgur kanalının yayın merkezinden multipleks işletmecisine teslim edilecek yayın, buradan verici tesis ve işletim şirketine ulaştırılacak. Verici tesis ve işletim şirketi, multipleks işletmecisinden aldığı yayını, Sadeceozgur kanalının yayın lisansına uygun verici kulelerine ulaştıracak ve oradan yapılacak yayın izleyicilerin evlerine gelmiş olacak.  Demek ki yayın, iki işletmeciden geçecek. Bunlardan birisi multipleks işletmecisi, diğeri verici tesis ve işletim şirketi. Gerek 6112 sayılı yasa gerekse yasaya uyumlu çıkartılan yönetmeliklerde verici tesis ve işletim şirketinin mult

sil baştan başlamak gerek bazen

Şebnem Ferah'ın çarpıcı şarkısıdır. Hele orkestra eşliğinde söylediğini kimbilir kaç kez dinlemişimdir. Her ne kadar şarkı bir aşk şarkısı da olsa, hayatın her alanına uygulayabilirsiniz sözlerini.  Bu yazının sebebini bilenler biliyor, bilmeyenler ileride yazdıklarımdan öğrenecekler.  Reklam kampanyaları gibi oldu biraz farkındayım.  Yakında diyelim, pek yakında... Bu arada yazı dizisini unutmuş değilim. Dizinin üçüncüsü dağıtım şirketi bölümü birazdan blog sayfasında okumanıza hazır olacak. Bölümün başlığı dağıtım şirketi, ancak yazıda şirketten ziyade sürece ilişkin tespitlerimi paylaşacağım. 

Sayısal karasal televizyon: yayıncılar

Yazı dizisine devam. Alıcılar ile başlamıştım, sırada yayıncılar var. Blogumda yayıncılık dünyasında dönüşümü değerlendirdiğim üç yazı yazmıştım. Aslına bakarsanız sayısal dünya, yayıncılığın değer zincirini (value chain) dönüştürmeye başladı. Ülkemizde henüz tam olarak hissedilmese bile Netflix, Hulu gibi sadece internet dağıtım kanalını kullanan platformların kendilerine özel diziler üretmeleri ve bunların geleneksel televizyon kanallarıyla kıyaslanabilir başarılar elde etmeleri bu dönüşümün kanıtı. Bu yazıda, dönüşümden ziyade sayısal karasal yayıncılığı, yayıncılar açısından değerlendirmeye çalışacağım. Ülkemizde yayıncılık dünyasını düzenleyen 6112 sayılı yasa 3 Mart 2011 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu yasaya ve yasaya bağlı olarak yayınlanan yönetmeliklere göre medya hizmet sağlayıcısı olarak adlandırılan radyo ve televizyonlar, hizmet sağladıkları her platform için ayrı ayrı lisans almak zorundalar.  Uydu, kablo ve karasal ortamlarda yayın birbirinden bağımsız lisanslamalara

Sayısal karasal televizyon: alıcılar

Bu yazıyı bir dizi yazısının ilki gibi kurguladım. Vakit buldukça dizinin diğer yazılarını da ekleyeceğim. Aklımdaki bölümler şöyle: yayıncılar, dağıtım şirketi, cihaz üreticileri, reklam. Ne yazık ki zamana yayılmış bir dizi olacak. Dizi bittiğinde umarım, ülkemizde, belki bir gün başlayacak, sayısal karasal televizyon yayıncılığı eko sistemini bütün olarak görüp değerlendirmeye yardımcı olacak bir metin ortaya çıkar.  2006 yılı Şubat ayında Çamlıca vericisinde televizyonlardan canlı yayınlanan tören ile sayısal karasal yayının kurdelesi kesilirken standart DVB-T MPEG 2 idi. Köprünün altından sular, teknolojisi dünyasından çok transistörler geçti ve bugüne geldiğimizde, belirlenen yeni standart DVB-T2 ve MPEG 4. Önümüzdeki ay yapılacak uluslararası bir etkinlikteki sunumların birinin başlığı: Sayısal karasal televizyonun geleceği Almanya 2017 DVB-T2 HEVC. Şimdilik sayısal karasal televizyona geçişin 2017'den önce olacağını umarak, DVB-T2 MPEG 4 standardının baki olduğunu varsa

Marksizim ve Cinsel Devrim / Aleksandra Kollontay

Sovyetler Birliği'nde bir dönem bakanlık görevinde de bulunan Aleksandra Kollontay'ın (kitabın kapağında Kollontai, iç kapağında Kollantai diye yazılmış olsa bile internet ansiklopedisi wikipedia'daki bilgiyi daha doğru bulduğum için Kollontay'ı kullanacağım) çeşitli tarih ve ortamlarda yaptığı konuşmalar / sunumlar / yazılardan oluşturulan bir derleme Marksizm ve Cinsel Devrim. Tüm Zamanlar Yayıncılık tarafından K. Yalım'ın Fransızca'dan çevirisiyle Nisan 1992'de ilk baskısını yapmış. 199 sayfalık kitap dört bölümden oluşuyor.  Aile bunalımı, yeni kadın, aşk ve ilk deneyler başlıklı bölümlerde sosyalizm pratiğinin ilk yıllarına kadar aile / kadın / cinsellik konularında Kollontay'ın görüşlerine yer veriliyor. Konuya teorik tartışma kadar uygulama pratikleri üzerinden de yaklaşılıyor. Hayat nasıl örgütlenecek, kadın nasıl özgürleşecek, miras hukuku, çekirdek aile ve soyun baba üzerinden devamı gibi konularda Marx ve Engels de kitaplar yazmış. Kollony