Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Öğle Yemeğinde Matematik / Maurizio Codogno

İnternet siteleri aracılığı ile satın alma sayesinde sahip olduğum ve okuduğum kitaplardan birisi Öğle Yemeğinde Matematik. Kitapçıların raflarının sınırlılığı, çok satanların ya da çok satması istenilenlerin bu sınırlı rafların büyük bölümünü doldurması yüzünden aslında ilginizi çekebilecek bir çok eseri hiç göremiyoruz. Farklı bir çok kitapçının bulunduğu ülkenin başkentinde bile durum bu ne yazık ki. İnternet üzerinden kitap satışı ve uygulanan fiyat politikaları ile ilgili ayrı bir blog yazısı planlıyorum. Mevcut durum, kitapçılar (perakende satış noktaları) için pek sürdürülebilir değil. Bu uzun, uzun olduğu kadar gerekli girişin ardından g elelim kitabımıza. Künye bilgileri ile başlayayım: Doruk Yayınları tarafından Güliz Akyüz Yıldırım çevirisi ile 2019 yılında yayınlanmış. 165 sayfalık eserin içeriğine dair notlarımı paylaşmadan aynı yazarın Doruk Yayınları'ndan çıkan Kahve Molasında Matematik adlı bir çalışması olduğunu belirteyim.  Matematik, bir çok kişinin okuldan

Acı Portakal / Yiğit Bener

Bir cumartesi satın alıp okuyup bitirdiğim kitap: Acı Portakal / Yiğit BENER. Soyadı tanıdık geldiyse, aklınıza ya Erhan Bener ya da Vüsat O. Bener gelmiştir. Bu soyadı aynılığı bir tesadüf değil. Yiğit Bener, Erhan Bener'in oğlu, Vüsat O. Bener'in ise yeğeni. Can Yayınları'ndan çıkmış 183 sayfalık bir kısa roman Acı Portakal. Deyim yerindeyse daha mürekkebi kurumamış, Kasım 2019'da ilk baskısı yapılmış.  Sol çevrelerce "devrim sonrası kendiliğinden hallolacak meselelerden" olarak değerlendirilerek uzun süre görmezden gelinmiş hatta yok farzedilmiş erkek şiddetini konu alıyor roman. Erkek şiddeti derken sadece cinsel saldırı değil, erkek egemen dünyanın dayattığı her türlü şiddet söz konusu. Hayata sol pencereden bakan erkeklerin, bu bakış sayesinde ya da yüzünden, kadın erkek ilişkilerinde sıradanın dışında bir tutum izleyeceklerini varsaymak, aslında büyük bir yanılgı. Keşke bu kadar basit olsa herşey, siyasi bir tutum ile hayattaki duruş da değişebils

2019'un son değerlendirmesi ve 2020 planları

11 ay boyunca aksatmadan yaptığım bir işi, aylık durum değerlendirmesini, son kez yapıyorum. 2018'in sonunda, 28 Aralık 2018'de yazdığım bir yazı vardı: 2019 hedefleri başlıklı, orada somut olmayan bir şekilde ifade ettiğim bir kaç hedef vardı. 2019'un planları nı ise ayrı bir yazıda açıklamıştım: Çok çok uzun senelerdir istediğim ama bir türlü denk getiremediğim bir "öğrenme süreci" yaşamak istiyorum. Pek çoklarından farklı düşünüyorum eski alfabemiz hakkında. En azından harf devriminin üzerinden bir kuşak geçtikten sonra, eski alfabemizi de öğrenmeliydik. Bu sene eski alfabemizi ve dil ile ilgili bir kaç şeyi daha öğrenmek istiyorum. Evde, okumak isteyerek satın aldığım ve bir kısmına başlayıp yarım bekleyen tüm kitapları bitirmek istiyorum. Yarım bırakılanlar bile ondan fazla, satın alıp okunmayı bekleyenlerin sayısı ile birlikte 50 civarında. Kolay bir hedef değil, kitapların büyük bölümü roman değil. Hedef tutmaz ise, 2020'de de yeni kitap almama

Meyname / Can Gazalcı

Ankara ve anason kokulu bir roman Meyname. Sevip kavuşamayanlar, aşık olup karşılık göremeyenler, unutmaya çalışıp beceremeyenlerin romanı. Etkileyici bir konuyu iyi bir kurgu ile anlatmış Can Gazalcı. Romanı okumayanları düşünerek 283 sayfalık eserin sürprizinden bahsetmeyeceğim elbette.  Aşk, sevgi ve huzurlu bir hayat... İlkinin, yani aşkın sevgiye oradan da karşılıklı güvene dayalı bir ilişkiye dönüşmesi... Belki de herkesin istediği, ancak Ataol Behramoğlu'nun da yazdığı gibi; Ölümdür yaşanan tek başına /  Aşk, iki kişiliktir.  Romandan bir alıntı ile; "Bazen önce seversin, sonra kendini âşık olmuş bulursun. Bazen önce âşık olursun, sonra aşk huzurlu bir sevgiye evrilir. Hiç bir duygu hep aynı kalmaz. Bazen de huzurlu bir liman olarak başlar ilişki, öyle devam edip gider. İlle aşk olması gerekmiyor. Olursa harika olur. Çünkü sevgiye dönüşen aşk bambaşkadır, kalıcıdır çoğu zaman. ama her şeyden önce sevmek gerekiyor, bir de özenmek..." s.274-275 Romanın

Genç Matematikçiye Mektuplar / Ian Stewart

Profil Yayınları'ndan Mayıs 2013'te çıkan kitap, adından da anlaşılacağı üzere matematik ile ilgili. Eserin yazarı Ian Stewart matematik profesörü, cep boy olarak tasarlanan kitap, bu haliyle 228 sayfa. Tercümesini Zeynep Ertan yapmış.  Üniversitede matematik eğitimi almayı düşünen ancak bir takım endişeler taşıyan Meg adlı hayali genç kıza yazılan mektuplar ile ilerliyor eser. Her mektup, Meg'in farklı kaygılarını gidermeye yönelik.  Temel eğitimde matematik adlı derste anlatılanların aslında büyük ölçüde "matematik"in bir parçasını oluşturan aritmetik olduğunu açıklayarak başlıyor Stewart. Kodlama teknolojilerinden GPS'e evrenin modellemesinden bilgisayarlara kadar modern dünyada olmazsa olmazımız bir çok gelişmenin arkasında matematikçilerin buluşlarının yattığını görmek etkileyici.  Ülkemizde üniversite eğitiminin meslek edinme amacıyla yapıldığı ve sonunda, ne yazık ki çoğunlukla, bu amacın da yerine gelmediği bir gerçek. Oysa üniversite bilimin

2019 genel değerlendirmesi ve 2020 dilekleri

Fotograf için kıymetli arkadaşıma teşekkürler... Belki genel değerlendirme yazmak için erken, senenin bitmesine 10 günden uzun bir süre var hâlâ. Instagram hesabımı yeni yıla kadar sükûnete sokmuşken, blogu da sessizleştireyim dedim.  Bol kitaplı - bol huzurlu bir sene oldu 2019.  Yeni yazarlarla tanıştığım, edebiyat dünyasının büyüklüğüne nazaran okuyabileceğim eserlerin azlığını görüp üzüldüğüm, bu sınırlı zamana sığdırılabilecek eserleri iyi seçmenin önemini kavradığım ve bu seçimde yardımcı olan arkadaşlarımın varlığı karşında şükran duyduğum bir sene oldu 2019. Kasım 2019 ile birlikte 16 yaşından gün alan blogumun tarihinde ilk kez sene başı hedefler koyup, ardından her ay durum değerlendirmeleri yayınladım. Hedefler yazısını yayınlarken, bakalım kaç ay sürecek diye düşünüyordum, bu durum değerlendirmelerini yazmam. Oysa, 11 adet değerlendirme yayınladım. 12. değerlendirme, yeni yılda, bir terslik olmaz ise... 2020 dilekleri ise, aslında doğrusu dileği, tek kelime: 

Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu / Haruki Murakami

Sonraki bölümde neler olduğunun merakı ile okumak, geriye kalan bölümlerin azaldığını bilip okumayı ertelemek arasında geçen bir kaç günün sonunda Murakami'nin romanını bitirdim. Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu, paralel olarak ilerleyen ve birbirinin ardı sıra gelen yirmişer bölümden oluşan iki uzun öykü. Öyküleri okurken, bir noktadan sonra ikisi arasındaki ilişkiyi anlıyorsunuz. Eğer kitap ile ilgili yazılanları kitaba başlamadan önce okursanız, bu ilişkiyi kitabı okumaya başlamadan da öğrenebilirsiniz.  Romanları okumadan önce romanlar ile ilgili yazılanları okumayı sevmeyenlerdenim, sürprizleri ortadan kaldıran bilgiler yüzünden. Bu yazımı ne zaman okuyacağınızı bilemediğim için romana dair yazdıklarımı özenle seçmeye çalışacağım. Öncelikle künyesini yazayım: Doğan Kitap tarafından ilk baskısı Ocak 2011'de yapılmış. Japonya'daki baskısı 1985'de yapılmış. Benim okuduğum Mayıs 2017 tarihli 11. baskısıydı. Kütüphaneden alarak okuduğum kitabın 2019