Ana içeriğe atla

ve karşınızda Tivilogy.com

Televizyon dünyasının teknolojisi kısmıyla ilgiliyseniz, büyük olasılıkla tivilogy.com'u biliyorsunuzdur. IPTV, Video On Demand, Digital Terrestrial Television, Interactive Television ve daha uzatabileceğimiz bir çok İngilizce kavramı Türkçe internet sitesinde değerlendirmek kolay iş değil. 
Sayfanın üç kurucusu var. Kurucuları arasında ilk tanıştığım Uygar Boynudelik, tivilogy.com'a veda etti. Diğer iki kurucu Tanıl Ergin ve Emre Çınar ile bir e-söyleşi yaptım. Soruları gönderdim, vakit bulduklarında yanıtlarını gönderdiler. Bu yazıyla birlikte yeni bir etiket eklendi bloguma: soylesi. Aklımda bir kaç site daha var. Bakalım, kabul ederlerse onlara da sorularım olacak...

Kendinizden kısaca bahsedebilir misiniz?

EMRE:Tabii ki 1984 İstanbul doğumluyum, Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarımı bölümünü bitirdikten sonra UCLA'da The Business and Management of Entertainment sertifikasını aldım. Son olarak da Oxford Brookes Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Dijital Medya Master'ını (MSc.) tamamladım ve profesyonel çalışma hayatıma başladım.
TANIL: Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği, Ege Bilgisayar Master, Bilkent EMBA egitimlerimin paralelelinde Vestel’de Digital TV Yazılım Mühendisi olarak başladığım kariyerime aynı firmada Project Manager olarak devam etmekteyim. Genel olarak teknolojik yenilikleri takip edip çıkarımlarda bulunmak benim için yıllardır süregelen bir tutku. Bir nevi geek-squad üyesi sayabilirsiniz.
Neden tivilogy?

ORTAK:
İsim olarak soruyorsanız esasında matemeatik problemi gibi aklımıza gelenleri yazdık ve içlerinden en beğendiğimizi isim olarak tercih ettik. Türkiye'nin gerek insan yapısı gerekse gayrisafi milli hasıla rakamlarına göre TV'nin çok büyük önem taşıdığını düşünüyoruz. Özellikle internet ve online video tüketimini de düşününce Türkiye yeni TV ekosistemi için çok önemli bir Pazar haline geliyor. Tivilogy'de biz bu pazarın nabzını tutuyoruz ve Türkiye'de bu konudaki ilk ve tek platformuz. Ayrıca çalıştığımız sektörde, Türkiye odaklı, global trendleri takip edip bunları Türkiye perspektifiyle yorumlayan bir oluşumun eksikliği bizi Tivilogy’yi kurmaya itti. Aldığımız yorumlardan anlıyoruz ki bu konuda eksik gerçekten çok ama çok büyük. 
Yurt dışındaki örneklerle kıyaslarsak
Bu konuda en beğendiğimiz site GigaOM. Bu site de daha çok yeni medya üzerine gidiyor. Uluslararası platformlara göre Tivilogy.com lokal içerikle öne çıkıyor ve farklılaşıyor. Bugün Türkiye'de Tivilogy.com dışında bu konu üzerine kaynak, makale, bilgi bulabileceğiniz kişisel bloglardan başka bir site yok. Yani Tivilogy’yi Global perspektifin Türkiye için yorumlanması açısından oldukça farklı bir yerde olduğunu düşünüyoruz.


Hedefleriniz?
En büyük hedefimiz bu yeni oluşan ekosistemin çok iyi anlaşılması ve bu yönde gelişecek iş modellerine ön ayak olmak. Kendi hedefimiz de şimdilik bu konuyu tartışabileceğimiz oturumlar, workshoplar, orta uzunlukta sessionlar yapmak.
Ülkemizdeki TV sektörü Avrupa ile kıyaslayınca
Türkiye pazarı avrupaya göre satellite oryante... Ülkede şöyle bir gezintiye çıksanız her şehirde bolca uydu antenlerine rastlarsınız ve ancak bu satellite kullanımına rağmen Pay-TV anlamında avrupa bize göre daha gelişmiş. Onların ulaştığı nüfus oranı bizden çok daha ileride. Özellikle yeni TV teknolojilerinde daha şanslılar çünkü internet nispeten ucuz ve hızlı dolayısı ile DTT ile birlikte avrupalı vatandaşların yeni bir döneme yelken açacağını söyleyebiliriz. Bunun dışında TV sektöründe core technology konularında çalışan firma sayısı oldukça az. Biz bu tip yeni oluşumlara da destek vererek ekosistemi büyütmeyi de hedefliyoruz.


Bu DTT ne olacak?


Tüm ülkeler 2015 yılında yapılacak olan ASO (analog Switch Off) sonrası tamamen digital karasal yayına geçmeye hazırlanıyor. Türkiye'de , Avrupa'daki diğer ülkeler ile aynı yol haritasını takip ediyor. Bu konuda önümüzdeki ana konular T2 desteği olmayan cihazların kaderi, DTT ile ortaya çıkan HBBTV'nin önemi ve tabiki broadband altyapımız. DTT yazmaya başlasak bu satırlara biraz zor sığar 2014 daha belirleyici olacak. 
Ayrıca DVBS dominant bir ülkede DVBT2 nasıl konumlanacak konusu da 2014de sekillenmeye baslayacak. Cok ilginc firmalardan çok ilginç yatırımlar ve kampanyalar ile DVBT2 karşımıza çıkabilir, şaşırmayalım

Yorumlar

Son haftanın en çok okunan 10 yazısı

IPTV World Forum İstanbul'un ardından

Bu satırları yazarken etkinliğin ikinci günkü programı devam ediyor. İki günlük, oldukça yoğun program tam zamanında başlaması, zaman çizelgesine uygun devam etmesi ile uluslararası bir organizasyon olduğunu belli etti. Katılım ücretinin yüksekliğinin getirdiği en önemli sonuç etkinlik izleyicilerinin gerçekten ilgili kişiler olmasıydı. Sadece ilk gününü takip edebildiğim etkinlikte TTNet ve AirTies CEO'ları gibi çok üst düzey konuşmacılar söz aldı. Oturumların araları, toplantı salonunun önündeki fuayede kurulan sergileri gezmek için yeterli uzunlukta tutulmuştu.  İstanbul'un en kolay ulaşılabilen otellerinden birisi olduğunu düşündüğüm Mövenpick'in seçilmiş IPTV Forum için. Levent metrosunun çıkışında yer alan otel, aynı zamanda Fatih Sultan Mehmet köprüsünün dibinde. Levent metrosundaki otobüs duraklarında Sabiha Gökçen havaalanına direkt giden İETT otobüsü kalkıyor. Zaten Atatürk havaalanına raylı sistemle, aktarmalar yaparak ulaşılabiliyor. Sabah 6 uçağı Atatürk hav

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Ardından, Teknik Değerlendirme - 1

Yazının başlığını Teknik Değerlendirme - 1 dedim. Bunun bir dizi yazının ilki olduğunu düşünerek öyle yazdım. Pek uzun yazmayacağı, dizi yapmayı düşündüğüm için. Öncelikle Türk Telekom ve TTNet üzerine görüşlerimi yazayım. Etkinliğin ana destekçilerindendi her iki şirket. Türk Telekom'un üst şirket olarak görürsek, ki öyle aslında, Argela, TTNet ile birlikte sergi alanında büyük yer almışlardı. Argela, yazılım geliştirme alanında çalışıyor. TTNet, malum internet servis sağlayıcısı. Türk Telekom'un etkinlikte açıkladığı stratejisine göre IPTV , internet ve Voice over IP (IP üzerinden ses:VOIP) hizmetini TTNet üzerinden sunacak. İnternet ve telefonu tek faturada birleştirmeyen Türk Telekom, üç hizmet için tek fatura dönemine geçmeyi planlıyor. IPTV'yi itici güç olarak kullanacak. 3 farklı ekrandan (telefon, televizyon ve bilgisayar) televizyon izlemenin olanaklı olacağı ileri sürülüyor. Planlaması kolay, uygulaması ise zor bir hizmet IPTV. Multicast broadband internet bağl

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

bir kez daha, nedir bu sayısal karasal televizyon?

Blog sayfamda DTT etiketiyle yayınlanmış 100'e yakın içerik bulunsa da, geçenlerde buluştuğumuz lise arkadaşlarımın sorusu üzerine, bir kez daha yazmaya karar verdim. Bilenler, okumadan geçebilir. Bilmeyenler ve sektörün uzağındaki kişiler düşünülerek hazırlanmış bir yazıdır.  Soru - yanıt şeklinde kurgulanmış yazılarımın daha çok okunduğu gözlemi üzerine, buyurun sık sorulan sorularla Sayısal Karasal Televizyon: Şimdi tam olarak neden bahsediyoruz? Çanak ile izlediğimiz televizyon mu?

Kocadağ At Çiftliği Kocadağ Köyü / Havran

Deniz, kum, güneş tatilinden sıkıldıysanız ve Edremit körfezi civarındaysanız size süper bir alternatif: At binmek. Edremit'ten Balıkesir'e giden yol üzerindeki şirin ilçe Havran'ın Kocadağ köyünde bu mekan. Henüz dört yaşında olan iki(z) kızlarımız çok keyif aldılar at binmekten. Altınızda sizden epey güçlü b ir hayvan varken dengede durmaya çalışmak, yorucu bir o kadar da keyifli bir uğraş. Eğer hayatınızda at binmeyi hiç denemediyseniz, emin olun deneyince siz de kabul edeceksiniz, çok şey kaçırmışsınız demektir.    Kocadağ At Çitfliği'nde at binmenin yanı sıra lezzetli mutfağını da deneyebilirsiniz. Mantı, haşlama içli köfte, ızgara köfte ve elbette demleme çay. Fiyatlar derseniz bu konuda ucuz / pahalı yorumu yapmak istemiyorum. Bunun yerine bir kaç seçtiğim ürünün fiyat bilgisini paylaşacağım. Ancak, öncelikle sipariş edeceğiniz yiyeceklerin hepsinin büyük bir özenle hazırlanıp, aynı özenle servis edildiğini belirteyim. Biz mantı, içli köfte, ızgara hellim ve

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı

ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe

Yaylapınar (Sinekçiler) Köyü Nazilli tatili

Yazılacaklar birikti, bu gidişler birikmeye devam edecek. Üst üste gelince seyahatler, okunanlar, teknik gelişmeler böyle oluyor. Yavaş düzgündür, düzgün ise hızlı deyip başlayayım bir yerinden.  Geçtiğimiz haftanın 6 gecesini, Aydın'ın Nazilli ilçesinin, eski adıyla Sinekçiler, Yaylapınar köyünde geçirdik. Ne ben, ne de eşim Nazilli'li. Oralarda yaşayan akrabamız da yok. Peki nasıl oldu da bir köyde kaldık 6 gece. Pınar Kaftancıoğlu sayesinde. Kendisini büyük şehirlerde, özellikle İstanbul'da, yaşayan çocuk sahipleri tanıyacaktır. Ayşe Arman'ın söyleşisinden sonra tanıyanlar ve alış veriş yapanların sayısında ciddi artış olmuş. Siz tanımayanlardansanız İpek Hanım'ın Çiftliği'nin web sayfasına bakmanızı ve yazının geri kalanını sonra okumanızı öneririm.  Kaftancıoğlu, bana kalırsa ülkemiz için uygulanabilir bir kalkınma modeli oluşturmuş. Ülkemiz, her ne kadar son dönemlerde ihmal edilmiş olsa bile, bir tarım ülkesi. Tarıma elverişli topraklara

Sodom ve Gomore / Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Feriye, 2016 Yakın tarih okumalarına devam ediyorum. Bu kez, inceleme ya da anı değil okuduğum, bir roman. Dönemin, yakın tarih olarak adlandırdığım 1870-1930 arası dönemin, tanıdığı Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun bir eseri: Sodom ve Gomore. Karaosmanoğlu'nun Yaban adlı romanını okumuştum yıllar önce. Sanırım lise yılları, nereden baksanız 25 yıldan fazla olmuş. Kiralık Konak, Hüküm Gecesi ve Yaban okunacaklar listesine yeni girenlerden. 

Almanya'da televizyon yayınlarına erişim

Televizyon yayınları kablolu ve kablosuz olmak üzere iki ortam kullanılarak evlere ulaştırılır. Her iki ortam için de farklı uygulamalar bulunmaktadır. Kablonun kullanıldığı durumlarda Kablo TV, IPTV seçenekleri mevcuttur. Kablosuz ortam için ise uydu ve karasal vericiler kullanılabilir. Her ortamın kendisine göre avantajı, dezavantajı vardır. Daha ayrıntılı analizlerde, yayıncı için ve izleyici için avantajlar ve dezavantajlar olduğu görülecektir. Hatta ülkelerin düzenleyici denetleyici kuruluşlarının desteklediği ve/veya kösteklediği televizyon dağıtım yöntemleri olduğu söylenebilir.  Bu uzun girişi yazmamın sebebi, Arthur D. Little adlı araştırma kuruluşunun yakın tarihte yayınladığı bir araştırma. Lars Riegel ve Julien Duvaud-Schelnast imzalı   Almanya'da TV Platformları 2014 ve sonrası başlıklı 10 sayfadan ibaret rapor, Almanya'da son dönemin sıcak tartışma konusu durumundaki sayısal karasal televizyonun geleceğine ilişkin önemli analizler içeriyor. Geçtiğimiz Nisan