Kimi bir kaç cümlelik kimi bir kaç sayfalık anılarla dolu öykücükler ve tümünü bağlayan farklı bir kurgu. Barış Bıçakçı'nın son novellasını severek okudum. Okuma heyecanını bozmadan, konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Halis Bey, emekli elektrik mühendisi. Ayşe ise başarılı bulunan bir öykü kitabı yayınlamış bir peyzaj mimarı ve tercüme yaparak hayatını kazanıyor. Tercüme bürosunda rastlaşıyorlar ve Halis Bey Ayşe'den anılarını öyküleştirmesini istiyor, ücreti karşılığında. Novella, Halis Bey'in anıları ve Ayşe'nin hayatını anlatan bölümlerle kurulmuş. Novellada yer alan bölümlerin her biri ayrı öyküler haline getirilebilecek derinlikte. Ayşe'nin hayatına dair bölümlerde ülkenin gündemine dair göndermeler de yer alıyor. Daha önce okuduğum eserlerinde olduğu gibi bolca Ankara var arka planda. Hatta Garson başlıklı bölümde Ankara başrolde. İstanbullular deniz yok, fazla gri dese de Ankara, Ankara'da yaşamaya alışmışlar için kendine has özellikleri ve güzelli...
Uzunca bir süredir gözlemlediğim duruma ilişkin veri bulunca, buna ilişkin bir yazı yayınlamaya karar verdim. Konu, başlıkta mevcut: Mobil telefonlarda konuşma yerine veri transferi işlemleri (WhatsApp, internet, facebook, instagram...) gerçekleştiriyoruz.
Bulduğum grafik Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun çeyrekler halinde yayınladığı pazar araştırmaları raporundan.
Grafikten de görülebildiği gibi 2008 yılında %81 olan konuşma payı, 10 yıl içerisinde %22'ye kadar gerilemiş. Veri ise %1,3'ten %65,5'e çıkmış.
Grafik, aslında gelire odaklanmış. Ancak, benim ve eminim ki sizlerin de, deneyimi veri kullanımının konuşmadan öncelikli hale geldiği yönünde.
Aslında bu eğilimin sonuçları üzerine daha uzun yazmak lazım, inşallah bir vakit bulduğumda...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.