Ana içeriğe atla

Yazma Büyüsü / İnci ARAL

Etiket bulutunun söylediğine göre İnci ARAL etiketine sahip yazı sayısı 17 oluyor. Yayınlanmış tüm eserlerini okumaya karar vermemin üzerinden ne kadar geçti hatırlamıyorum, ama korkarım ki sona yaklaşıyorum. Geçenlerde öğrendiğime göre ARAL, yeni bir roman hazırlığındaymış. Uzun sayılabilecek bir süredir beklediğim bu yeni romanın Yeni Yalan Zamanlar üçlemesinin Melike Eda'sıyla bir ilgisi olmasını çok isterdim. Gazetede okuduğum söyleşilerinin birinde Melike Eda'yı yeni bir romanda görmek isteyenlerin sayısının çok olduğunu belirtmişti ARAL. 
Yazma Büyüsü, ARAL'ın son dönemde kitaplarını basan Kırmızı Kedi yayınevinden çıkmış. 2011 tarihli ilk baskısını okudum. Korkarım ki yeni baskısı da yok zaten. 2005-2010 yılları arasında çeşitli mecralarda yayınlanmış makalelerinin derlemesiyle oluşturulmuş bir deneme kitabı. Anlar, İzler, Tutkular'ın yenilenmiş hali olarak nitelendirilebilir. Tarz olarak iki kitap birbirinin aynısı.
Okudukça, okumam gerektiğini düşündüğüm yazarların sayısı artıyor. Yazma Büyüsü sonrası listemin başına Ayla Kutlu'yu koydum. İsmini bu kadar sık duyup henüz hiç bir kitabını okumadığım iki isimden birisi Ayla Kutlu, diğeri ise Sevgi Soysal. Kendime iş edinip bir sahaf ziyareti yapmanın zamanı gelmiş demek ki. ARAL, denemelerinin bir bölümünü günümüz hikayecilerine ayırıyor. Attila Şenkon, Mehmet Güreli, Hakan Şenocak ve Nazlı Eray sayfalarıına konuk olan isimlerden. Yeni okuyacaklarıma karar verirken, ARAL'ın yazdıkları işimi kolaylaştırıyor. Attila Şenkon'u başka türlü keşfedemezdim sanırım.
İnternette blog okumayı gazete sayfalarına bakmaya tercih edenlerdenim. Özellikle ortak beğenilerimiz olan, hayata birbirine yakın pencerelerden bakan, baktığımızı düşündüğüm, kişilerin bloglarını tercih ediyorum. Böyle bir internet dolaşması sırasında ARAL tutkunu bir okur ile karşılaşmıştım. Onun ARAL ile ilgili yazdığı bir cümle aklımdan gitmiyor. Paralamadefteri'nin yazarı ARAL'ın Ölü Erkek Kuşlar adlı romanıyla ilgili yazdığı 20 Ağustos 2007 tarihli yazısına şöyle başlamış:
İnsan hep böyle romanlar okumak istiyor, hep böyle yazar anlatırken kaybolayım istiyor. İnci Aral da neyi anlattığından çok nasıl anlattığını sevdiğim yazarlardan. Hani şöyle alsa eline kalemi de hergün ne yaptığını yazsa, en sıradan gününü anlatsa, çok güzel anlatır, öyle güzel anlatır ki bazen başa dönüp birkaç kere daha okumak, başa sarıp sarıp dinlemek gelir içimden. Bilmem anlatabildim mi, işte o kadar seviyorum ben böyle yazarları ve onların tüm romanlarını.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...