Ana içeriğe atla

Kayıtlar

soylesi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Küçükkuyu'nun büyük lezzeti: Sole Mare Cafe

Meksikalı balıkçının hikayesini biliyorsunuzdur  muhtemelen. Meksika’nın sakin bir balıkçı köyüne tatil için gelen genç "girişimci" sabahları o günün ihtiyacı kadar balık tutup, geri kalan zamanını ailesiyle keyfince geçiren bir adam farketmiş. Bir sabah yolunu kesmiş: “ Kaç gündür seni izliyorum. Sabahları birkaç balık avlayıp sonrasında keyif yapıyorsun ailenle. Oysa avlayabileceğin daha tonlarca balık var. Seninle bir şirket kuralım, gemiler alalım ”.  Balıkçı, “ sonra ” demiş.  “ Sonra o gemilerden oluşan bir filo kurarsın. Sonra şirketini borsaya açarız ve sen de keyfin için balık tutup, günün geri kalan zamanında ailenle birlikte olursun .”  diye devam etmiş girişimci.  Balıkçı, “ ben zaten hergün bu son söylediğini yapıyorum ” demiş ve gitmiş. Elbette eğitimden sağlığa bir çok hizmetin paralı hale geldiği günümüz dünyasında, Meksikalı balıkçı gibi geleceğimizden endişe etmeden yaşama şansımız yok belki. Gene de paranın amaç mı araç mı olduğu kimilerince kar

Kenneth Wenzel ile sayısal radyo konulu e-söyleşi

Kenneth Wenzel, Amsterdam'da DVB-T2 Lite  üzerinden radyo yayını yaparken. Öndeki alıcı, cep telefonundan DVB-T2 yayını izlemek için kullanabileceğiniz bir eklenti. Bu sayısal radyo konusunda yayınladığım beşinci söyleşi. Bugüne değin WorldDAB ve WorldDRM başkanları ile söyleşiler yayınladım. Ayrıca Attila Ladayni, kurallarına uygun işletilen bir FM şebekesinin kalite bakımından sayısal radyodan aşağı kalır yanı olmadığını belirttiği bir söyleşi verdi. Dr. Peter Siebert söyleşisinde de sayısal radyo konusuna ilişkin bir soru yer alıyordu.  Bu kez, konuğum Kenneth Wenzel. Kendisi Danimarka'da yaşıyor, sayısal radyo ve televizyon yayıncılığı konularında araştırmalar yapıyor. Aynı zamanda U-Media ApS adlı şirketin üst yöneticisi. Wenzel ile iki kez yüzyüze görüşme olanağı buldum. İlki 2013 yılında Estonya'nın başkenti Talin'de düzenlenen Sayısal Yayıncılık Konferansı'ndaydı. Her ikimiz de sunum yapmıştık söz konusu etkinlikte. Wenzel, DVB-T2 Lite profilinin sa

Burcu Babaç söyleşisi

Hep yazıyorum, 2015 pek bir değişik geçti benim için. Senenin başı ile sonu arasındaki Özgür'lerin birbiriyle yakından uzaktan ilgisi yok. Bu büyük değişikliğe sürpriz haberler sebep oldu. Sağlık durumumla ilgili öğrendiklerim, hayata bakışımı, hayata bakışım, günlerimi nasıl geçirdiğimi değiştirdi. Bir başka değişiklik, kendimi kabullenişim ile ilgili.  Bu fotografı 2014'te Paris yakınlarında bir doğa parkında çekmiştim. Biraz dikkatli bakınca uzaktaki geyikleri görebilirsiniz. Aslında hayat da böyle bir şey. Yaşamımızda dikkat etmeden geçtiğimiz ne kadar çok şey var aslında. Bu yolda, sevgili dönem arkadaşım Burcu Babaç'ın büyük katkısı var. Bu söyleşi, hem Burcu'nun yaptığı işleri tanıtmak hem de sizlere de farkındalığınızı arttırabileceğinizi söylemek adına yapıldı. 1. Bu dört soruluk e-söyleşilerimin ilk ve son sorusu klasikleşti aslında. İlk sorularım hep kendini tanıtmakla ilgili. Ancak, zaten tanıdıklarıma biraz farklı yöneltiyorum soruyu. Şöyle ki

Bir başka Paris Rehberi: Faruk Uraz söyleşisi

1. Öncelikle söyleşi teklifime bu kadar kısa sürede yanıt verdiğiniz için çok teşekkür ederim. İlk soru biraz klasik olacak ne yazık ki. Faruk Uraz 'ı ben Paris'te yaşayan, Türkiye'de doğup okumuş birisi olarak biliyorum. Siz bu kısacık bilgiye neler eklemek istersiniz. Aslında kendinizi ve yaptığınız işi kısaca tanıtmanızı istesem. Dilerseniz, uzun uzun da anlatabilirsiniz elbette. Sayfa sınırımız yok :) Faruk URAZ, Paris, Meclis Binası önü, Seine nehri kıyısı Sizin tabirinizle Türkiye'de doğup okumuş birisi olarak Fransa’ya gelmiş olmak önemli mi bilmiyorum ama galiba bir şans. Diğer olasılıkta  iki ülke arasında sıkışıp kalma riskiniz  birazcık daha fazla. Bu anlamda bir dönem Normandiya’da öğrenci olarak yaşamış birisi olarak Fransa’nın başka bir bölgesinde değil de Paris’te yaşıyor olmaktan dolayı ayrıca memnunum. Paris, İstanbul gibi metropoller ait oldukları ülkelerin kimliklerini ikinci plana itebilen güçlü karakterli şehirler. Ben bir de Paris’in her

Sayısal radyo konusunda bir söyleşi daha Bu kez söz Attila Ladanyi'nin. Şimdilik İngilizce. İlk fırsatta tercümesini de yayınlayacağım.

As you may noticed, I posted two interviews on digital radio, one of which is with Mr. Patrick Hannon & the second is with Ms. Ruxandra Obreja. I am pleased to say that both interviews were very informative for me & also for the Turkish market. I was working on the digital radio transition project professionally when I posted those interviews. After a change in my position, although I am not directly involved in the project any more, I keep following the progress and still try to understand the technology. This is the third interview with the same 4 questions. Mr. Attila Ladanyi is the CTO of T & C Holding and also a Board Member of the RDS - Forum. The photo in this post is from Paris. 1. There are many examples of digital radio transitions all over the world. Some are great success whereas some are total fail.  I think there is not a one-right-path to follow. What do you recommend us, I mean in Turkey, with all those experiences? I don't know from any t

bilgi güvenliği uzmanı Adil Burak SADIÇ ile söyleşi

Malum,  bir süredir söyleşilere de yer veriyorum blogumda. İşin doğrusu söyleşeceğim kişileri ve konuları seçebiliyor olmak büyük şans. Çok şükür ki bu güne kadar epey farklı konuları merak ettim, epey çok insan tanıdım. Tanıdıklarım ve tanıştıklarım ile uzun sohbetlerim oldu. Bu söyleşiler, o sohbetlerin, o iyi ilişkilerin sonuçları. Bu kez, bambaşka bir konu ve bir o kadar farklı bir konuk var karşınızda. Adil Burak SADIÇ, benim lise ve üniversiteden dönem arkadaşım. Her ikisinde de farklı sınıflarda / section'larda olsak da mezuniyet sonrasında birbirimizi hep aradık sorduk. Günümüzde LinkedIn gibi platformlar sayesinde bu "arayıp sormak" daha çok "takip etme"ye dönmüş olsa da :) Bilgi güvenliği denildiğinde, ülkemizde akla gelen isimlerin başında Adil Burak SADIÇ ile söyleşiyi keyife okumanız dileğiyle...  1. Kısaca kendini tanıtmanı rica etsem. Ankara Atatürk Anadolu Lisesi ve ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği'ni bitirdin. Sonra?  Sonr

Sıradışı Paris Rehberi'nden bir Paris blogu: Paris Mektupları: Aslı ULUSOY PANNUTİ söyleşisi

Aslı ULUSOY PANNUTI Bu söyleşi işini gerçekten sevmeye başladım. Hele bir de Aslı ULUSOY PANNUTI  gibi, kısa sürede yanıtları gönderen birisiyle söyleşi yapmak çok daha keyifliydi. Buradan, aylardır yanıt gönderecek olanlara da "kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" demiş olayım.  Aslı hanımı Cumhuriyet gazetesindeki yazılarıyla tanıdım. Paris'e yerleşmeye gideceğimiz belli olunca, evdi, çocukların okuluydu soracak çok soru oluştu birden. Bu işleri bilen birisi kimdir sorusunun yanıtı oldu Aslı hanım. Sağolsun o zaman tanıştırdığı Elvan UZEL MATEO, deyim yerindeyse Paris'teki elimiz ayağımız oldu. Onun vesilesiyle hazırladığımız dosyamız, ilk hafta içinde evimizi tutmamızı sağladı mesela, ki Paris'te bir iki günde kiralık ev ayarlamak öyle herkese nasibolmuyor. Ev kiralamak işi de, pek çok diğer iş gibi, tam Fransız usulü :)  Aslı hanım, Paris'te eşlikçi rehberlik yapıyor. Ahmet Öre, Cüneyt Ayral, Nedim Gürsel gibi Aslı Ulusoy Pannuti de elektr