Ana içeriğe atla

IBC'ye bir hafta kala boş zamanım kalmadı!

Dört tam günümü geçireceğim IBC Fuar ve Konferansında. 

Bir yandan yeni hayat arkadaşım, parkinsonla birbirimizi tanımaya çalışıyoruz. Ona iyi gelsin diye aldığım ilaç dengemi altüst ediyor bir yandan. Bir yandan hayatın genel telaşı ve ben IBC'de BASIN olarak yer almanın heyecanını yaşıyorum. Merak etmemek elde değil, koca IBC'nin yüzlerce standında benimle görüşmek isteyen çıkacak mı? Radyo / TV değilim sonuçta. Etkisi çok olsa da okuyanı az olan bir blogum var hepi topu. 

ve bugün itibariyle, aslında tam tarih olarak dün öğleden sonra 14.33, kalan son boş vaktimi de bir demo ile doldurdum. 

Dershaneler ilan verirdi eskiden, Kayıtlarımız dolmuştur, gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederiz diye. Benim bu yazım da onun gibi oldu. Hem bu güzelliği sizlerle paylaşmak istedim, hem de sonraki etkinlikler için düzenleyicilere göz kırpmak; bakın bir hafta kala kapattım ben diye :)

Bir iki cümle bu göçmen dramı için yazmazsam olmaz. Malum hepimizin içini dağlayan çocuğun fotografını gördük geçen günlerde. Bu konuda eşyayı adıyla çağırmaya mecburuz: Bu dramın sorumlusu emperyalizmdir. Ucuz hammadde ve enerjiye ulaşacağım diye insanları yerinden yurdundan edenler, kendi merkez ülkelerinde huzurlu bir şekilde yaşamaya devam ediyorlar. Bir de oralardan kalkıp akıl veriyorlar. Sormazlar mı adama, sen ne yaptın? Sen ne yapacaksın? 

O zaman, ne yapmalı diye soranlara Ahmed Arif yanıt versin, Öyle yıkma kendini.....Bir umudum sende...

   Beşikler vermişim Nuh'a   Salıncaklar, hamaklar,   Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır,   Anadoluyum ben,   Tanıyor musun ?    Utanırım,   Utanırım fıkaralıktan,   Ele, güne karşı çıplak...   Üşür fidelerim,   Harmanım kesat.   Kardeşliğin, çalışmanın,   Beraberliğin,   Atom güllerinin katmer açtığı,   Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,             Kalmışım bir başıma,   Bir başıma ve uzak.   Biliyor musun ?    Binlerce yıl sağılmışım,   Korkunç atlılarıyla parçalamışlar   Nazlı, seher-sabah uykularımı   Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,   Haraç salmışlar üstüme.   Ne İskender takmışım,   Ne şah ne sultan   Göçüp gitmişler, gölgesiz!   Selam etmişim dostuma   Ve dayatmışım...   Görüyor musun ?    Nasıl severim bir bilsen.   Köroğlu'yu,   Karayılanı,   Meçhul Askeri...   Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini.   Sonra kalem yazmaz,   Bir nice sevda...   Bir bilsen,   Onlar beni nasıl severdi.   Bir bilsen, Urfa'da kurşun atanı   Minareden, barikattan,   Selvi dalından,   Ölüme nasıl gülerdi.   Bilmeni mutlak isterim,   Duyuyor musun ?    Öyle yıkma kendini,   Öyle mahzun, öyle garip...   Nerede olursan ol,   İçerde, dışarda, derste, sırada,   Yürü üstüne - üstüne,   Tükür yüzüne celladın,   Fırsatçının, fesatçının, hayının...   Dayan kitap ile   Dayan iş ile.   Tırnak ile, diş ile,   Umut ile, sevda ile, düş ile   Dayan rüsva etme beni.    Gör, nasıl yeniden yaratılırım,   Namuslu, genç ellerinle.   Kızlarım,   Oğullarım var gelecekte,   Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.   Kaç bin yıllık hasretimin koncası,   Gözlerinden,   Gözlerinden öperim,   Bir umudum sende,   Anlıyor musun ?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...