Yağmur damlaları arabanın silecekleriyle yarış halindeydi. Az önce temizlenen yerler, gökten düşenlerle yeniden ıslanıyor ve görüşü bozmaya devam ediyordu. Binalar ve şehir uzaklaşırken, ne yapıyorum gerçekten diye düşündü. İç sesini sözle tekrarladığını fark ettiğinde, arabada yalnız olduğuna şükretti. İş çıkışı, akşam trafiğinde kendi kendine konuşmak pek garip karşılanmazdı gerçi. Bu aralar akıl sağlığını korumak herkes için zordu. Zor zamanlardan geçiyoruz, dedi kendi kendine. Hangi zamanımız kolay oldu ki diye ekledi. Kendine hak verdiğini fark edip güldü. Hava kararmaya başlayacak birazdan, daha çevre yoluna bile gelemedim. Bu gidişle bugün rekor kıracağım. Neyse ki evde bekleyenim yok. Bekleyeni olmadığına sevinmesi garibine gitti. Çocukluğu ve gençliği boyunca kendisini hep kalabalık bir ailenin babası olarak hayal ettiğini hatırladı. Karısı, kızları ve oğulları ile güle eğlene yaşayıp gideceği kocaman bir ev görürdü ne zaman geleceği düşünse. Oysa hiç evlenmed...
Sahaf gezmeyi oldum olası sevmişimdir. İstanbul'daki kadar fazla olmasa bile başkentimizde de sahaflar var. Nerede diye soranlar için bildiğim bir kaç adresi paylaşayım. Adreslerin tümü Kızılay civarında. Karanfil sokakta Birlik pasajı, Kızılay Sümer sokak-İzmir caddesinde Moda Çarşısının alt katı, İzmir caddesi-Atatürk bulvarında Kocabeyoğlu pasajının alt katı, Zafer çarşısının alt katı.
Bir sahaf gezmesi sırasında rafta diğer kitapların arasına sıkışmış halde gördüm Uzuner'in gezi notlarını. 14 öykü ve 7 mektup var, Uzuner'in akıcı dilini sevenler için bir oturuşta okuyacağı kitapta. Elimdeki 7. baskı Ağustos 1994'te çıkmış Gür yayınlarından. İlk baskı 1989 yılına ait. Kitabın adına bakıp içindeki öykülerin, sadece gezi notlarından oluştuğunu düşünmeyin. Siyah saçlı birisinin kuzey ülkelerinde gördüğü ayrımcılıktan, cinsel özgürlüğe, yabancı olmaktan, Cezayir'in yaşadığı dönüşümlere kadar bir çok konu gezi notlarına karışmış. Öykülerin gezi notunun ötesine geçmesinde yazarın, kitabında konu ettiği yerlerde kısa süreli konaklamalar yapmaktan ziyade yaşamış olmasının büyük etkisi var. Kurduğu ilişkiler uzun süreli dostluklara dönüşmüş. Kitabın öyküler bölümünden sonra yer alan 7 mektup, öykülerde yer alan karakterlerin sonraki hayatlarından izler taşıyor.
Norveç, Amerika Birleşik Devletleri, Cezayir, Danimarka, İsveç, Finlandiya, İspanya, Sahra çölü gibi yazarken bile insanı heyecanlandıran farklı coğrafyalarda, farklı kültürlerde yaşamış olmak bir şans olsa gerek. Gerçi, Uzuner'in yazdıklarını okuyunca bu 'şansı' tırnaklarıyla kazıyarak elde ettiğini anlıyor insan. Çoğumuz farklı şehirde yaşamayı bile göze alamazken, cebindeki son 20 dolarla Belçika'dan henüz iş bulamadığı Finlandiya'ya giden (s.91), burslu okuduğu Norveç'te garsonluk yapıp biriktirdiği para ile İnter-Rail bileti alıp Avrupa'yı dolaşan Uzuner'in yaşadıklarını şans olarak nitelendirmemek gerekli.
Yazıdaki görseli Uzuner'in web sayfasından aldım. Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notları kitabıyla ilgili söyleşilerin de yer aldığı sayfanın adresi şöyle:
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.