Kimi bir kaç cümlelik kimi bir kaç sayfalık anılarla dolu öykücükler ve tümünü bağlayan farklı bir kurgu. Barış Bıçakçı'nın son novellasını severek okudum. Okuma heyecanını bozmadan, konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Halis Bey, emekli elektrik mühendisi. Ayşe ise başarılı bulunan bir öykü kitabı yayınlamış bir peyzaj mimarı ve tercüme yaparak hayatını kazanıyor. Tercüme bürosunda rastlaşıyorlar ve Halis Bey Ayşe'den anılarını öyküleştirmesini istiyor, ücreti karşılığında. Novella, Halis Bey'in anıları ve Ayşe'nin hayatını anlatan bölümlerle kurulmuş. Novellada yer alan bölümlerin her biri ayrı öyküler haline getirilebilecek derinlikte. Ayşe'nin hayatına dair bölümlerde ülkenin gündemine dair göndermeler de yer alıyor. Daha önce okuduğum eserlerinde olduğu gibi bolca Ankara var arka planda. Hatta Garson başlıklı bölümde Ankara başrolde. İstanbullular deniz yok, fazla gri dese de Ankara, Ankara'da yaşamaya alışmışlar için kendine has özellikleri ve güzelli...
Aşağıda okuyacağınız yazı teknik etiketli son yazım. Geçtiğimiz haftasonu aldığım bir karar doğrultusunda sadece'leri çoğalttım. Sadeceteknoloji.blogspot.com adresi, aşağıdaki ve benzeri içerikte yazacağım yazıların yeni adresi olacak. Sadeceozgur'de ne yazacağımı henüz bilmiyorum. Bakalım zaman ne gösterecek...
Başlık pek bir şey anlatmıyor olabilir. Doğaldır. Kimi kelimeleri dilimize çevirince anlamında değişiklikler oluyor. Smart böyle kelimelerden. Akıllı diye çevirince, tam karşılamıyor anlamını. Yazının konusu yakın zamanda ortaya çıkan iki yeni ürün ve yeniden alevlenen eski bir tartışma: televizyonun evdeki işlevi ne olacak? Basit bir monitör mü ev içi eğlence sisteminin merkezi mi?
Son sözü başta yazarak görüşümü belirteyim. Ben televizyonun bir ekran haline dönüşeceğini düşünenlerdenim. Bilgisayarın ekranı gibi, akılsız. Ne verirsen onu görüntüleyen bir cihaz. Peki, piyasada durum nedir?
Bugün elektronik marketlere gittiğinizde akıllı televizyonların pazarda gittikçe artan bir paya sahip olduğunu göreceksiniz. Büyük markaların tümü, akıllı modelleriyle tüketicinin karşısında. Peki bu akıllı televizyonları satın alanların ne kadarı bu akıldan yararlanıyor? Bu noktada farklı istatistikler var. İstatistiklerin ortak noktası ise, en azından şimdilik, bu aklın çok yaygın kullanılmadığı yönünde. Bana kalırsa aklın televizyon cihazında olmasının yaratacağı en önemli sorun aklın güncellenmesiyle ilgili. Malum yazılım tabanlı sistemlerde güncellemelerin yapılması kaçınılmaz. Bu güncellemeler sırasında sorunlar çıkması da, neredeyse kaçınılmaz. Televizyon kullanıcısı ile bilgisayar kullanıcı arasında herkesçe malum farklardan ötürü bu sorunlar karşısında cihazından soğuyan bir kitle göreceğiz yakında. Daha önce cihaz arızalarına müdahale eden servisler, artık yazılım güncellerken hata veren akıllı ekranlarla uğraşacak.
Peki akıl ekranda olmadan akıllı televizyona nasıl sahip olunur? Türkçe televizyon teknolojisi haberleri veren en iyi site Tivilogy.com'a bağlanalım hemen: Yakın zamanda yayınlanan iki haber bu konuda sağlam ipuçları veriyor. Haberlerin ilki Google'ın çıkarttığı ara birim. Chromecast. Ekranın arkasındaki HDMI girişine takılan bu ara birim sayesinde farklı ekranlarda bulduğunuz, oynattığınız görüntüleri kablosuz ağ üzerinden akılsız ekranınıza aktarabiliyorsunuz. Kullanıcı arayüzü açısından baktığımızda televizyon ile bilgisayarın farkları anlatmakla bitmez. Kumanda ile bir sitenin ismini yazmanın zorluğunu yaşayan bilir. Bu konuda seçenekler gelişse bile herkesin göreceği (ailenin tüm bireylerini kastediyorum) bir arama yapmaktansa doğru içeriğe ulaşıp ardından paylaşmak daha tercih edilir bir şeydir.
İkinci haber ise Chromecast'in ardından yayınlandı. Birleşik Krallık'taki SKY'in sağladığı harici bir kutudan (kutucuktan) bahsediliyor haberde. Chromecast benzeri yeteneklere sahip bu kutu da.
Ülkemizde ne PayTV sektörü gelişmiş durumda ne DTT (sayısal karasal televizyon) yayını var ne de sayısal kablo yaygın. Hal böyle olunca izleyicilerin büyük çoğunluğu (%70'e yakını) Free To Air yayınlara uydu üzerinden erişiyor. Bu yüzden akıl işinden önce çözülmesi gerekenler var bizde bence. İzleyiciye seçme hakkını sağlayacak alternatifler ortaya konmalı. Hatırlarsınız pazar payı olarak en büyük olan ve TMSF tarafından el konulduğu için satış sürecindeki Digiturk'e gelen iki önemli teklif DSmart ve Türk Telekom'a ait. Her iki talip de Pay TV operatörü. İzleyici açısından zaten az olan seçenek iyice azalmış olacak.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.