Kimi bir kaç cümlelik kimi bir kaç sayfalık anılarla dolu öykücükler ve tümünü bağlayan farklı bir kurgu. Barış Bıçakçı'nın son novellasını severek okudum. Okuma heyecanını bozmadan, konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Halis Bey, emekli elektrik mühendisi. Ayşe ise başarılı bulunan bir öykü kitabı yayınlamış bir peyzaj mimarı ve tercüme yaparak hayatını kazanıyor. Tercüme bürosunda rastlaşıyorlar ve Halis Bey Ayşe'den anılarını öyküleştirmesini istiyor, ücreti karşılığında. Novella, Halis Bey'in anıları ve Ayşe'nin hayatını anlatan bölümlerle kurulmuş. Novellada yer alan bölümlerin her biri ayrı öyküler haline getirilebilecek derinlikte. Ayşe'nin hayatına dair bölümlerde ülkenin gündemine dair göndermeler de yer alıyor. Daha önce okuduğum eserlerinde olduğu gibi bolca Ankara var arka planda. Hatta Garson başlıklı bölümde Ankara başrolde. İstanbullular deniz yok, fazla gri dese de Ankara, Ankara'da yaşamaya alışmışlar için kendine has özellikleri ve güzelli...
Ankara sokakları ile ilgili yazayım istiyordum, uzunca zamandır. Kısmet bugüneymiş. Bir dizi yazı olsun niyetindeyim, bakalım, ne zaman ikincisi gelir bilemiyorum. Hazır vakit ve enerji bulmuşken, dizinin ilk yazısına başlıyorum:
Atakule civarında, Yukarı Ayrancı'daki sokak isimlerini aşağıda sıraladım:
- Abidin Daver (1886 - 1954)
- Ahmet Rasim (1864 - 1932)
- Ahmet Mithad Efendi (1844 - 1912)
- Sedat Semavi (1896 - 1953)
- Mahmut Yesari (1895 - 1945)
- Cemal Nadir (1902 - 1947)
- Ebu Ziya Tevfik (1849 - 1912)
- Yunus Nadi (1879 - 1945)
- Süleyman Nazif (1870 - 1927)
- Halide Nusret Zorlutuna (1901 - 1984)
- Halit Ziya (1866 - 1945)
- Hüseyin Rahmi (1864 - 1944)
- Prof. Dr. Aziz Sancar [eski adı Abdullah Cevdet (1869 - 1932)]
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.