Ana içeriğe atla

IBC 2015'in ardından OTT ve S&R Engine

IBC 2015'in öne çıkan konularının birisi de Over The Top Television, OTT'ydi. OTT üzerine Türkçe ilk yazılardan birisini Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şube Bülteni için kaleme almıştım. OTT kısaltmasını ilk duyduğum zamanı da unutmam. Bu uluslararası etkinliklere ilk katıldığım günlerde, o zaman İstanbul'da düzenlenen IPTV World Forum'un Doğu Avrupa ve Avrasya ayağına katılmak için uçakla, elbette parasını cebimden ödeyerek, İstanbul'a giderken yan koltuğumda, yapacağı sunuma hazırlanan bir BTK uzmanından duymuştum OTT'yi. 

Bu yazıda OTT nedir diye anlatmayacağım. Merak edenlere Uygar Boynudelik'in blogunda bir dizi halinde yayınladığı yazıları öneririm. Çok bilgilendirici olmuştu. IBC 2015'te irili ufaklı bir çok IT şirketi OTT çözümleri sunuyordu. Öne çıkan çözümlerin büyük çoğunluğu, TV işini hiç bilmeyenlere paket öneriler sunanlardı. TV işi, telekom operatörlerinin anladığı bir iş değil. Ülkemizde telekom operatörlerinin TV önerilerinin böylesine başarısız olmasının temel nedeni de bu bence. Bugüne kadar ne kadar para yatırırsa yatırsın bir DTH operatörüne yaklaşamadı bile en başarılı olan IPTV, Kablo, OTT şirketi. Elbette başka bir ton faktör sayılabilir bu başarısızlığı açıklamak için. Ancak bence en önemlisi anlayış farklılığı. 

OTT'nin yanı sıra fuarda Search & Recommendation Engine (Arama & Öneri Motoru) çözümleri de ilgi çekiciydi. Bu konu, ilerleyen dönemde TV dünyasında tüm taşları yerinden oynatacak kadar önemli aslında. TV dünyasında değer zincirini anlatan bir dizi yayınlamıştım bir zamanlar. Orada da dikkat çektiğim bir eğilim var aslında, klasik TV izleme oranları düşüyor. İnsanlar artık akışa bağlı yayın izlemek istemiyor. Her cihazdan her zaman içerik tüketmek eğilimi ağır basıyor. Bu durum, Connected TV (İnternete doğrudan bağlanabilen TV) ürünleriyle daha da destekleniyor. Connected olmayan TV'ler için HDMI portundan TV'ye bağlanabilen ayrı küçük kutular da mevcut. Bunlar, akılsız TV'leri SMART yapabiliyor. İnsanlar artık "video" tüketiyor. Bu durumda, içerik toparlayıcısı durumuna düşmüş klasik TV'leri, NetFlix gibi devler karşısında çaresizliğe itiyor. İnsanlar akışa bağlı izlemediğinden, izleyeceği içeriğin nerede bulunduğuyla (bulut, TV kanalının sunucusu), hangi yöntemle kendisine ulaştığıyla (Uydu, karasal, IP) ilgilenmiyor. Klasik TV'lere, değer zincirinde ihtiyaç kalmıyor. 

Bu konuda VideoNet'in de organizatörü olduğu bir panele katıldım. Orada ilginç tespitler yapıldı. Bir tespit, 3000'in üzerinde içerik barındıran ve bunları izleyicisine arama/öneri motoru ile sunmaya çalışan bir operatörden geldi. Bir anket yapmışlar izleyicileri üzerinde, kaç tane farklı içerik sunuluyor sistemimizde demişler. Gelen yanıtlar 30 olmuş ağırlıkla. Yani insanlar 3000 içeriğin olduğunu bile fark edememiş, o kadar öneri/arama optimizasyonuna karşın. 

Fuarın benim açımdan en büyük haberi ise ROVI'nin ülkemizdeki bir önemli TV üreticisi ile imzaladığı anlaşma oldu. Bu haberin ayrıntılarını yazmak konusunda ROVI'den onay almam gerektiğini düşündüğüm için biraz izin istiyorum. Ancak, akıllı bir TV alacaksanız hangisini tercih etmeniz gerektiğini sorarsanız, yakında yanıt verebilmeyi umuyorum. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...