Kimi bir kaç cümlelik kimi bir kaç sayfalık anılarla dolu öykücükler ve tümünü bağlayan farklı bir kurgu. Barış Bıçakçı'nın son novellasını severek okudum. Okuma heyecanını bozmadan, konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Halis Bey, emekli elektrik mühendisi. Ayşe ise başarılı bulunan bir öykü kitabı yayınlamış bir peyzaj mimarı ve tercüme yaparak hayatını kazanıyor. Tercüme bürosunda rastlaşıyorlar ve Halis Bey Ayşe'den anılarını öyküleştirmesini istiyor, ücreti karşılığında. Novella, Halis Bey'in anıları ve Ayşe'nin hayatını anlatan bölümlerle kurulmuş. Novellada yer alan bölümlerin her biri ayrı öyküler haline getirilebilecek derinlikte. Ayşe'nin hayatına dair bölümlerde ülkenin gündemine dair göndermeler de yer alıyor. Daha önce okuduğum eserlerinde olduğu gibi bolca Ankara var arka planda. Hatta Garson başlıklı bölümde Ankara başrolde. İstanbullular deniz yok, fazla gri dese de Ankara, Ankara'da yaşamaya alışmışlar için kendine has özellikleri ve güzelli...
Malum evimizi paylaştığımız hayat arkadaşımız, tüylü yaratık, sevimli bücürük bay Zeytin'in hayatında değişik bir sabah oldu bu gün. Bay Zeytin sabahın erken saatlerinde ODTÜ'ye götürüldü. Her ne kadar evinden dışarı pek çıkmadıysa bile bir sürü güvercin arkadaş, bir sürü kedik arkadaş gördü. Kedik arkadaşların fotograflarını sayfanın sahibi picasa'ya yükledi. İşte yukarıdaki fotograf ise bay zeytoşun ODTÜ macerasının kanıtıdır :) Görüldüğü üzere biraz gergindi kendisi. Her ne kadar onu görenler duman diye çağırsa da biz Zeytin demeyi sürdürüyoruz. İyi ki varsın, hayatımızın neşe kaynağı...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.