Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ben Bu Devrimi Sevdim! Fransız Devrimi Üzerine Bir Stand-up, Mark Steel

Aykırı yayınlarının Tarih dizisinden Nisan 2006 yılında yayınlanmış bu keyifle okunabilen tarih kitabı. Adından da anlaşılacağı gibi 1789 Fransız Devrimi üzerine yazılmış. Ali Çakıroğlu, orijinal adı Viva la Revolution! olan kitabı dilimize kazandırırken, bize özgü deyimlere de yer vererek kitaba keyif katmış. Üniversite mezunu, biri sosyal alanda olmak üzere iki yüksek lisans derecesine sahip birisi olarak Fransız devrimi ile ilgili bu kadar az şey bildiğimi görünce kızdım kendime. Hayata soldan bakan herkesin dünyanın gidişini değiştiren devrimleri bilmesi, anlaması gerekir diye düşünüyorum. Sol ve sağ tanımlamalarını doğuran Fransız devrimi, üzerinden 200 yıl geçtikten sonra farklı yönleriyle tarih kitaplarında yerini almış görünüyor. Steel, İngiliz bir yazar. Devrime ilişkin aktardıklarını güncel olaylarla süsleyerek, örnekler vererek açıklamış. Günümüz İngiliz politikacılarına yönelik eleştirilerini öyle ustalıkla yapmış ki okurken gülümseme eksik olmuyor insanın yüzünde. Kitap

Unutmak, İnci Aral

31 aralık 2007 tarihinde bloga, İnci Aral'ın Yeni Yalan Zamanlar üçlemesinin kitaplarına ilişkin notlar düşmüşüm. Gene bir aralık ayında, bu kez 2010 yılında Unutmak adlı nehir söyleşi, anı karışımı kitabı ile bloguma konuk oluyor Aral. Yeni Yalan Zamanlar'ın Yeşil'i en beğendiğim olmuştu. Unutmak'ı okurken, Yeşil'in az okunduğunu, az anlaşıldığını öğrenmiş oldum.  Tolga Meriç'in sorularına Aral'ın verdiği yanıtlardan oluşan bir kitap olsa bile önsözündeki açıklamada Aral'ın, soruları ve yanıtları yeniden düzenlediği bilgisi verilmiş. Tolga Meriç, Aral'ın eserlerine hakim, yönelttiği sorular öyle yazarken nelerden esinlenirsiniz gibi basit, doğrudan sorular değil.  Soruların nasıl olduğunu merak edenler olabilir diye bir örnek vereyim:   Zamanı kağıt üzerinde zapt edebilmeyi başarmak hayata ilişkin ne türden umutsuzluk ve tedirginliklerinizi yatıştırdı? (sayfa 282).  Unutmak ile Aral birçoklarının kaçınacağı zorlu bir iş yapmış bence. Hayatını

Açma yufka ile peynirli börek

Peynirli börek yaptım diye sayfama yazsam komik olurdu. Hazır yufka ile peynirli tepsi böreği, sanırım börekler içerisinde yapımı en kolay olanlarındandır. Bu tarifi paylaşmamın nedeni, böreğin yufkalarını bizzat açmış olmamdan. Bir nevi başarımı paylaşmak ihtiyacı diyebiliriz. Hamur işlerinden hep uzak durdum. Hamur açmanın bu kadar keyifli olduğunu bilseydim, daha önceleri denerdim. Neyse, geç oldu ancak güç olmadı.  Öncelikle malzemelerimizi sayalım: Un (3-4 bardak. Hamuru yaparken 2 bardağını, açarken kalanını kullanacağız) Tuz (keyfe göre, fazlası zararlı) Kabartma tozu (Yarım çay kaşığı) Yoğurt (büyükçe bir kase kadar, iç harcında kullanılacak) Yumurta (1-2 tane. 1 tanesi iç harcı için, ikincisi üzerine sürmek için) Peynir (beyaz peynir ve belki biraz kaşar rendesi)

Stockholm Öyküleri, Demir ÖZLÜ

1935 doğumlu yazar Demir Özlü'den okuduğum ilk eser Stockholm Öyküleri. Çoğunluğu öykü olmak üzere bir çok eser üretmiş bir yazar(mış) ÖZLÜ. Adını çok duymuş olmakla birlikte bu güne kadar herhangi bir eserini okumuş değildim. Geç oldu belki, itiraf edeyim ki biraz da güç oldu.  Zor okuduğum kitaplardan birisi Stockholm Öyküleri. Öykü kitaplarını okuması daha kolaydır oysa. Roman gibi başlayıp ara verdiğinizde dönüp nerede kalmıştım diye okumanız gerekmez. Öyküyü bitirmiş olmanız yeterli olur. Zor okumamın bir kaç nedeni var sanırım. Birincisi ve en önemlisi Özlü'nün güçlü kalemi. Çelişkili bir ifade olduğunu düşünebilirsiniz ilk okuduğunuzda, güçlü kalem-zor okuma. Özlü'nün anlattıkları insanın yalnızlığı, gurbette geçen günler, tüm güzelliklerine karşın boğucu Stockholm. Bu anlatıklarını betimlemede o kadar başarılı ki okurken ruhum sıkıldı.  Öyküler, kısalı uzunlu. Belli bir konu sıralaması yok sanırım. Varsa bile ben fark etmedim. Benim okuduğum Can Yayınları ta

Harika Çocuk nasıl yetiştirilir?, Tim SELDIN

Kaknüs yayınlarından çıkmış Montessori eğitimi ile ilgili bir kitap Harika Çocuk Nasıl Yetiştirilir? Kitabın anlattığı Montessori eğitiminin felsefesine pek uygun düşmeyen bir isim seçilmiş gibi geldi bana. Bu yanlış ve bence itici isim, çevirmenden ziyade Seldin'in hatası gibi görünüyor. Kitabın orijinal ismi: How To Rise an Amazing Child? Montessori'de kim diyenler için kısacık bilgi aktarıp ayrıntılar için bir iki bağlantı adresi vereyim.  Maria Montessori 1870-1952 yılları arasında İtalya'da yaşamış, zamanın bir çok olanaksızlığına karşın mücadele ederek tıp doktoru olmuş ve kendini çocukların erken yaştaki eğitimine adamış bir bilim insanıdır. Mussolini faşizmi döneminde ülkesinden ayrılmak zorunda bırakılan İtalya'nın ilk kadın doktoru, kadın hakları için verdiği mücadeleler ile de anılır. 1952 yılında vefatının ardından 1898 doğumlu oğlu Mario, Montessori eğitiminin yaygınlaştırılması, sistematikleştirilmesi ve sürdürülmesi için çalışmış. Yeniliklere açık,

bayram bitti tatil başlıyor

Yazının başlığını görüp, yanlış yazıldığını düşünebilirsiniz. İki bebek ile bakıcısız, yardımcısız bir hafta geçirince, insan işi tatil gibi görmeye başlıyor. Yıllar önce yüksek lisans tez çalışmamı bitirmeye uğraşırken danışmanım olan profesör neyse ki pazartesi geldi  derdi de anlamazdım. Artık yürümeye başlayan ve tam keşfetme döneminde olan kızlarımız, deyim yerindeyse bir dakika yerlerinde oturmuyor. Hal böyle olunca, yemeklerini hazırlamak, ortalığı toplamak, bulaşıkları/çamaşırları yıkamak için onların uyudukları kısa süreler dışında fırsat olmuyor.  Bebek sahibi olmayı düşünenlere önerim bebekli bir aile ile bir tam gün geçirmeleri :) Böylesi bir gün geçirmenin ülke nüfus artış hızını dizginleyeceği kesin. Böyle yazdığıma bakıp çok bunalmış diyenler için söyleyeyim. Bunaldığım zamanlar olsa bile bu yaşıma kadar aldığım kararlar içerisinde en doğrusu çocuk sahibi olmak diyebilirim. Takvime baktık, önümüzdeki şeker/ramazan bayramına kadar uzun tatil yok :) Herkese iyi tatiller..

Her Temas İz Bırakır, Emrah SERBES

2006 yılında İletişim Yayınları tarafından bizlerle buluşturulan Bir Ankara Polisiyesi alt başlıklı Her Temas İz Bırakır , heyecanla okunan bir polisiye. Ankara'da yaşayanlar için okuması daha bir keyifli. Bildiğimiz mekanlar, iyi betimlenmiş Ankara ayazı, hayatın içinden karakterlerle birleştirilmiş. 1981 yılı doğumlu genç yazarlardan Serbes'in bu ilk romanı, yayınlandığı tarihlerde kitap eklerinde konuşulmuştu. Kitab ı alalı epey zaman oluyor. Kütüphaneyi karıştırırken bulunca, bir solukta okuyamadım. Malum kurban bayramı, bakıcımız izinli. İki bebeğin fırsat verdiği anlarda okuyabildiysem bile bir kaç günde bitirdim.  Romanın akıcı, heyecanlı, gerçekçi olması gibi özelliklerinin yanına bir de diziye konu olması eklendi yakın zamanda. Tahmin ettiğiniz gibi Bir Ankara Polisiyesi Behzat Ç. tam olarak kitaptan diziye aktarılmış bir karakter. Kitaptaki tarife tıpatıp benzeyen Akbaba, Hayalet, Eda, Harun ve diğer karakterler ile Star TV'de yeni yayın saati ve günüyle Salı